Paylaş
Ayakkabısını çıkarıp vurmuş, kadını yerlerde tekmelemiş ve kadının kafasını kaldırıma çarpmış.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Bu şerefsizin bu cüretinde...
“Hamile kadınlar sokakta gezmemeli” diye devlet televizyonunda yapılan kafa ütülemelerinin...
“Kadın şöyle olacak, kadın böyle olmayacak” falan diye kadının hayatına çeki düzen vermeye kalkışanların...
Devlet katlarına yükselmiş bazı zat-ı muhteremlerin, “Kadın kahkaha atamaz” falan diye racon kesmesinin...
Payı çok ama çok büyüktür.
Yani ekilenler biçiliyor.
'HER YERİM KAPALIYDI' DEDİRTEN BİR ÇUKURDAYIZ
MANİSA Turgutlu’da saldırıya uğrayan Ebru Tireli, “Üzerimde montum vardı, her yerim kapalıydı” demiş.
İçinde debelendiğimiz çukurun şifreleri işte bu açıklamada gizli.
Saldırıya uğrayan bir kadının, kendini “Üzerimde montum vardı, her yerim kapalıydı” demek zorunda hissettiği bir çukurda yaşıyoruz.
Kadınlara saldıran şerefsizlerle baş etmek kolay...
Bizim asıl bilinçaltlarımıza işletilmeye çalışılan, “Kadınlar fazla kapalı olmazsa saldırıyı hak ederler” anlayışıyla mücadele etmemiz gerekiyor.
DOLAR DÜŞÜNCE KİM İNDİ, KİM ÇIKTI
İNENLER
Ben dahil “Yapısal reform yapmazsanız dolar düşmez” diyenler.
Ben dahil “Kurumların bağımsızlığını garanti etmezseniz dolar düşmez” diyenler.
Ben dahil “Hukuk düzenine geçmezseniz dolar düşmez” diyenler.
Ben dahil “Kampanya düzenlemeyle dolar düşmez” diyenler.
ÇIKANLAR
“Reis vuracak kırbacı, doları dize getirecek” diyenler.
“Tanklara boyun eğdiren millet, şimdi de dolara boyun eğdirecek” diyenler.
“Türk ekonomisi sağlam, bize bir şey olmaz” diyenler.
“Dolar dolsa ne olur, dolmasa ne olur” diyenler.
KİMİNLE NE MUHABBETİ YAPMAK İSTERDİM?
KADİR Mısıroğlu ile “İsmet Paşa’nın iyi tarafları” konusunda...
Gülriz Sururi ile “Genç kalmanın temel dinamikleri” konusunda...
Ahmet Necdet Sezer ile “Suskunluk yasası nedir, neden işletilir” konusunda...
Erol Evgin’le “Bir de cana can katan o” konusunda...
Türkan Şoray’la “Hayallerim, Aşkım ve Sen” konusunda...
Fatih Terim’le “Şenol Güneş ve sinirlilik” konusunda...
Ebru Gündeş’le “Deniz taksi mi, lüks yat mı” konusunda...
GERÇEKLERİN ER YA DA GEÇ...
BİR ara herkesler ama herkesler söze şöyle başlardı:
“Rahmetli Uğur Mumcu’nun dediği gibi... Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar...”
Sonra bu unutuldu.
Yerini şu aldı:
“Rahmetli İsmet İnönü’nün dediği gibi... Bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette kurtuluş yoktur.”
Bu aralar ise herkesler ama herkesler söze şöyle başlıyor:
“Rahmetli Lincoln’ün dediği gibi... Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.”
AHMET ÖZAL'IN BABASINI KİM ÖLDÜRDÜ
ERGENEKON diye bir moda çıkıyor.
Bakıyoruz Ahmet Özal’a...
Hemen atlıyor:
“Babamı Ergenekon öldürdü.”
“FETÖ”, herkesin ortak şeytanı oluyor.
Bakıyoruz Ahmet Özal’a...
Hemen atlıyor:
“Babamı FETÖ öldürdü.”
Şu sıralar sosyal medyada Ahmet Özal’ın bu durumuyla yoğun biçimde dalga geçiliyor.
Mesela dolar yükseldiğinde...
“Ahmet Özal: Babamı dolar öldürdü” cümlesi dolaşıma giriveriyor.
En son dolaşıma sokulan “Ahmet Özal: Babamı Dinamo Kiev öldürdü” cümlesini görünce...
Koptum resmen.
OKUDUĞUNU ANLAYAN NESİLLER YETİŞTİRSEK
PISA sonuçlarına göre...
Çocuklarımız kendi dillerinde yazılan metinleri okuyup anlamaktan acizmiş.
Galiba bizim...
Atatürkçü ya da dindar nesillerden önce...
Okuduğunu anlayan nesillere ihtiyacımız var.
BİR ŞEY SORACAĞIM
ETKİSİZ, neresinden tutsan dökülen, umut vermeyen, alternatif olamayan, silkinemeyen, göz doldurmayan, iktidar için sıfır tehlike oluşturan bir parti CHP...
Buna rağmen...
Hükümet yanlısı medyanın işi gücü CHP...
Var ya...
CHP azıcık ama azıcık bir çıkış falan yapsa...
Olacakları hayal bile edemiyorum.
Paylaş