Bravo! Aferin! FETÖ'ye müthiş kıyak geçtiniz

TAM da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “At izi it izine karıştı” dediği bir günde...

Haberin Devamı

“İnadına bütün izleri daha fazla birbirine karıştıracağız” der gibi bir adım attınız. Çoktandır “mağduruz” demeye bile derman bulamayan FETÖ’cülere şahane bir kıyak çektiniz... Bravo! Aferin!

Mesela PROF. ÖZER SENCAR’ı gözaltına aldınız.
O Özer Sencar ki...

Herkesin Fetullah’ın kapısını aşındırdığı dönemlerde bile Fetullah hareketini küçümsemiş ve eleştirmiştir.
İslami kesim içinden gelmesine karşın hayatı boyunca Fetullah’la hiç ama hiç işi olmamıştır.
İktidara muhalif olmasına rağmen “düşmanımın düşmanı dostumdur” ilkesine yaslanmamış, Fetullahçılara zırnık yanaşmamıştır.

Böyle birini Fetullahçılıktan gözaltına alarak...

“FETÖ bahanesiyle muhalif avcılığı yapılıyor” ateşine odunlar attınız.

Mesela YAVUZ SELİM DEMİRAĞ’ı gözaltına aldınız.

O Yavuz Selim Demirağ ki...

Fetullah’ın en güçlü olduğu dönemde...
Fetullah’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmasını anlatan “İMAMLARIN ÖCÜ” adlı kitabı yazmıştır.
Yazdığı kitap alanında bir ilktir ve aklı başında herkes tarafından referans alınmaktadır.

Mesela KÜRŞAD ZORLU için gözaltı kararı çıkardınız.

O Kürşad Zorlu ki...

Hayatını ülkücülük davasına vakfetmiştir, milliyetçi entelektüel sıfatını hak etmiştir ve FETÖ olayına zerre yüz vermemiştir.

Yetinmediniz.

Meral Akşener’e destek veren ne kadar Bahçeli muhalifi varsa...

Hepsini apar topar gözaltına aldınız.

FETÖ’cülere can suyu verdiniz.

Alayının yurtdışında yürüttükleri “Darbe falan bahane... Muhalif toplama şahane...” kampanyasına arayıp da bulamadıkları malzemeyi sundunuz.

Size bir şey söyleyeyim mi?

Kripto FETÖ’cüler bile bu kadarını yapamazlardı.

Çünkü...

“Kimliğimiz açığa çıkar” falan diye çekinirlerdi.

Vallaha aferin! Vallaha bravo!

Not: Gece saatlerinde iyi haber geldi ve gözaltına alınanlardan sorguları bitenler serbest bırakıldı.


DEVLET BEY'E SESLENİYORUM: BU YAPILANA İTİRAZ EDİYORUM

Haberin Devamı


DEVLET Bey!

Partiniz çok sert bir iç mücadeleden geçti.

Söylenmemesi gereken her söz söylendi, bel altı–bel üstü her türlü vuruş gerçekleşti, her türlü iddia havada uçuştu.

Ancak 15 Temmuz felaketi, bütün bunları bir anda anlamsızlaştırdı.

Yeni bir durum çıktı ortaya ve siz o yeni durumda gerçekten de çok sorumlu, çok vatansever, çok demokratça bir tutum aldınız.

Hiç sağa sola bakmadan darbeye hayır diyen ilk muhalefet lideri oldunuz.

Devlet Bey!

Bugün parti içinde size muhalif olanlar, “FETÖ’cü” suçlamasıyla gözaltına alınmaya başladılar.

Lütfen buna itiraz edin.

“Bunlara çok kızmış olsam da bunları Fetullah’ın oyununa gelmekle suçlamış olsam da bunlarla ölümüne mücadele vermiş olsam da... Gözaltına alınmalarına gönlüm razı olmaz” deyin. “Parti içi rakiplerime karşı verdiğim mücadeleye polis, savcı karışmasın” deyin.

Böyle bir tutum inanın size çok ama çok yakışacaktır.


SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ'A SESLENİYORUM: KEŞKE O RÖPORTAJI HİÇ KABUL ETMESEYDİNİZ BAKAN BEY

Haberin Devamı


SAYIN Spor Bakanı Akif Çağatay...

Bir Alman televizyon kanalından röportaj teklifi almışsınız ve teklifi kabul etmişsiniz.

Sonra?

Adam geçmiş karşınıza... Sorularını sormuş... Beğenmemişsiniz sorularını... Ama istemeyerek de olsa cevaplamaya çalışmışsınız.

Röportaj bitince de “bunu yayınlayamazsınız” diye adamın ekibinin elinden röportaj kasetlerini aldırmışsınız.

Sayın Bakan...

Bir röportaj teklifini kabul etmek demek, “Sor kardeşim, istediğin soruyu sor, benim cevaplarım var” demektir.

Keşke adamın sorduğu sorulara adamı madara edecek tarzda cevaplar vermeyi deneseydiniz.

Hadi bunu yapmadınız.

Bari röportaj sırasında “Önceden belirlediğimiz çerçeve içinde sorular sormuyorsunuz, verdiğiniz sözde durmuyorsunuz, bu nedenle bu röportaj devam edemez” diyerek kalkıp gitseydiniz.

Ama siz hiç yapmamanız gerekeni yaptınız ve kasetlere el koydurdunuz.

Böylece Türkiye’nin imajına olumsuz anlamda eşsiz bir katkı sunmuş oldunuz.



DAVUTOĞLU'NUN ADAMI İTİRAFÇI OLMUŞ

Haberin Devamı


KULAĞIMA çalınan haberlere göre...

Ahmet Davutoğlu’nun Özel Kalem Müdürü Gürcan Balık, “itirafçı” olmuş.

Eğer haber doğru ise...

Bu yeni itirafçımızın itiraflarını iki kişinin çok merak ettiğini düşünüyorum.

Kim mi o iki kişi?

Biri ben, diğeri Ahmet Davutoğlu.


CANAN KARATAY HOCA'NIN OĞLU VEJETARYAN OLMUŞ


KURBAN Bayramı’nın ilk günü CNN Türk’te yayınlanacak program için Canan Karatay’la Bodrum Marina Vista Oteli’nin şahane avlusunda bir program çektik.

Önce yıkılan önyargılarım:

Hiç de öyle sertlik yanlısı Tamil gerillası biri değil Canan Hanım. Ne sertliği yahu! Basbayağı kafa dengi ve mavracı.
Kendisiyle dalga geçebilen, kendine özgü bir mizah anlayışı olan, yanında rahat edeceğiniz bir insan.

Bravo Aferin FETÖye müthiş kıyak geçtiniz


Bir yazımda kendisinden “Canan Teyze” diye söz ettiğimi hatırlatıp bana sürekli “yeğenim” diye takıldı.

“Madem bana teyze dedin, al o zaman sana bir hediye” diyerek de elime zarif ve küçük bir beyaz bohça tutuşturdu.

Açtım baktım, kırılmamış ceviz ve badem...

Mahcup oldum tabii...

Ve başladık sohbete...

Oğlunuz ne diyor Karatay diyeti işlerine? Uyguluyor mu?” sorusunu sorduğum zaman, çok eğlenceli bir yanıt verdi Canan Hoca:

“Oğlum vejetaryen oldu.”

Güldüm bu cevaba...

Evde sürekli “Et ye, yağıyla ye, yağını ayırma, et ye” telkinlerine maruz kalmaktan bunalan çocuk, çareyi vejetaryen olmakta bulmasın da ne yapsın?

Ben gülünce Canan Hoca da güldü...

Ve “Boynuz kulağı geçti” dedi.

Çok hoş, çok güzel, çok bilgilendirici, çok sarsıcı, çok tartışmalı, çok kahkahalı bir söyleşi oldu.

Bayramın birinci günü akşam saat 21.00’de yayınlanacak olan bu söyleşiyi muhakkak izleyin derim.
 

Yazarın Tüm Yazıları