Paylaş
Hep şöyle şeyler söylüyorlardı:
*
Boğaziçi’nin bir kültürü vardır.
*
Buradaki ortam, ultra uygar bir ortamdır.
Acayip medeni tartışmalar yapılır burada.
*
Her görüşe saygı, buranın en önemli özelliğidir.
*
Buranın her köşesinden hümanizm fışkırır.
*
Burada yapılan eylemler, zekâ doludur.
*
Şiddet, buranın kapısından bile geçmez.
*
Türkiye’nin en zeki çocukları, buradadır.
*
Bütün bunlar söylendi, söylendi, söylendi.
*
Ve en sonunda gelinen yer şurası oldu:
*
Güya protesto adına Rektör’ün makam aracının üzerine çıkıp çılgınca debelenen vandal tiplerin sergilediği anlamsız tepinmeler...
DÜN ‘GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER’ GÜNÜYDÜ
1918 yılı.
İstanbul işgal altındaydı.
Dolmabahçe önünde...
22 İngiliz, 17 İtalyan, 12 Fransız ve 4 Yunan zırhlısı demirlemişti.
Atatürk, bunlara şöyle bir bakıp...
“Geldikleri gibi giderler” demişti.
*
Dün “Geldikleri gibi giderler” sözünün gerçekleştiği günün yıldönümüydü.
*
98 yıl sonra bugün...
Kim “Geldikleri gibi giderler” tarafındadır?
*
“Geldikleri gibi giderler”i, içerideki siyasi rakiplerine karşı sopa gibi sallayanlar mı?
Yoksa...
İngiliz, İtalyan, Fransız, Yunan tarafından gelen haksız taleplere karşı dimdik duranlar mı?
*
Bunun üzerine iki dakika düşünmeye ne dersiniz?
LAİKLİKLE UĞRAŞAN ORTADA KALIVERİYOR
İKTİDAR kanadından ne zaman laiklikle ilgili tartışmalı bir açıklama gelse...
Önce MHP Lideri Devlet Bahçeli, ardından da AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gerekeni fazlasıyla söylüyorlar.
Ve laiklikle ilgili ileri geri laflar edilmesinin önünü kesiyorlar.
*
Sonuç?
Sonuç şudur:
*
Laikliğe dil uzatanlar, hükümet cephesinde yalnızlığa mahkûm oluyorlar.
BAŞAK DEMİRTAŞ
CHP’li eski milletvekillerinden Aydın Ayaydın’ın T-24 için yazdığı son yazıda şöyle bir cümle yer alıyordu:
*
“HDP’nin muhtemel cumhurbaşkanı adayı Başak Demirtaş.”
*
Yazının yayınlandığı tarih:
2 Ekim.
*
Dün 6 Ekim’di.
Ve Başak Demirtaş, muhalefetin popüler kanalında konuk olarak ağırlanıyordu.
*
Neler oluyor yahu?
Yoksa Aydın Ayaydın’ın kehaneti, doğru mu çıkacak?
KESEEERRRR!
ÖNCEKİ gün pek işim yoktu.
Mustafa Keser’in anlattıklarını dinledim.
Bülent Ersoy’la yaptığı programın niye yürümediğini anlatıyor ve Bülent Ersoy’a verip veriştiriyordu.
*
Mustafa Keser’in anlattığından öğrendiğime göre...
Bülent Ersoy, Mustafa Keser’e yönelik bir şey söyleyeceği zaman...
“Keseeeeerrrrr” diye bağırıyormuş.
*
Bu bilgiyi aldığım andan beri...
Kulaklarımda çınlıyor Bülent Ersoy’un “Kessseeeerrrr” diye haykırışı.
SERENAY’LI AKBANK REKLAMINI İZLERKEN MIRILDANDIKLARIM
Durup dururken bütün mahallenin dans ettiği Hint filmleri gibi bir reklam.
*
Ama bu Akbank reklamından ziyade Serenay reklamı gibi olmuş.
*
Gençlik dizileri şapşallığı diye bir şey var ya... Hah işte öyle bir şey.
*
“Seviyorsun madem e tak bir yüzük” cümlesini duyunca kahveyi püskürttüm.
*
Ben hayatımda hiç bu kadar antipatik bir “kalp hareketi” görmedim.
WHATSAPP ÇÖKÜNCE
Nereden yürüyeceğimizi bilemez olduk.
Taş devrine dönmüş gibi SMS’e yüklendik.
Yakınıyorduk yoğunluktan, yoğunluğu arar hale geldik.
BiP’e, Telegram’a geçerek hızlı bir ihanet sergiledik.
Gruplardaki dedikodulardan mahrum kaldık.
“Biz eskiden ne yapıyorduk yahu?” sorusuna cevap aradık.
Paylaş