Paylaş
Sağcılar için “Allah topluluğu”, solcular için “Şeytan topluluğu” deniliyor.
*
Flaş... Flaş...
Bu bölücü kitap, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da öğrencilere tavsiye edildi.
Aman Tanrım!
Nasıl da tüylerimiz ürperdi değil mi?
*
Size bir şey söyleyeyim mi?
*
Bu habere imza atanların, bu haberi yayınlayanların, bu haberi dehşet içinde okuyanların hiçbiri ama hiçbirinin...
Bu zamana kadar herhangi bir Sezai Karakoç metniyle karşılaşmadıklarına bahse girebilirim.
Bırakın herhangi bir Sezai Karakoç metniyle karşılaşmayı, Sezai Karakoç’un kim olduğunu bile bilmediklerine bahse girerim.
*
Bir düşünür olarak Sezai Karakoç’tan haberleri yoktur.
Bir şair olarak Sezai Karakoç’tan haberleri yoktur.
O çok sevdikleri Cemal Süreya’nın Sezai Karakoç hakkında neler yazdığından da haberleri yoktur.
*
Ve işin daha fenası...
Bu bilgisizlikleri, bu cehaletleri, bu habersizlikleri kendilerini asla ve kata utandırmaz.
*
Gelelim Sezai Karakoç’un cımbızlanarak ve çarpıtılarak anlamından saptırılan satırlarına...
*
“Diriliş Neslinin Amentüsü” adlı kitabında Sezai Karakoç, gerçekten de “sağcılar” için “Allah topluluğu” diyor, solcular için de “Şeytan topluluğu” diyor.
*
Ama durun bir dakika!
Sezai Karakoç’un tanımladığı sağcılık ve solculuk ile...
Bugün bizim anladığımız sağcılık ve solculuğun uzaktan yakından alakası yok ki!
Sezai Karakoç, bu tanımlamaları tamamen Kuran’da geçen “sağcılık-solculuk” terminolojisiyle kullanıyor.
*
Zaten bunu da söz konusu kitabında altını kalın kalın çizerek vurguluyor.
Şöyle diyor kitapta:
“Batılı anlamda sağcılık, benim gözümde solculuktur”.
*
Bu ne demek? Şu demek:
Batılı anlamıyla bakacak olursak...
Sağcılar, benim gözümde “Şeytan topluluğudur” demek.
*
Henüz yeryüzünde sağcılık diye bir kavramın izi tozu bile yokken...
Henüz yeryüzünde solculuk diye bir kavramın izi tozu bile yokken...
Kuran’da “sağcılık” ve “solculuk” tabirleri yer almıştır.
*
Kuran’da kullanılan sağcılık ve solculuğun, bugün anladığımız sağcılık ve solculukla uzaktan yakından herhangi bir ilgisi yoktur. Bambaşka anlamda kullanılmıştır.
*
Sadece bir bilgi objesi olarak bile Kuran’dan haberleri yok... Yazdığı şiirlerle nesilleri etkilemiş bir şairden haberleri yok... Yazdığı kitaplarla kendine özgü bir düşünce sistemi kurmuş bir yazardan haberleri yok...
Buna rağmen...
Cımbızlamada, üstüne atlamada, çarpıtmada, anlamadan dinlemeden meselelere dalmakta da üstlerine yok.
*
Yahu iki dakika okuyun! Yahu üç dakika anlamaya çalışın! Yahu
beş dakika öğrenin!
Bu zır cehaletle nasıl olacak bu işler bilmem ki?
BAŞTA ANNEM OLMAK ÜZERE TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN
CENNET ANNELERİ
TÜRKİYE’de 100 yaş ve üstü 5 bin 529 anne varmış.
Hay maşallah!
*
Türkiye’de İslam tarihinin en kutlu şahsiyetlerinden biri olan ve “Annemiz” diye anılan Hz. Hatice adına kurulmuş “Hazreti Hatice Vakfı” diye bir vakıf varmış.
Ne güzel!
*
Anneler Günü münasebetiyle...
Hz. Hatice Vakfı, 100 yaşın üzerindeki annelerimiz adına “CENNET ANNELERİ” isimli bir hatıra ormanı oluşturuyormuş.
Ne ince bir davranış!
*
Ve bu projenin oluşumuna, yürütülmesine, sertifikalandırılmasına en büyük katkıyı da İçişleri Bakanlığı veriyormuş.
Ne şahane!
BOŞUNA DALGALANDILAR
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “tek başına iktidar” hedefini de içeren bazı sözlerini paylaşınca... Bazıları hemen bir dalgalandılar, bir dalgalandılar ki... Sormayın!
Semih Yalçın, uzun mesajlarının en sonuna...
“Hiç kimsenin endişesi olmasın. Cumhur İttifakı dimdik ayaktadır. Türkiye’nin geleceğinin mimarı olacaktır” yazınca...
“Dalgalandım da duruldum” moduna geçmek zorunda kaldılar.
*
İktidar karşıtlarına hep şunu söyledim, yine söylüyorum:
İktidar blokunun olası zaaflarına bel bağlamayacaksın, kendin bir varlık göstereceksin.
Paylaş