Paylaş
Malazgirt Alparslan’dır... 30 Ağustos Atatürk...
Malazgirt dört nala gelinen yerdir... 30 Ağustos kısrak başı gibi uzanılan andır...
*
Malazgirt kapının aralanmasıdır... 30 Ağustos kapının sonuna kadar açılmasıdır...
*
Malazgirt’te bir inanç vardır... 30 Ağustos’ta da aynı inanç vardır...
*
Malazgirt bir zaferdir... 30 Ağustos o zaferin tacıdır...
*
Malazgirt bir tapudur... 30 Ağustos o tapunun tescilidir...
*
Malazgirt yurt edinme işidir... 30 Ağustos yurda sahip çıkma işidir...
*
Malazgirt “Geldik” mesajıdır... 30 Ağustos “Gitmiyoruz” mesajıdır...
*
Malazgirt bir yanımızdır... 30 Ağustos öbür yanımızdır...
*
Yeryüzünün en beyhude işidir:
Bu ikisini birbiriyle dövüştürmeye kalkışmak.
POLİS HOPARLÖRÜNDEN KONUŞAN KOMİSER GİBİ
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan’a seslendi:
“Dolduruşa gelme. Kendini riske atma. Elimizden kaza çıkmaz. Gerekeni yaparız.”
*
Bu sözleri duyar duymaz aklıma şöyle bir manzara geldi: İçinde bir firarinin bulunduğu ev, polis otoları tarafından çevrilmiş. Bir polis komiseri, elindeki hoparlörle “Etrafın sarıldı, delilik yapma” falan diye firariye seslenmekte...
HABER SUNUCUSUNUN MUHALİF LİDERE DÖNÜŞMESİ
BİR haber sunucusunun, neredeyse kendisine umut bağlanmış bir “muhalif lider” pozisyonuna gelebilmesi hangi düzenin ürünüdür?
*
Cevap veriyorum:
*
Şu üç ayaklı düzenin ürünü:
BİRİNCİ AYAK: Tarafgirliğe meyletmiş bir medya ortamı...
İKİNCİ AYAK: Hayli baskın ve güçlü bir iktidar yapısı...
ÜÇÜNCÜ AYAK: Etkisiz eleman bir muhalefet...
*
Yani demem o ki...
İktidar bu denli baskın yapıda olmasa...
Muhalefet, muhalefet görevini doğru düzgün yapabilse...
Medya iktidarın ya da muhalefetin sözcülüğüne soyunmasa...
Emeklilikte yaşa takılanların memleketinde Fatih Portakal’ların bu kadar erken emekli olmasına da gerek kalmayacaktı.
SİİRT’İN BAŞSAVCILIĞINA BİNLERCE SELAM OLSUN
TECAVÜZCÜ Musa Orhan’ın ilk gözaltına alınmasında...
Siirt Başsavcılığı, “Tutuklansın” dedi.
Tecavüzcü Musa Orhan için mahkemeden tutuklama kararı çıkmayınca...
Siirt Başsavcılığı, “Olmaz öyle şey, tutuklanmalıdır” diye itiraz etti.
*
Kamuoyundan yükselen tepkiler üzerine, tecavüzcü Musa Orhan ikinci kez gözaltına alınıp tutuklandı. Bir hafta sonra ise mahkeme kararıyla serbest kaldı.
*
Siirt Başsavcılığı, “Tutuklu kalmalı” diyerek bu karara da itiraz etti.
*
Siirt’in başsavcılığına bin selam!
Başaramasa da sonuna kadar direnmeyi seçtiği için...
ORTAMLARIN ‘EN’LERİ
EN LAUBALİ ORTAM: Hiç kuşkusuz köpük partileri... Bir an kendimi bir köpük partisi ortamında düşündüm... OMG! Resmen kâbus!
*
EN GERGİN ORTAM: Hiç kuşkusuz yemek yarışması programları... Abiler, ablalar! Altı üstü yaptığınız bir yemek yahu... Bu gerginlik ne diye?
*
EN İKİLEMLİ ORTAM: Piyanist şantörün “Oynamayan korona olsun” diyerek çalıp söylediği düğünler. Düşünsene: Oynasan bir dert, oynamasan bir dert...
*
EN SIKICI ORTAM: Beyaz yakalılar artı sunumlar artı duvara yansıyan istatistikler artı bol bol İngilizce sözcükler... Yazarken bile sıkıldım, gidip bir çay koyayım.
*
EN PSİKOPAT ORTAM: Herkesin elindeki telefona gömüldüğü ve başını bir saniye olsun kaldırmadığı ortam... Allah düşürmesin valla.
*
EN GÜRÜLTÜCÜ ORTAM: Herkesin aynı anda konuştuğu, kimsenin birbirini dinlemediği ortam. Bir kere düştüm böyle ortama, hatırladıkça hâlâ başım ağrır.
*
EN ÖLDÜRÜCÜ ORTAM: “Doğalgaz bulunmadı, hepsi yalan” ya da “Lozan’ın gizli maddeleri açılıyor” cümlelerinin havada uçuştuğu ortam. Kaç, kaç, kaç!
*
EN SAHTE ORTAM: Tabii ki ödül törenleri... Hele ödül alamayanın ödül alanı zoraki alkışlaması yok mu? Sahteliğin ansiklopedik tanımı gibi!
PAPA GİDİNCE ALKIŞ... ALİ ERBAŞ GİDİNCE AUVV...
İKİ fotoğraftan biri...
Dini kisvesiyle Papa hazretlerinin bir deprem bölgesini ziyaretini yansıtıyor.
*
Diğer fotoğraf ise...
Bizim Diyanet İşleri Başkanı’nın sel bölgesini ziyaretini yansıtıyor.
*
Ne oldu biliyor musunuz?
Papalı fotoğrafı övenler, Ali Erbaş’lı fotoğrafa sövdüler.
*
Bu bir tür kısa Türkiye hikâyesidir.
Paylaş