Bir Türkiye sentezi: Nobel’li Aziz Sancar

*

-Yakasındaki bir başka rozet ise Türk bayrağı...

*

-Kravatında Osmanlı tuğrası var.

-“Kaçak Saray’a gitti” falan denilmesine aldırmadan... Saray’a gitti.

*

-Ülkü Ocakları ile teması kurdu.

*

-Ödülünü Türk Silahlı Kuvvetleri’ne emanet etti.

*

-Nobel’i Atatürk’e armağan etti, ödül Anıtkabir’e konacak.

*

-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anti-sigara tutumuna övgüler yağdırdı.

*

-Cumhuriyet’i “mucize” olarak tanımlayacak denli Cumhuriyetçi...

*

-HDP’li Mithat Sancar Hoca’nın yakın akrabası ve Mithat Hoca’nın sevdiği bir isim.

*

-Erdoğan için “Allah razı olsun” dedi.

*

-Saray’a gittiği için AK Partililer memnun.

*

-Genelkurmay’a gittiği için ulusalcılar memnun.

*

-Ödülünü Anıtkabir’e bağışladığı için Atatürkçüler memnun.

*

-Anıtkabir’de Fatiha okuduğu için dindarlar memnun.

*

-Mithat Hoca’nın akrabası olduğu için HDP’liler memnun. 

*

-Ülkü Ocakları’na gittiği için ülkücüler memnun.

*

-Osmanlı vurgusu yaptığı için Osmanlıcılar memnun.

*

-Bu arada bunların hepsini yaptığı için... Her bir kesimin büyük öfkesine de muhatap...

*

-Öyle şahane ve şaşırtıcı bir sentez ki... Hastası oldum kendisinin.

Son günlerin en komik haberi

HABER şu:Adana’da düzenlenen “Kebap Festivali”ni “rakı içiliyor” diye pompalı tüfekler ve sopalarla basan kişilerin sosyal medya hesaplarında rakılı ve viskili fotoğrafları olduğu ortaya çıktı.

*

Vatandaşı olmasak aslında çok eğlenceli bir ülke burası...

Hoş geldin yasaklı kitaplar devri

TUĞÇE Tatari’nin “Anneanne, Ben Aslında Diyarbakır’da değilim” adlı kitabı, Hasan Cemal’in iki kitabı ve başka bazı kitaplar, operasyona maruz kalan hücre evlerinde bulununca... Yasaklanıvermiş.

*

Hoş geldin ey yasaklı kitaplar devri!

-90’lar gelince...

-Sokağa çıkma yasakları başlayınca...

-Güvenlikçi politikalar devreye girince...

-Gazeteciler hapislere tıkılınca...

Gözlerimiz seni aramaya başlamıştı.

*

Dört gözle seni bekliyorduk.Sen de geldin.Ve böylece eksik gedik kalmadı.Hoş geldin, sefalar getirdin.

Erdem Gül hakkında

-TANIDIĞIM en merhametli kişilerin ilk onuna girer.

-Tanıdığım en derviş meşrep kişilerin ilk yüzündedir.

-Tanıdığım en demokrat kişilerin ilk yirmisinde kesin yer alır.

-Tanıdığım en uzlaşmacı kişilerin ilk otuzunun en başlarındadır.

-Tanıdığım en iyilik dolu kişilerin ilk ellisindedir.

-Tanıdığım en kibar, nazik ve anlayışlı kişilerin ilk yetmişine kesin girer.

-Tanıdığım en sekter olmayan kişilerin ilk yirmi beşine muhakkak dahil olur. 

Diyanet İşleri Başkanı’na haksızlık yapılıyor

DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in açıklamasını baştan sona birkaç kez okudum.Verdiği mesajı şöyle anladım:

*

-Eğer Haçlı seferleri nedeniyle sorumluluğu Hıristiyan öğretisinde arayacaksak...

- Eğer siyonizm ve İsrail’in yaptıkları nedeniyle sorumluluğu Yahudi öğretisinde arayacaksak...

-Eğer IŞİD’ler, El Kaide’ler, Boko Haram’lar nedeniyle sorumluluğu İslam öğretisinde arayacaksak...

- Dünya savaşları ve atom bombaları nedeniyle sorumluluğu neden sekülerizmde aramayalım?

*

Cımbızlama, aradan laf çekme, bütünü gözden kaçırma, mesajın tamamını dikkate almama gibi hastalıklarımız yüzünden...“Diyanet İşleri Başkanı laikliğe laf soktu” gibi kestirmeden sonuçlara varıyor ve haksızlıklar yapıyoruz. Yapmamalıyız.

İslam Ordusu hakkında 4 soru

-BİR: Ne yani? Biz şimdi darbeci Sisi’nin Mısır ordusu ile aynı safta mı savaşacağız?

*

-İKİ: Ne yani? Biz şimdi İran’ı dışlayan bir ordunun içinde yer alarak Sünni ordusuna mı destek olacağız?

*

-ÜÇ: Ne yani? Biz şimdi İslam adına terör yapanlara karşı savaşarak “Bundan sonra Müslümanlar Müslümanları öldürmeyecek” sözünü mü çiğneyeceğiz?

*

-DÖRT: Ne yani? Biz şimdi Suudi Arabistan öncülüğünde ABD ve Batı’nın istediği işleri yapan bir ordunun içinde mi yer alacağız?