Bir örgütün ahmaklaşması, alıklaşması, kafasızlaşması

FETÖ, Biden’a mektup yazmış.

Haberin Devamı

Türkiye’yi suçlamış.

Türkiye’nin insan hakları ihlalleri yaptığını söyleyerek Biden’dan müdahale istemiş.

*

Bu mektup olayı, FETÖ denilen örgütün iyice kafasızlaştığının, alıklaştığının, ahmaklaştığının bir kanıtı.

Bir örgütün ahmaklaşması, alıklaşması, kafasızlaşması

Çünkü Gazze’de çoluk çocuk demeden aylardır soykırım yaptıran Biden’a “insan hakları” konusunda müracaat etmek, tam olarak kafasızlıktır, alıklaşmaktır, ahmaklıktır.

FETÖ’nün beklentisi galiba şu:

Temmuz başında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden’la görüşecek.

Biden, kaşını kaldırıp “Fetullahçılara zulüm yapıyormuşsunuz Tayyip Bey” diyecek.

Tayyip Bey de “Peki Biden Abi, bundan sonra yapmayız” diyecek.

*

Olayın böyle cereyan edeceğini sanan FETÖ, gerçekten çapsızlığın Everest’ine tırmanmış durumda.

Haberin Devamı

Şunu Erdoğan’ın dostları da bilir düşmanları da:

Biden, Erdoğan’a FETÖ konusunu açtığında Erdoğan hık mık etmez.

Bunlar çete. Bunlar darbeci” der. “Bunlar katliam yaptılar. Bunlar savaş uçaklarıyla Meclis’i bombaladılar” der.

Bununla yetinmez. “Bunların elebaşı sizin himayenizde” der. “Bunları korumaktan vazgeçin” der.

Yani bu işten FETÖ’nün süper zararlı çıkacağını, orta alt seviyede zekâsı olan bir FETÖ abisi bile şak diye anlayabilir.

Çökme, bitme, tükenme aşamasına gelen bir örgütün nasıl da ışık hızıyla ahmaklaştığını, kafasızlaştığını, alıklaştığını çekirdek çitleyerek izliyoruz.

Beter olsunlar.

DİNSEL TARTIŞMA NASIL YAPILMAZ

- Boks maçı yapar gibi yapılmaz.

- Güreşir gibi yapılmaz.

- Gladyatör dövüşü gibi yapılmaz.

- Tefsire, Hadis’e, Kelam’a ring malzemesi muamelesi çekerek yapılmaz.

- “Çık karşıma” türü meydan okumalarla yapılmaz.

- “Nasıl da bozguna uğrattım ama” havası atılarak yapılmaz.

- “Alayınız gelsin” böbürlenmesiyle yapılmaz.

- 14 asırlık sorunları, üç beş YouTube videosuyla çözdüğünü sanarak yapılmaz.

- “Yenmek” ya da “yenilmek” hedefli yapılmaz.

* “Anlama” ve “anlamlandırma” çabasından uzak durarak yapılmaz.

* “Ben yendim / Sen yenildin” yaklaşımıyla yapılmaz.

* “Nasıl da lafı koydu ama” türü tepkiler arasında yapılmaz.

Haberin Devamı

* Zaten taraf olmuş kitlelere oynayarak yapılmaz.

CİBALİ TRAMVAY DURAĞI’NA ORHAN KEMAL ADI YAKIŞIR


CİBALİ, Orhan Kemal romanlarının yazıldığı yerdir.

Cibali, Orhan Kemal romanlarında konu edilen bir yerdir.

Bir örgütün ahmaklaşması, alıklaşması, kafasızlaşması

Orhan Kemal, Cibali’yle özdeşleşmiştir.

*

Cibali Tramvay Durağı’na Orhan Kemal’in adının verilmesi için çağrılar yapılıyor.

Yakışır” diyorum ve tam destek veriyorum.

PENDİK - KADIKÖY TARZI ÇİRKİNLİKMİŞ


ERKAN Baş’ın genel başkan olduğu Türkiye İşçi Partisi, “Adalar halkı azmanbüs istemiyor” diye bir bildiri yayımlamış.

Bir örgütün ahmaklaşması, alıklaşması, kafasızlaşması

Bildirideki şu cümleye lütfen dikkat:

*

Pendik - Kadıköy tarzı bu minibüsler, oldukça çirkin ve büyük.

Yani şair demek istiyor ki:

Haberin Devamı

Pendik - Kadıköy, oldukça çirkin ve büyük azmanbüslerle idare edebilir. Ama bizim cici Adalarımız bunu kaldıramaz.

İlahi TİP!

Bu gidişle Kadıköy’den de oy alamayacak hale geleceksiniz.

EYLEM TOK OĞLUNU KAÇIRMASAYDI

EYLEM Tok, oğlunu aldığı gibi yurtdışına çıkardı. Zafer kazanmış gibi bir eda takınarak yaptı bunu. “Oğlumu belalardan uzaklaştırdım oh be” duygusunu sonsuz yaşayarak yaptı bunu.

*

Peki ne oldu?

Bir örgütün ahmaklaşması, alıklaşması, kafasızlaşması

Olanlar şunlar:

- Yakalandılar.

- Amerikan hapishanelerine tıkıldılar.

- ABD yargısının eline düştüler.

- Rezil kepaze oldular.

- İnsan içine çıkamaz hale geldiler.

- Türkiye’de barınamaz duruma düştüler.

- Türkiye’ye iade edildiklerinde sürprizler bekliyor kendilerini.

Hatta ve hatta...

Haberin Devamı

İddialara göre belalardan kaçırılan oğlan, ABD’de hapishanede intihar girişiminde bulunmuş.

Peki anne Eylem Tok, oğlunu kaçırmak yerine Türk adaletine teslim etseydi ne olurdu?

Suçun karşılığını görmek dışında hiçbir şey yaşamayacaklardı.

En azından rezil kepaze duruma düşmeyeceklerdi.

Şimdi kafasını Amerikan hapishanelerinin duvarlarına vuruyordur Eylem Tok.

Ama artık çoooook geç.

AVRUPA ŞAMPİYONASI’NI İZLEYEN BİR FUTBOL ACEMİSİNİN NOTLARI


- Üç beş maç izleyen, kendisini gerçekten de “teknik direktör” sanmaya başlıyormuş. Bende böyle bir etki oluştu.

- Eskiden maç izleyenlerin, “Yürü aslanım, vur hadi” falan diye bağırmalarını yadırgardım. Kendimi “Yürü aslanım, vur hadi” derken yakaladığımda yüzümde bir gülümseme oluşuyor.

Haberin Devamı

- Her takıma “Bizim takım bunları yenebilir mi yenemez mi” diye bakıyorum. Kaçınılmaz olarak.

- İspanya / İtalya maçı hakkında en az 45 dakika konuşabilecek bir kapasiteye ulaşmış durumdayım. Ve bu beni fena şaşırtıyor.

- Bugünkü Portekiz maçıyla ilgili şimdiden totemler yapmaya başladım. Halbuki nasıl da küçümserdim totem motem işlerini.

- Kalabalığa uymuş durumdayım. Ben de Arda Güler’in futbol tekniği hakkında konuşuyorum uzun uzun. Sanki bu işten anlarmışım gibi.

- O kadar dalmış durumdayım ki olaya... Mesela bizim takımı İspanya’nın karşısında hayal ediyorum ve uykularım kaçıyor.

- Dev ekranda kalabalık ortamda maç izlemenin keyfinden söz ederlerdi bana. Hiç etkilenmezdim. Meğer amma keyifli bir şeymiş bu. 

Yazarın Tüm Yazıları