Paylaş
Baştan sona ilgiyle izledim bu söyleşiyi...
*
Cüneyt, o söyleşide ısrarla bir soru sordu Ali Babacan’a...
Şu yönde bir soru:
*
Ali Bey!
Siz ki AK Parti hükümetlerinin tüm dönemlerinde en önemli görevlerde bulundunuz. Ekonominin patronu oldunuz. Dışişleri Bakanlığı yaptınız.
Bugün AK Parti ile ilgili eleştirdiğiniz ne varsa... Sonuçta siz de onun bir parçasıydınız.
O süreçte sesinizin soluğunuzun çıktığını hiç duymadık.
Ne iş?
*
Bu yönde gelen tüm sorulara Ali Babacan, hep aynı cevabı verdi:
*
Hık mık... Kem küm... Hık mık... Kem küm...
*
“Deliler gibi pişmanım” demek yok. “Ürktüm kardeşim ürktüm” demek yok. “Cesaretim yoktu aşka” demek yok. “Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan” demek yok. “Yanıldık, Allah affetsin” demek yok. “Koltuk tatlı geldi Cüneyt Bey” demek yok.
Velhasıl...
Gram özeleştiri yok.
*
Peki ne var?
Şu var:
- O zaman da mükemmeldim... Şimdi de mükemmelim.
- O zaman da en doğru yerdeydim... Şimdi de en doğru yerdeyim.
- O zaman da en haklı pozisyondaydım... Şimdi de en doğru pozisyondayım.
*
“Medeni insan ile medeni olmayan insan arasındaki en temel fark nedir?” diye sorulursa şu cevabı verebilirim:
*
- Medeni insan: Özeleştiri yapmayı beceren insandır.
- Medeni olmayan insan: Özeleştiriye sımsıkı kapalı insandır.
*
Başka sözüm yok, tanık sizin.
CAMİLERİN FETHİ
29 Mayıs İstanbul’un fethi... Böyle bir tarihte camilerin açılması çok güzel bir fikir... Şahane... Anlamlı...
*
Fakat Diyanet İşleri Başkanı’nın “Şimdi vakit geldi. 29 Mayıs Cuma günü, fethin sembolü olan o günde camilerin fethini gerçekleştireceğiz” demesi, bana pek de anlamlı gelmedi.
*
Bugün camiler fethedilmeyecek, bugün camilere kavuşulacak. Bu nedenle... “İstanbul’un fethinin yıldönümünde camilerimize kavuşacağız” türü bir açıklama, çok daha isabetli bir açıklama olurdu sanki.
YILMAZ ÖZDİL’İN REDDETTİĞİ 5 MİLYON DOLARA DAİR
YILMAZ Özdil şöyle bir iddiada bulunmuştu:
“Yandaş bir medya grubu, Sözcü’yü bırakıp kendi gruplarına geçmem için bana 5 milyon dolar teklif etti.”
*
Ben de bunun üzerine dün “Bari küsuratlı söyleseydin de inandırıcı olsaydın” diye bir şeyler karalamıştım.
*
Yazdığım her yazıda muhakkak eleştirecek bir şeyler bulan arkadaşım, “Yahu transferlerde küsuratlı rakam mı olur? Bunu yazacağına adama ‘Kim bu teklifi getiren’ diye sorsana” diye fırça attı bana.
*
Fırçanın etkisiyle yazıyorum: Yılmaz Özdil! Kim sana 5 milyon dolar teklif etti? Niye açıklamıyorsun? Kimmiş bu yandaş? Yandaşı kollayacak değilsin ya... Açıkla gitsin. Biz de öğrenelim.
ÖZGÜRLÜĞÜN İKİ YOLU
BENİM anladığım şudur:
- BİR: Maskeni takarsan...
- İKİ: Mesafeyi gözetirsen...
ÖZGÜRSÜN.
*
Eve kapanmamanın, sokaklara çıkmanın, korkusuzca dolaşmanın tek çaresi bu...
PARTİLİ AHLAKSIZLARA KARŞI ALINMASI GEREKEN TUTUM
SOSYAL medya hesabından Cumhurbaşkanı’na, onun vefat etmiş annesine ağza alınmayacak çirkinlikte küfürler eden partililerinizi çok rica ediyorum savunmayın.
*
Dışlayın şu ahlaksızları. “Senin bizimle işin olmaz” deyin. Sanki düşüncelerinden ötürü suçlanıyormuş gibi davranmayın. Hak etmediği payeyi vermeyin. “Ahlaksızlığın partisi olmaz” deyin. “Senin gibi dava arkadaşı olmaz olsun” deyin. “Yüzümüzü kara çıkardın” deyin. “Yürü git” deyin. “Küfürbazlarla bir yere gidemeyiz” deyin.
*
Böyle yaparsanız, hem insanlık için hem de partiniz için en doğru tutumu almış olursunuz.
DÜĞÜN SEKTÖRÜ NASIL KURTULUR?
MASKELİ gelinlik ve maskeli smokin kreasyonlarıyla... Yaratıcı kır düğünü konseptleriyle... Çemberlerle sınırlandırılmış dans pistleriyle... Halay yerine zeybeğin temel alınmasıyla... Kılıçla kesilen pasta olayıyla... Çoklu şahit uygulamasından uzak durmayla...
NE ZAMAN BİTECEKSİNİZ
- Pompalıyla kadın katleden katiller...
- El ele tutuşmuş çocuklar heykeline saldıran vandallar...
- Doğurmak üzere olan hamile kadını taksiden atan vahşiler...
*
Ne zaman biteceksiniz siz?
DEPREMİ İZOLE EDEN EVLER
JAPONYA’da yaygın bir uygulama: Deprem olduğunda binanın temelinde yer alan bir mekanizma sayesinde sarsıntıyı bile hissetmiyorsunuz. Böyle bir yapı Türkiye’de ilk kez Başakşehir’de inşa ediliyor. “Deprem izolatörlü evler” denilen bu yapılar için Japonya’dan konuyu en iyi bilen isimler de getirilmiş.
Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, bu projedeki amaçlarının “konfor” olduğunu söylüyor.
*
En küçük bir sarsıntıda panik atak geçiren benim gibiler için ilaç gibi bir proje... Başakşehir’e mi taşınsam acaba? Kirası çok mu acaba? Kiraya konfor payı ekleniyor mu acaba?
KİMDİ ONLAR KİMDİ?
“ÖLÜ sayıları gizleniyor” diyenler... “İtalya’dan beter olacağız” diyenler... “Felaket geliyor felaket” diye tepinenler... “Yoğun bakım için yatak bulamayacağız” diye çırpınanlar... “Almanya bu işi ne güzel idare ediyor, bir de bize bakın” diyenler... “Hastaneler doldu taştı, yaklaşıyor yaklaşmakta olan” diyerek tellallık yapanlar... “İstanbul’dan sonra İzmir yaşıyor felaketi... İspanya’yı sollayacağız” diye haykıranlar...
*
Kimdi onlar kimdi?
Paylaş