Bir kadını dansa kaldırabilir misin Abdullah

ÖNCE CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in, Vatan’dan Devrim Sevimay’a yaptığı açıklamayı okuyalım:

‘AKP’nin çağdaş bir parti olduğunu söyleyenlere soruyorum: Tayyip Erdoğan ya da Abdullah Gül, bir balo düzenleyip bir kadını dansa kaldırabilir mi? Kaldıramaz. Peki böyle çağdaş parti olur mu?’

Dikkat! Dikkat!

Benim zavallı küçük dünyam, Onur Öymen Bey’in bu müthiş çıkışının etkisi altındadır.

Üç gündür bu açıklamanın yol açtığı çağrışımların kurbanı olmuş durumdayım.

Kendi kendime şu soruyu soruyorum:

Sen bir kadını dansa kaldırabilir misin?

Cevap: Derin sessizlik.

Ve Onur Bey’in diplomatik ama ürkütücü bir ses tonuyla ‘Çağdışı adam!’ diye ekolu haykırışını duyuyorum.

Ter içinde yataktan fırlıyorum.

***

Sonra...

Onur Öymen Bey’in etkileyici açıklamasından yola çıkarak, Názım’ın ünlü şiirinin dizelerini anımsıyorum.

Hani Nazım, Abidin Dino’ya seslenmişti ya...

‘Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin / İşin kolayına kaçmadan ama’ diye.

Hiç işim yokmuş gibi, bu şiire öykünerek şu tuhaf dizeleri karalıyorum:

‘Sen bir kadını dansa kaldırabilir misin Abdullah / İşin kolayına kaçmadan ama / Kadının önüne gidip ‘Bu dansı bana lütfeder misinizfilan diyerek...’

Böyle matrakça bir salaklığın pençesindeyim yani.

***

Bu kadarla kalsa iyi.

Kendi kendime şöyle bir dilekte bulunuyorum: Keşke Onur Bey, AKP’lilere dönse ve ‘Madem çağdaşım diyorsunuz, o halde söyleyin bakalım’ diye gürleyerek, başka ‘etkileyici’ sorular sorsa...

Mesela şu soruları:

BİR: Ey AKP’liler, söyleyin bakalım, siz güneşin ne zaman ‘rakı burcu’na girdiğini bilebilir misiniz?

İKİ: Kızarmış balıkla neden diyet kola içilmez? Madem çağdaşsınız, hadi verin bakalım yanıtını.

ÜÇ: Madem çağdaşlıkta CHP’yi solladınız, o halde lacivert ceketin içine mavi gömlek giymenin sakıncaları konusunda sadece tek bir cümle kurun da görelim bakalım.

DÖRT: Klasik Batı Müziği’nin seçkin örneklerini dinlerken, acaba bir kerecik ‘Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi’ fıkrasını anlatmadığınız oldu mu?

BEŞ: Hayatınız boyunca Klasik Batı müziği’nin seçkin örneklerini dinlemediğinizden eminim. Bari ‘Popüler klasikler’ adlı CD’yi dinleseydiniz. Türkiye’yi AB’ye sokmak kolay, siz asıl Klasik Müzik’le imtihandan sınıfı geçin de görelim.

ALTI: Feng shui nedir bilir misiniz? Reiki’den çakar mısınız? Siz hiç suşi yediniz mi? Hadi konuşun, dilinizi mi yuttunuz?

YEDİ: Size ‘Beyaz leblebiyle ne içilir?’ diye sorsak ‘Sade gazoz’ cevabını verirsiniz. İşte siz bu kadar Atatürkçüsünüz.

Ve buna benzer daha birçok soru...

Eğer Onur Bey isterse, diğer soruları kendisine özel olarak göndermeye hazırım.

Yeter ki AKP’nin çağdaş olmadığı kanıtlansın. Yeter ki memlekete bir hizmetimiz dokunsun.

***

Ancak bir sorun var...

Tıpkı Abdullah Gül ya da Tayyip Erdoğan gibi ‘Bir kadını dansa kaldıramayacak’ türden çağdışı adamlar, maalesef CHP içine de sızmış durumda.

Mesela kendilerini yakından tanıdığım CHP Kastamonu İl Başkanı ile Hakkari İl Başkan Yardımcısı, ne balo düzenleyebilir, ne de bir kadını dansa kaldırabilirler.

Onların durumu ne olacak? Ben bir çıkış bulamadım.

Neyse... Artık o kadarını Onur Bey düşünsün.

Hülya Avşar fotoğraflarıyla ilgili zorunlu bir açıklama

CENGİZ Semercioğlu dünkü Hürriyet’te benim Hülya Avşar’la yaptığım röportajı analiz etmiş.

İtirazım analizin son cümlesine.

Şöyle diyor: ‘Fotoğrafta Ahmet Hakan’ın sağ ayağını sıkıntılı bir ifadeyle kırması her şeyi özetledi’.

Olayın doğrusu şudur:

O görüntü, dostum Sebati Karakurt’un, o fotoğrafları çekerken bana ‘Düz durma, sağ ayağını biraz kır’ filan gibi telkinlerde bulunması sonucu ortaya çıkmıştır.

Sıkıntıyla ilgisi yoktur yani.
Yazarın Tüm Yazıları