Bir ikna etme aracı olarak Ak Saray

“AK Saray”ı...

Haberin Devamı

-Hülya Avşar gezdi, büyülendi.
-Putin gezdi, efsunlandı.
-Abdurrahim Albayrak gezdi, bayılacak gibi oldu.
-Galatasaray’ın yabancı futbolcuları gezdiler, “Tamam, pes... Bu ülkenin vatandaşı oluyoruz” dediler.


*


Madem elde “Ak Saray” gibi içinde azıcık vakit geçireni efsunlayan, büyüleyen, bayılacak gibi yapan, ikna eden şahane bir “koz” var...
O halde neden bu “koz”, tüm muhalifleri adam etmek için kullanılmıyor?


*


Mesela gezdir Ekrem Dumanlı’yı Ak Saray’da...
Anında itirafçı olsun.


*


Mesela gezdir Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ak Saray’da...
Anında AK Parti Pülümür İlçe Teşkilatı’na kaydını yaptırsın.


*


Mesela gezdir 16 yaşındaki Konyalı çocuğu Ak Saray’da...
Anında “Yaşa Cumhurbaşkanım sen çok yaşa” diye şiir okumaya başlasın.


*


Mesela gezdir Müjdat Gezen’i Ak Saray’da...
Anında erişsin Tuğçe Kazaz kıvamına...


*

Haberin Devamı


Mesela sanal bir tur attır Fethullah Gülen’e Ak Saray’da...
İlk kalkan İstanbul uçağından bilet alıp kendi ayaklarıyla gelsin Türkiye’ye...


*


Mesela gezdir en muhalif gazetenin yazı işlerini Ak Saray’da...
Anında Yeni Şafak olsun.


*


Madem elinde “Ak Saray” gibi muhteşem bir koz var...
Ne diye tutuklama, gözaltına alma, yıldırma, operasyon yapma, korkutma, köşeye sıkıştırma, üstüne gitme gibi yöntemlere meyledip imajının bozulmasına yol açarsın ki muhterem?

Cizre tekzip etti


SON günlerdeki hava şöyleydi:
-Öcalan “Tahkim edilmiş eylemsizlik” sözü vermişti.
-Kamu düzeni sağlanacaktı.
-İşler iyi gitsin diye HDP’nin İmralı heyeti ayda yılda bir açıklama yapacaktı.
-Süreç rayına oturmuştu.
-Her şey iyi gidiyordu.


*


Ancak Cizre’de tam tersi gelişmeler yaşandı:
-Örgüt, uzun namlulu silahlarla ortaya çıktı.
-Kamu düzeni tuz buz oldu.
-Abdullah Öcalan’ın sözü anlamsızlaştırıldı.
-HDP’nin tutumu ile örgütün tutumu arasındaki makas açıldı.
-Raydan çıkma söz konusu oldu.
-Her şeyin iyi gittiğine dair umutlanma yine boş çıktı.


*


Kısacası...
Cizre, son günlerdeki iyimserliği tekzip etti.

Haberin Devamı

Ne çok özledik


-CEVAT KURTULUŞ: En az Jim Carrey kadar büyük bir mimik ustasıydı... Bir köşkü yaşanabilir kılan uşaktı... Kötülük çiçeklerinin açmasına asla müsaade etmez güleç bir bahçıvandı... Eski günlerin masumiyet sembolüydü... Aramızdan gideli 22 yıl oldu.


*


-HULUSİ KENTMEN: Öyle iyi bir fabrikatördü ki insanın kapitalist olası gelir... Öyle iyi bir aile babasıydı ki insanın ataerkilliğe razı olası gelir... Öyle babacan bir komiser amcaydı ki insanın polislere bakışını değiştiresi gelir... Aramızdan ayrılalı 22 yıl oldu.


*


-ALİYE RONA: Törelerin gereğinin yerine getirilmesi için evlatlarını dolduruşa getiren anne rolünü o kadar başarıyla canlandırmıştır ki... Yıl 2014 ve hâlâ ne zaman bizi azıcık gazlayıp dolduruşa getirmeye kalkan biriyle karşılaşsak “tıpkı Aliye Rona gibisin dostum” diyoruz. Aramızdan ayrılalı 18 yıl oldu.


*

Haberin Devamı


-NUBAR TERZİYAN: Ansiklopediye “iyi insan” maddesini yaz, karşısına da nur yüzlü Nubar Amca’nın fotoğrafını koy... Başka hiçbir şey yazmana gerek kalmaz, her şeyi ama her şeyi tam anlamıyla anlatmış olursun. İyi kalpli doktorumuz, iyi kalpli imamımız, iyi kalpli esnafımızdır. Aramızdan ayrılalı 20 yıl oldu.


*


-NECDET TOSUN: Milletçe tanıdığımız beyaz şapkalı ilk aşçımızdır... Fazla kilolarından kurtulmamasını istediğimiz tek kişidir... Kepçeyi kendisine yakıştırdığımız ender şahsiyetlerdendir... Yaşasaydı en iyi trileçeyi o yapardı. 48 yaşında vefat etti... Aramızdan ayrılalı 39 yıl oldu.


*


-KADİR SAVUN: Güngörmüş kahve işletmecilerinin piridir... Otobüs duraklarının çay ocakçısıdır... Mahpushane damlarının dert dinleyicisidir... Meşin ceketlilerin en babasıdır... Ahmet Turan Alkan’ın deyişiyle “hayatı boyunca hep bizi savunmuştur”. Aramızdan ayrılalı 19 yıl oldu.


*

Haberin Devamı


-REHA YURDAKUL: Sadece son birkaç yılı kötü gitmiş şahane bir hayatın tüm öyküsünü sert bakışlarıyla gizlemeye çalışır... Çok eski zamanlardan fırlayıp gelmiş bir hancıdır... Battal Gazi’nin iyi niyetli yoldaşıdır... Hakkı yenmiş Bizans şövalyesidir... Velhasıl çok şeydir... Aramızdan ayrılalı 26 yıl oldu.


TÜSİAD Başkanlığı: Bir ateşten gömlek


ESKİDEN TÜSİAD’ın başkanı...
Koç olurdu, Sabancı olurdu, Eczacıbaşı olurdu.
Artık bu soyisimler, TÜSİAD başkanlığıyla asla buluşmuyor.


*


Bilinmedik soyisimliler ise TÜSİAD Başkanı olduğu andan itibaren “acaba kimseye çaktırmadan ne zamana kadar idare edebilirim bu görevi” hesabını yapıyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları