Paylaş
* DEKORASYON: Türkü-bar deneyimim fazla yok... Ama yine de duvarda kilim arıyor gözlerim. Galiba burası biraz atipik bir türkü bar...
* SANATÇI: Sahnede Cem Çelebi adlı sanatçı var... Hem müthiş bir bağlama virtüözü, hem de etkileyici bir sese sahip... Türkülerin hakkını gayet iyi veriyor ve repertuarı geniş...
* APOLİTİK: Türkü barların genellikle solcuların elinde olduğuna, her türkü barın bir sol fraksiyona ait olduğuna dair şehir efsanesi yüzünden politik bir koklama yaptıktan sonra karar veriyorum: Burası apolitik bir türkü-bar... Yani “Arkadaşım İbram Çavuş yoldaşlara emanet...” denmeyenlerden...
* DAVUL: Hiç bilmiyordum. Meğer türküler biraz oynak bir havaya büründüğünde davul çıkarmış ortaya... “Sini”de de bu gelenek değişmiyor: Cem Çelebi, Neşet Ertaş’tan “Çiçekler ekiliyor” türküsünü çalıp söylemeye başladığında davul da piyasaya çıkıyor.
* DANS: Ve işte pistte birbirini tanımayan bir erkek ve bir kadından muhteşem bir dans şov... Yadırgama falan yok...
* OF ULAN OF: Bağlama tıngırdıyor... Bir uzun hava... Ve müdavimlerden efkarlı sesler yükseliyor... Mesela “Of ulan of” sesleri... Milletimiz çok dertli çok...
* FEODALİTE: Çözemediğim bir raconu var bu türkü barın... Kendini kolayca ele vermeyen bir feodalite mi kaplamış her yanı... Tam olarak çözemiyorum.
* PEÇETE: Peçeteye istek yazma ve peçeteyi bağlama çalan sanatçının dizine koyma... Türkü barın en alışık eylemi bu...
* HALAY: Bu işin erbapları derler ki: Halaysız türkü bar olmaz... Ben Sini’deyken henüz halay havasına girilmemişti... Biraz erken çıktığım için kendimi bir halay halkasının içinde bulmadım.
Milletvekillerine faydalı tüyolar
* Ajda Pekkan’dan “Uykusuz her gece...” şarkısını, “Bu soğuk Meclis’te...” diye devam ettirerek söyleyip rahatlayın.
* Kamer Genç, Sabahat Tuncel ya da Burhan Kuzu kürsüye çıktığında 1’den 20’ye kadar içinizden sayın. (İsveçli bilim adamları bu yöntemin “öfke kontrolü” açısından hayli işe yaradığını yaptıkları deneylerle kanıtlamış durumdalar).
* Eğer içinizde “oylamalarda partinizin görüşünün dışında davranıp aykırılık yapma isteği” uyanırsa hemen “Emir sahiplerine itaat” âyetini 7 kez okuyun.
* Beş fincan “double esperesso”yu devirmeden genel kurul salonuna adımınızı atmayın.
* Meclis’te gece yarısına doğru can sıkıntısından kötülük yapma isteğine kapılırsanız, hemen Twitter’a girip Nükhet Duru ya da Gülben Ergen ile yazışarak içinizdeki “iyi insan”ın dışarı çıkmasını sağlayın.
‘Cemaat’in televizyonu Kürt açılımını baltalıyor
“SÖZDE” demokrasi sevdalısı “cemaat”in yayın organı STV’de yayınlanan bir dizi var.
Adı: “Ölümsüz Kahramanlar”.
Konusu: Güneydoğu’da yaşanan savaş...
Dizide şöyle bir durum var:
Kürtler cahil, ihanete yatkın ve PKK destekçisi olarak gösteriliyorlar.
Ana mesajı bu dizinin...
Artık en azılıların bile “PKK ile Kürt vatandaşları birbirinden ayırmalıyız” demeye özen gösterdikleri bir ortamda...
Hükümetin Kürt açılımı için toplumu ikna etmeye çalıştığı bir dönemde...
STV’nin bu yaptığına ne denir?
Romantik Kürt şair Bejan Matur, Zaman Gazetesi’ndeki sütununda bu konuya değinmek ister mi acaba?
Edebi konuşmayı kim yazmış olabilir
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın edebiyatçılara yaptığı konuşmanın metnini kim hazırlamış olabilir?
Birkaç gündür bunu düşünüyorum.
Olası aday ya da adaylarımın, Ece Ayhan’ın “Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim” dizesinin mana ve ehemmiyetini kavramış olması gerekiyor.
Bunu göz önünde bulundurduğumda üç adayım var:
* NABİ AVCI: “Enformatik Cehalet” kitabının yazarı Nabi Avcı, edebiyata gayet yatkın bir isimdir. Edip Cansever’i pek sever. Ece Ayhan’ın Türk şiirindeki yeri ve önemi konusunda konferans verebilir. Konuşma metnindeki alıntılar ve vurgular, Nabi Avcı’nın metnin oluşumunda ihmal edilemez payı olduğunu gösteriyor.
* ÖMER ÇELİK: Edebiyattan çok siyaset kuramlarına yatkın bir isimdir Ömer Çelik... Ama edebiyatı da bilir... Sadece bir kesimin şairlerine de odaklanmamıştır... Ankara sokaklarında “Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim...” diye dolaştığına bahse girerim. Baştan sona yazmasa bile mutlaka katkıda bulunmuştur.
* MUSTAFA ŞAHİN: Tamam, isim yapmadı... Tamam, ön plana çıkmadı... Ama kalemi kuvvetli, birikimi fazla bir arkadaşımızdır Mustafa Şahin... Başbakan’ın konuşma metinlerini hazırlıyordu. Ancak yaptığı bir vahim hata nedeniyle görevi bırakmıştı... Eğer yeniden eski görevine döndüyse, konuşma metninde en büyük pay onundur diye düşünüyorum.
Paylaş