Başbakan Erdoğan için 7 adımda çıkış yolu

BİRİNCİ olarak...

Haberin Devamı

Çok içtenlikli bir “pişmanlık bildirisi” kaleme almalı ve bu bildiriyi halkın huzurunda yüksek sesle okumalısınız.
Lafı hiç eğip bükmeden haykırmalısınız:
- Pişmanım Cemaat’le al takke ver külah ilişki kurduğum için...
- Pişmanım okyanus ötesine selamlar sarkıttığım için...
- Pişmanım Baykal’ın ve MHP’lilerin kasetlerini dilime doladığım için...
- Pişmanım Savcı Öz’ü “temiz eller savcısı” diye selamladığım için...
- Pişmanım Ergenekon ve Balyoz’da kuru/yaş bakılmadan herkesin yakılmasına alkış tuttuğum için...
- Pişmanım “İcabında kitap bombadan daha tehlikedir” dediğim için...
- Pişmanım Ergenekon ve Balyoz operasyonlarındaki hukuksuzluklara işaret edenlere, “Durun bakalım, yargı işini yapsın, bir karar versin, bu telaş ne yahu” diye çıkıştığım için...
- Pişmanım şimdi yakınlarımı teslim etmek istemediğim bu yargıya, birlikte görev yaptığım Genelkurmay Başkanımı kolayca teslim ettiğim için...
- Pişmanım askeri vesayeti geriletme işini Cemaat’e ihale ettiğim için...
- Pişmanım “üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü” vaadiyle gittiğim referandum için...

*

Haberin Devamı

İkinci olarak...
Özeleştirinizi vermelisiniz.
Mesela şöyle bir metni topluma deklare etmelisiniz:
“Özeleştirimi veriyorum.
Bugün ‘Haşhaşiler’ diye nitelendirdiğim bu insanlarla 11 yıl boyunca iş tuttum, onlara “kardeşlerim” dedim. Eğer kapıma dayanmasaydılar kör topal da olsa ilişkimi sürdürecek, hiç değilse onlara ‘Haşhaşiler’ demeyi aklımın ucundan bile geçirmeyecektim.
Bu konuda kendimi hiç affetmeyeceğim.”

*

Üçüncü olarak...
Çok acil bir dizi kurstan ve seminerden geçmelisiniz.
Kurs ve seminer için başlık önerilerimi sunuyorum:
- “Kuvvetler ayrılığı” ne işe yarar, hikmeti nedir?
- Yasama, yürütme ve yargı... Bunlar neden ille de ayrı olmak zorunda? Neden birleşmeleri münasip kaçmamakta? Nedir bu işin sırrı?
- Yargı neden ille de bağımsız olmak zorunda? Yargının hükümete bağlı olmasının ne sakıncası var? - Neden yargısı bağımsız olmayan ülkelere “demokratik hukuk devleti” denilemiyor?
- Çoğulculuk nedir? Çoğunlukçuluk nedir?
- Neden gelişmiş demokrasilerde sandıktan çıkan her istediğini yapamıyor?
- Seçilmiş hükümetlerin denetlenmesi, gelişmiş demokrasilerde neden “milli iradeye saygısızlık” olarak görülmüyor?
- “Milli irade” neye denir? Ülke halkının tamamının iradesine mi? Yoksa sadece iktidar partisine oy atanlara mı?

*

Haberin Devamı

Dördüncü olarak...
Çalma, çırpma, rüşvet alma, rüşvet verme, paraları götürme, paraları getirme, yolsuzluğa bulaşma iddiaları karşısındaki tutumunuzu derhal değiştirmelisiniz.
Zamanlamasına, manidarlığına, kaynağına, amacına falan bakmadan...
Hırsızlık ithamına maruz kalan kim varsa...
Hepsinin soruşturulup yargılanmasının önünü açmalısınız.
Töhmetten kurtulmanın tek yolunun bu olduğunu unutmamalısınız.

*

Beşinci olarak...
Yargıda oluşmuş çeteyi temizlemek için harekete geçmelisiniz.
Ancak bunu yargıyı Cemaat’ten alıp kendinize bağlayarak yapamazsınız.
“Cemaatçi yargı”nın alternatifi “hükümetçi yargı” değildir.
Hedefiniz şu olmalıdır:
Kimseye ait olmayan, kimsenin ele geçirmediği ve geçiremeyeceği, vicdan dışında hiçbir mekanizmaya boyun eğmeyen, adalet dışında hiçbir amaç taşımayan bir yargı sistemini yeni baştan kurmak ve kurgulamak.
Hedefiniz bu olursa...
Yargıyı Bekir Bey’e bağlamak dışında çözüm yollarının olduğunu da rahatlıkla görebilirsiniz.

*

Haberin Devamı

Altıncı olarak...
İntikam yeminleri etmekten, acımasızlık sözleri vermekten, sıkıyönetim sinyalleri çakmaktan, istihbarat oyunları oynamaktan, “madem onlar bana bunu yapıyor, ben de onlara aynısını yaparım arkadaş” anlayışıyla hareket etmekten vazgeçmelisiniz.
Hukuksuzluğa hukuksuzlukla, çeteciliğe çetecilikle, bel altı vuruşlara bel altı vuruşlarla, kasetlere kasetlerle karşılık veremezsiniz.
Çünkü bulunduğunuz makam, hukuk ve demokrasi kurallarına uygun davranmanızı zorunlu kılıyor.
Eğer ille de “Ben de onlara aynısını yapacağım” diyorsanız, siyaseti ve başbakanlığı bırakıp siz de onlar gibi “cemaat” kurmalısınız.

*

Yedinci olarak...
Ülkede bir özgürlük rüzgârı estirmelisiniz, bir büyük “içbarış” hamlesi başlatmalısınız, bir büyük değişim hamlesine girişmelisiniz.
Bunun için de acilen...
- Tek adamlık anlayışından...
- Muhalefeti küçümsemekten...
- Tahammülsüzlükten...
- Halkı “dost kuvvetler” ile “düşman kuvvetler” diye ikiye ayırmaktan...
- Vatandaşın farklı hayat tarzlarıyla ilgili değer hükümleri ortaya koymaktan...
- Siyaseti savaş olarak görmekten...
- Herkesi ama herkesi “Sen kimsin ya” diye aşağılamaktan...
- Toplumu mühendislik çalışmalarıyla şekillendirme hevesinden...
- İtaat etmeyenle karşılaşınca, “Seni de yazdım vakti gelince gününü göstereceğim kişiler arasına” diye iç geçirmekten...
- Eleştiren her gazetecinin üstünü çizmekten...
- Cepheleştirmeyi körüklemekten...
- Patates yetiştirir gibi nesil yetiştirmeye çalışmaktan...
- “Söz söylenmez sözüm üstüne” havasından...
- Tansiyonu düşürmek yerine tansiyonu yükseltmekten...
- Başkalarının ahlak ve değerlerini saygıdeğer bulmamaktan...
- Halkın bir kısmının taleplerine kulak vermeyi “dik durmamak” ve “eğilmek” olarak görmekten...
- Memleketin yarısını diğer yarısına düşman etmekten...
- “Onu da biz biliriz, bunu da biz biliriz” demekten...
- Tek tip bir hayat özleminden...
- AB’ye sırt çevirmekten...
- Kefenli gösterilere, “ölümüne itaat” yeminlerine, faili meçhul tehditlerine geçit vermekten...
- Kendinize doğrudan bağladığınız medyayla propaganda kampanyaları düzenlemekten...
- Dünyayla hiç durmadan ve hiç bıkmadan kavga etmekten...
- Başa gelen belalar karşısında “Ben nerede yanlış yaptım acaba” demek yerine, “Benim hiç suçum yok, bunların hepsini Amerika yaptı, İsrail yaptı” demekten...
- Bilgece konuşmak yerine bağırmaktan...
- Dinlemek yerine sürekli konuşmaktan...
Vazgeçmelisiniz.

*

Haberin Devamı

Hem Türkiye’yi, hem de kendinizi içine soktuğunuz buhrandan ve çıkmazdan kurtarmak için bu yedi adımı atmak zorundasınız.
Atmazsanız...
Belki yine seçimi kazanabilirsiniz.
Ama mutlu, huzurlu, geleceğine güvenle bakan, barış içinde kardeşçe yaşayan müreffeh bir Türkiye hep hayal olarak kalacak ve asla gerçek olmayacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları