Babalar da döner

Başbakan Erdoğan’ı sıkıştırmak isteyenler ne yapıyorlar?

Ne yapacaklar? Tabii ki eski defterleri karıştırıyorlar...

Erdoğan’ın kişisel tarihinde eşinme, neredeyse bir muhalefet stratejisi haline geldi.

En olmayacak tartışmada bile gündem, bir anda kişisel tarihe kaydırılıveriyor.

Gelsin 15 sene önceki bant kaydı, gitsin 10 yıl önce yapılan röportaj...

Sonra? Sonra sual patlatılıyor:

"10 yıl önce böyle demişti, şimdi şöyle diyor... Hangisi gerçek Erdoğan?.."

Erdoğan da, iktidarın ileri gelenleri de bu tür "eski defter karıştırıcıları"ndan doğal olarak hiç hoşlanmıyorlar.

Erdoğan’ın, kim bilir kaç kez, "Bunlar eskide takılıp kalmışlar. Biz ileriye bakıyoruz" şeklinde genelin geneli bir yanıtla savunma çabası içine girdiğini hepimiz gördük, görüyoruz...

***

Peki Erdoğan taraftarları, hoşlarına gitmeyen bu yöntemi hiç mi kullanmıyorlar?

Kullanmaz olurlar mı? Kişisel tarih eşelemeciliğinde hiç de geri kalmıyorlar.

Mesela Demirel, türban, laiklik konusunda hoşa gitmeyen şeyler mi söyledi? Hop, hemen eski defterler karıştırılıyor. Demirel’in geçmişte açtığı imam-hatip sayısıyla övünmesinden tutun da Nurcu akımlarla kurduğu yakın ilişkiye kadar, bütün tozlu sayfalar birer birer raftan indiriliyor...

Demirel, geçmişte laiklik konusunda öyle şeyler söylemiş ki, bunları bugün söylese "Süleymaninejat" başlıkları atılırmış.

Demirel, 20 sene önce tam bir türban özgürlükçüsüymüş. Oysa şimdi "Türbanlılar Arabistan’a" diyormuş. Bu ne yaman çelişki imiş?

Oysa ortada bir çelişki falan yok.

Siz nasıl değişerek geliştiyseniz, Demirel de değişerek gelişmiş, hepsi bu...

Önceden Nurcu imiş, şimdi laiklik yanlısı...

Belki de bir tehlike vehmetmiştir ve bunun yol açtığı telaşla farklı görüşler ileri sürmektedir.

Kısacası Demirel değişmiştir kardeşim!

***

Ben herkesin "dönüş hakkı" bulunduğuna yürekten inananlardanım.

Bu nedenle Erdoğan’ın kişisel tarihinde eşinmenin doğru bir muhalefet stratejisi olduğunu düşünmüyorum.

Ancak... Kendi kişisel tarihlerinin yapraklarını karıştıranlardan hoşlanmayanların, başkalarının kişisel tarihlerinde eşinmelerini de doğru bulmuyorum.

Çünkü ilke kesin ve nettir:

"Kendin için yapılmasını istemediğini başkaları için yapma."

Sen Erdoğan’ın eskiden söyledikleriyle bugün söyledikleri arasındaki farka işaret ederek "tutarsızlık" sonucu çıkaranlara isyan etmiyor musun? Ediyorsun...

O halde sen neden Demirel’i sıkıştırmak için aynı yönteme başvuruyorsun?

Erdoğan için "dönüş hakkı" var da, Demirel için yok mu?

Şunu bil ki: Babalar da döner! Hem de nasıl döner!

Hallacı Halil

Duydunuz mu?

Ünlü tarihi eser kaçakçımız, yolsuzluk üstadımız Halil Bezmen Beyefendi, kendini dine vurmuş.

Yahya Efendi Dergahı’ndan çıkmıyormuş, Mescid-i Aksa’ya yüzler sürüyormuş, "Gel gör beni aşk neyledi" diyor da başka bir şey demiyormuş, "Dolap niçin inlersin" diye inim inim inliyormuş...

Bu kadarla kalsa iyi...

Bezmen, ayrıca kendi akıbeti ile Hallacı Mansur’un akıbeti arasında benzerlikler de kuruyormuş.

Bu konuda dedikleri şunlar:

"Hallacı Mansur’un derisini yüzmüşler ve adam yüzülen derisini sırtlamış ve gitmiş. Ben Türkiye’den kaçarken kendimi öyle hissediyordum. Onun gibi derimi sırtlanıp kaçtım. Kaçmadan önce gittiğim sahil kasabasında beni fark etselerdi linç ederlerdi. Tanınmamak için sakalımı kestim, saçımı boyadım."

Maşallah! Maşallah!

Pek güzel, pek şirin...

***

Ancak kendimizi tutamayıp Halil Bezmen’e şöyle sesleneceğiz:

Söyler misin ey Hallacı Halil!

Hallacı Mansur ne yapmıştı?

Tarihi eser kaçakçılığına mı imza atmıştı?

Dönemin sular idaresini kazıklamaya mı kalkışmıştı?

Yaptığı şuydu:

Adamcağız sofu meşrep olduğu için yaygın anlayışa ters sözler söylemişti... Kendisini anlamayan kaba softaların derisini yüzmesi bundandır.

Yani...

Hallacı Mansur, "Fenafillah" makamına erip "Enel hak" dedi de derisini yüzdüler... Dolandırıcılar kralı olduğu için değil.

Peki sen ne yaptın Halil Bezmen?

Derini sırtlayıp ülkeden kaçmaya kalkışmanın nedeni "Káh çıkarım gökyüzüne seyreder álem beni / Káh inerim yeryüzüne seyrederim álemi" gibi bir beyit düzmek midir?

Ey Halil Bezmen!

Tamam, hidayete er, git "Doğuştan Müslüman" olanlardansa "Sonradan Müslüman" olanlara pek meraklı bir mümin grubunun başına geç, fıkıh alimi havalarında dolaş, taraftar topla, şeyh ol...

Hiç merak etme: Meşhur da olursun, zengin de...

Ama inandırıcılıktan hayli uzak kıyaslamalarınla lütfen zekamıza hakaret etme!
Yazarın Tüm Yazıları