Paylaş
Hemen büyük ve orantısız bir saldırı kampanyası başlatıyorlar.
Kampanyalarının ana teması da belli.
Şunu diyorlar:
“Sizin patronunuz Aydın Doğan, vakti zamanında pijamayla başbakan karşılamıştı.”
*
Yıllar geçiyor, devirler değişiyor, ilkeler değişiyor, ittifaklar değişiyor, atmosfer değişiyor, gündemler değişiyor, sınırlar değişiyor, dostluklar değişiyor, düşmanlıklar değişiyor.
Fakat gelgelelim...
Adamların “pijama” üzerinden saldırı gerçekleştirme azimlerinde milim değişme olmuyor.
Pijama da pijama... Pijama da pijama...
Tek bildikleri bu...
*
Aydın Doğan’ı neden hedef alıyorlar?
Neden olacak; bizim yazdığımız yazılar, bizim yaptığımız haberler, bizim yaptığımız gazeteler, bizim yaptığımız programlar nedeniyle...
Elinde köşesi olan yazarla, elinde kalemi olan gazeteciyle, elinde ekranı olan programcıyla uğraşmak yerine...
Aydın Doğan’la uğraşıyorlar.
Oysa Aydın Doğan’ın bir köşesi yok.
Tamam, gazetesi var ama elinde kalemi yok.
İftiraya, iddiaya cevap verecek bir mecrası yok.
*
Ben hiçbir komplekse kapılmadan bu açığın kapatılmasının gerekli olduğuna inandım, inanıyorum.
İşte bu nedenle Aydın Doğan’ın kapısını çaldım.
*
Dedim ki:
“Aydın Bey! Şu meşhur pijama ile başbakan karşılama meselesi son günlerde yeniden ısıtılıp piyasaya sürülüyor. Biliyorum, bu konuda çok açıklama yaptınız. Şu olayın aslını faslını bir kez daha anlatır mısınız? Nedir bu olay?”
*
Aydın Doğan başladı anlatmaya...
Söyledikleri şunlar:
Bak kardeşim... Uzan ailesi, basın mesleğini bir şantaj vasıtası olarak kullandı. Hem bize hem de kendisine rakip gördüğü her gruba karşı inanılmaz iftiralarda bulundu. Bu pijama iftirasını da bunlar ortaya attı.
Olayın aslını ben sana bir kere daha anlatayım.
Bundan on sekiz yıl önce dönemin başbakanı Sayın Mesut Yılmaz, temmuz ayının bir günü bizim gazetenin kurşunlanması sebebi ile geçmiş olsun demek üzere Çamlıca’daki yazlık evimize uğradı. Bahçede oturduk. Benim üzerimde bir kot pantolon ve tişört vardı. Başbakan’ın ziyareti sebebiyle üzerime bir ceket de aldım.
Hava çok sıcak olduğu için Mesut Bey ceketini çıkardı, kravatını gevşetti. Ben de kendisinden izin alarak ceketimi çıkardım.
Başbakan evden ayrılmak üzere iken kapıda gazetecilerin beklediğini söylediler. Mesut Bey, gazetecilerin bulunduğu kapıdan çıktı. O sırada ben de uğurlamak üzere kendisine refakat ediyordum. Evden ayrılırken gazeteciler fotoğraflarımızı çektiler.
Uzanların gazetesi ertesi gün “Başbakan’ı pijama ile karşıladı” manşetiyle büyük bir iftiraya imza attı.
Bu öylesine etkili bir iftira oldu ki... O günden bu yana bana garezi olan herkes, ister gazeteci olsun ister siyasetçi olsun, Uzanların bu iftirasını kullandı. İşin aslını defalarca açıkladım. Buna rağmen halen de bu iftirayı kullanmaya devam edenler var.
Aydın Doğan: Bizim kültürümüzde böyle şey olmaz
“PİJAMA iftirası” diğer iftiralar içinde ayrı bir yere sahip.
Çünkü bu iftira, Aydın Doğan’ı fena halde üzüyor.
*
Söylediği şu:
“Ne benim geldiğim bölgenin kültürü ve yetiştiğim ailenin geleneği ne de benim terbiyem Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı pijama ile karşılamaya müsaittir.”
*
Ardından da ekledi:
“Bırakın başbakanı, çocuklarımın yanında bile pijamayla görünmemeye dikkat ederim. Bizde böyle bir rahatlık yoktur.”
*
“Artık bu konuyu kapatmak istiyorum” diyen Aydın Doğan, son olarak şunları sıraladı:
Bana bu iftirayı atanlar ahlaksızdır.
Gerçeği bildikleri halde bunu kullananlar da vicdan ve namus yoksunudur.
Olayın aslını bildikleri halde bunu istismar edenleri ve beni kötülemek için bu yalanı kullananları Allah’a havale etmekten başka yapacağım bir şey yok.
Paylaş