Paylaş
“Atatürk Selanik göçmeni... Mülteci...” demiş.
*
Öyle bir zırcahilliktir ki bu...
“Osmanlı... Osmanlı...” diye inlediği halde...
Atatürk’ün bir Osmanlı subayı olduğundan bile habersiz.
*
Öyle bir zırcahilliktir ki bu...
“Osmanlı... Osmanlı...” diye inlediği halde...
Selanik’in bal gibi de bir Osmanlı toprağı olduğundan bile habersiz.
*
Hangisine yanalım:
- Cahilin gerekçesiz özgüvenine mi?
- Cahili ekrana çıkarıp konuşturana mı?
*
Sonra da “Biz neden bu kültürel hegemonyayı yıkamıyoruz” diye ağlaşmalar falan...
*
Bu cahil trollere alan açtıkça...
Bırakın kültürel hegemonyayı...
Kumdan kale bile yıkamazsınız.
HEPSİ ALÇAKÇA, HEPSİ BARBARCA
- CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na gittiği şehit cenazesinde saldırdılar, barbarca linç etmek istediler.
*
- Gazeteci Yavuz Selim Demirağ’a evinin önünde beyzbol sopalarıyla kalleşçe saldırdılar.
*
- Gazeteci Sabahattin Önkibar’a evinin önünde alçakça yumruklu saldırıda bulundular.
*
- Antalya’da yerel gazetecilik yapan İdris Özyol, gözü dönmüş bir grubun planlı saldırısına uğradı.
*
Ve en son...
Akit gazetesi Haber Müdürü Murat Alan’a evinin önünde pusu kuran bir grup kalleş, beyzbol sopalarıyla saldırdı.
*
Buradan ilan ediyorum:
*
Benim gözümde...
Bu saldırılar arasında zerre miskal fark yoktur.
Hepsi de alçakçadır, hepsi de barbarcadır.
‘Ama’sız, ‘fakat’sız, ‘lakin’siz...
Hepsine karşı tutum aldım ve almaya devam edeceğim.
O SAVCI TECAVÜZE UĞRAYAN DİREĞİN SAVCISI OLSAYDI
ANKARA’da bir tecavüz olayı...
Bir kadına tecavüz ediliyor.
Ve davaya bakan savcı, şu yorumu yapıyor:
“O saatte bara gidip içki içenin başına her şey gelir.”
Bu savcı var ya bu savcı...
Ordu’da elektrik direğine tecavüz vakasının savcısı olsaydı...
Kesin şöyle derdi:
“O saatte orada tahrik edici bir şekilde duran direğin başına her şey gelir.”
ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE YAPMAYACAĞIM ŞEYLER
- Şeyma’nın çıkardığı “Sadece Şeyma” adlı kitaba elimi bile sürmeyeceğim.
- Bodrum’un kıyısından bile geçmeyeceğim.
- 26 Haziran’dan sonra bir süre Karadeniz ezgilerine kulak vermeyeceğim.
- Yeni dönem Türk komedi filmlerinden mümkün olduğunca uzak duracağım.
- Ahmet Kaya’yla ilgili sınavı başarıyla vermiş Mehmet Aslantuğ’a en küçük bir eleştiride bile bulunmayacağım.
UZAK DURULMASI GEREKEN TİPLER
- Bütün kıyafetlerinin aynı markadan olmasına özen gösterenler...
- Tuttuğu adaya en küçük bir laf edildiğinde “Tarafsız değilsin” diyenler...
KADIKÖY BELEDİYE BAŞKANI’NA YAPILAN AYIP
KADIKÖY Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’nı Pendik’te Patnosspor için düzenlenen yemeğe davet etmişler.
Seçilmiş bir belediye başkanı olarak kürsüye davet etmişler.
Tam konuşacakken “Sen şimdi siyasi mesaj verirsin” diye mikrofonu kesmişler.
O da küskün bir halde kürsüden inmiş.
*
Görüntüleri izledim.
Bu ayıbı yapanlarla en küçük bir özdeşlik kurmadığım halde...
Bu yapılan karşısında ben utandım.
Yerin dibine geçtim.
BU ŞİİR ‘BABALAR GÜNÜ’ İÇİN MİLLİ MARŞ OLMALI
CAN Yücel’in babası Hasan Ali Yücel için yazdığı “Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim” şiirinin...
Babalar Günü için milli marş olmasını teklif ediyorum.
*
Buyurun, işte o şiir:
*
Hayatta ben en çok babamı sevdim/Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk/Çarpık bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek/Nasıl koşarsa ardından bir devin/O çapkın babamı ben öyle sevdim.
*
Bilmezdi ki oturduğumuz semti/Geldi mi gidici, hep, hep acele işi/Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi/Atlastan bakardım nereye gitti/Öyle öyle ezberledim gurbeti.
*
Sevinçten uçardım hasta oldum mu/40’ı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul’a/Bir helalleşmek ister elbet, diğ’mi, oğluyla!/Tifoyken başardım bu aşk oyununu/Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.
*
En son teftişine çıkana değin/Koştururken ardından uçmaktaki devin/Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için/Açıldı nefesim, fikrim, canevim/Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Paylaş