Paylaş
*
Yıldırmak.
Panik yaratmak.
Güvensizlik oluşturmak.
İstikrarsızlaştırmak.
Umutsuzluk yaratmak.
Geleceği belirsiz kılmak.
*
Teröristler, işte bu tür sonuçlar elde etmek amacıyla dün İstanbul’u kana buladılar.
Masum insanları katlettiler.
*
Bu alçak teröristlerin bir türlü öğrenemedikleri şey şu:
*
Bizim halkımız bu tür olaylar karşısında muazzam bir kenetlenme içine girmiştir, girer, girecektir.
*
Ne yılgınlık ne panik ne umutsuzluk ne karamsarlık ne güvensizlik ne de istikrarsızlık...
Hiçbiri ama hiçbiri tutmaz bu memlekette.
*
Kalleşler, bu saldırıyla neyi amaçlıyorlarsa...
Tam tersini elde edecekler.
*
Daha çok kaynaşma... Daha çok istikrar... Daha çok umut... Daha çok dayanışma...
*
Ve hepsinden daha önemlisi:
Teröre ve teröristlere karşı topyekun bir karşı koyuş.
*
Canlarımız gitti, kan aktı.
Elbette üzüntülüyüz.
*
Ama teröristlerin başaramayacaklarına duyduğumuz sonsuz güven, acımızı biraz olsun azaltıyor.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ OLAYI: DEVLET DOĞRUSUNU YAPMIŞ
SELAHATTİN Demirtaş’ın babası, Diyarbakır’da kalp krizi geçirmiş.
Bunun üzerine Demirtaş, Edirne’den Diyarbakır’a götürülmüş.
*
Demirtaş’ın ulaşımı için de özen gösterilmiş. Önce helikopterle Çorlu’ya götürülmüş, oradan da özel bir uçakla Diyarbakır’a.
*
Yasa ne diyor bu konuda?
Şunu diyor:
*
“Ana, baba, eş, kardeş, çocuk ile eşinin anne veya babasından birinin yaşamsal tehlike oluşturacak önemli ve ağır hastalık hallerinin bulunduğunun Sağlık Kurulu raporu ile belgelenmesi durumunda tutukluya izin verilebilir.”
*
İzni hangi yetkili makam veriyor?
O da şöyle oluyor:
*
Ceza infaz kurumunun en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet Başsavcılığı’nın onayıyla izin verilebiliyor.
*
Sonuçta olan şu:
Devlet, Demirtaş için yasayı uygulamış. Hem de büyük bir dikkat ve özenle uygulamış.
*
Hükmümü veriyorum:
*
İnsani açıdan yapılması gereken yapılmış.
Tatava çıkarmaya ya da büyük anlamlar yüklemeye hiç gerek yok.
İYİ HEYKEL İÇİN BAKÜ’YE GİDİN
EN son Kuşadası Belediyesi’nin yaptırdığı “Bülent Ecevit / Rahşan Ecevit” heykelini görünce...
CHP’li belediyelerin heykel yapma hevesinden asla vazgeçmeyeceklerini anlamıştım.
*
Ve şu noktaya geldiğimi yazdığım yazıda vurgulamıştım:
“Yapıyorsunuz, bari iyisini yapın.”
*
Bakü Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Selçuk Karakılıç, bir mesaj göndermiş bana.
Şöyle diyor mesajında:
*
“Size Azerbaycanlı bir heykeltıraşa yaptırdığım ve Bakü’nün bir meydanına dikeceğimiz Mehmet Akif büstünün fotoğrafını gönderiyorum. Bizim üniversitelerimizin güzel sanatlar bölümlerinin dikkatini Bakü’ye çekmek isterim. Bakü, bu alanda Viyana’dan çok öndedir. Bakü’ye gelsinler. Belediyelerimize de yardımcı olmaya hazırım. Yeter ki estetik ve güzellik anlayışımız değişsin. Sizi bilgilendirmek ve gerçek bir sanat eserinin fotoğrafını göndererek sizi mutlu etmek istedim.”
*
Mehmet Akif büstüne bakınca...
Hayran kaldım ve “İşte bu” dedim.
*
Heykel, büst işine girmek isteyen tüm belediyelerimiz Bakü’den Selçuk Karakılıç’la temasa geçmeliler.
Böylelikle estetik alanında bayağı bir çağ atlayabiliriz.
‘TÜRK BİRLEŞİK DEVLETLERİ’ OLMAZ
EN son Semerkant’ta yapılan bir zirvenin ardından Türk devletlerinin bir çatı altında toplanması fikri doğdu.
Bazı gazeteler, “Türk Birleşik Devletleri geliyor” diye bunu haberleştirdiler.
*
Tanıma itirazım var.
Çünkü “Amerika Birleşik Devletleri” özentisi gibi duruyor.
*
Bunun yerine...
“Birleşik Türk Devletleri” demek gerekir.
*
Böylesinin Türkçeye daha uygun olacağını düşünüyorum.
MASA’NIN GİDİŞATI HAKKINDA
- Adayın belirlenmesinin sürekli ertelenmesi, Masa’yı yıpratmakta.
*
- Adayın belirlenmesi ertelendikçe yıpranma daha da artar, artacak.
*
- Masa, kilitlenmiş durumda. İşin kötüsü kilidin nasıl açılacağıyla ilgili bir çözüm yok.
*
- Kilidin tek sebebi: Kılıçdaroğlu’nun aday olmakta ısrar etmesi.
*
- Bu ısrar nedeniyle Akşener ile Kılıçdaroğlu arasında nezaketli bir çekişme var.
*
- Kılıçdaroğlu adaylıktan vazgeçer mi? Üzerinde muazzam bir baskı oluşursa belki.
*
- Kılıçdaroğlu adaylıktan vazgeçmezse... Herkesin kendi adayıyla seçime gitmesi bile söz konusu olabilir.
*
- Herkesin kendi adayıyla seçime gitmesi ise Masa açısından tam bir hayal kırıklığı yaratır.
*
- Ahali, “Masa kurdular, kurdukları masadan bile anlaşma çıkaramadılar” der.
*
Kısacası...
Masa’nın hal ve gidişatı maalesef pek de iç açıcı değil.
Toparlayabilirler mi?
Henüz geç değil ama her geçen saat aleyhe işliyor.
Paylaş