Aşk eski bir yalan

Sürekli o şarkıyı mırıldanıyorum.

*

Bir suç işler gibi mırıldanıyorum.

Yasadışı bir iş yapar gibi mırıldanıyorum.

*

Mırıldandığım şarkı, Kâmuran Akkor’un çok eski bir şarkısıdır:

*

“Aşk eski bir yalan / Adem’le Havva’dan kalan.”

*

Şarkıyı mırıldanırken korkuyorum.

Linç edilmekten korkuyorum.

*

“Ahmet Hakan haddini bil” diye başlayabilirler her an.

*

“Adem’le Havva senin asker arkadaşın değil, Hazreti Adem / Hazreti Havva diyeceksin” diye kampanya yapabilirler her an.

*

Diyanet İşleri Başkanlığı, bildiri yayınlayabilir diye korkuyorum.

*

“Milli Beka Hareketi”, evimin önünde toplanıp gösteri yapabilir diye korkuyorum.

*

O “Milli Beka Hareketi” ki...

Tarkan’ın “Cuppa Cuppa” şarkısında, aslında “Cunta Cunta” denmek istendiğini...

Ve şarkının aslında darbeci bir şarkı olduğunu ciddi olarak piyasaya sürmüş bir harekettir.

*

Ve çok merak ediyorum.

Bu mübalağalı zorlamalar...

Bu aşırı duyarlılıklar...

Bu tuhaf tutumlar...

Konuyu...

Antalya’da bir ara çok meşhur olan “Adam and Eve” adlı aşırı turistik ve aşırı romantik otele kadar vardırır mı acaba?

İLKESİZ BİR TRAJEDİ, VICIK BİR KOMEDİ

EKREM İmamoğlu, hükümeti eleştirirken...

“Tiyatro oynamaya kalkmasınlar” dedi.

Oyuncu Fırat Tanış da bunun üzerine...

“Ahlaksızlığı tiyatro sanatıyla tarif eden yerel yönetici” diye İmamoğlu’nu eleştirdi.

*

Bunun üzerine...

İmamoğlu’nu ölümüne savunanlar, hemen Fırat Tanış’a cephe aldılar.

“Duyar kasıyorsun, kasma” diye Fırat Tanış’a yüklendikçe yüklendiler.

*

Ve yüklenmeler sürerken...

Ekrem İmamoğlu...

“Fırat Tanış haklı, tiyatro dememeliydim” deyiverdi.

*

Peki İmamoğlu’nun bu tutumu üzerine İmamoğlu’nu ölümüne savunup Fırat Tanış’a laf çakanlar ne dediler?

*

Ne diyecekler? Şunu dediler:

“Başkanımız ne kadar da kibar. Bir sanatçının uyarısı üzerine geri adım attı.”

*

Kısacası İmamoğlu’nu ölümüne savunanlar, olayı tam bir tiyatroya dönüştürmüş oldular.

Oynadıkları tiyatronun türü ise şu:

-

İlkesiz bir trajedi... Vıcık bir komedi...

MURAT ONGUN VE TEVFİK GÖKSU’DAN MESAJLAR

“İMAMOĞLU ve engellenme” konusunda yazdığım yazıyla ilgili olarak...

Önce Murat Ongun’dan, ardından da Tevfik Göksu’dan mesajlar aldım.

İBB Sözcüsü Murat Ongun’un mesajı şöyle:

*

“Yazıda bahsettiğiniz afiş (Buradan metro geçebilirdi), hayal mahsulüdür. Milletin Twitter’da yaptığı bir fotoşop. İstanbul’un hiçbir yerinde böyle bir afiş yoktur.”

*

İBB AK Parti Grubu Başkanı Tevfik Göksu’nun mesajı şöyle:

*

“İmamoğlu yönetimine hiçbir engelleme söz konusu değildir. Engelleme iddialarının tümü dayanaksızdır.”

*

Mesajları iletiyor, takdiri size bırakıyorum.

*

NOT: Murat Ongun’un sözünü ettiği gibi İstanbul’da benim sözünü ettiğim türde bir afiş asılmamıştır. Ama Başkan Ekrem İmamoğlu, dün öğle saatlerinde şöyle bir açıklama yaptı:

“Arkadaşlarıma söyleyeceğim: ‘Ey halkımız, sizin metroyla buluşmanızı engelliyorlar Ey halkımız sizin otobüslere ulaşmanızı engelliyorlar’ diye afişleri İstanbul’un her tarafına asacağız.”

Sonuç? Ben “Asıldı” derken hata yapmışım ama “Asılacak” deseymişim kurtarırmış.

ERDOĞAN NE DEDİ AKŞENER NE DİYOR

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, şöyle demişti:

*

“Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda toz pembe. Değil. Onların da kendi içlerinde ayrı bir hesaplaşmaları var ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar.”

*

Ben bu açıklamayı ilk duyduğumda...

Hiç anormal karşılamamış, gayet normal karşılamıştım.

*

Sonuçta...

“O cephede işler karışık, kendi aralarında liderlik mücadelesi var, hesaplaşmalar olacak” diyordu Erdoğan...

*

Fakat bu açıklamayı bambaşka yerlere savuranlar çıktı.

*

Bambaşka yere savuranların sonuncusu ise Meral Akşener oldu.

Şöyle dedi Akşener:

*

“Sayın Erdoğan, bu memlekette eğer bir hesap kesilecekse onu Türk yargıcı kesmelidir. Başka oyunlar peşindesin. Seni şimdiden uyarıyorum, eğer arzu ettiğin hesabı kesmesi için İmralı’dakini çıkarmanın peşindeysen orada duracaksın.”

*

Akşener’e şu üç şeyi söylemek isterim:

*

BİR: Erdoğan’ın açıklamasını ne İmralı ne de Edirne sizin anladığınız gibi anlamıştır.

*

İKİ: Erdoğan’ın açıklamasından ne İmralı memnun kalmıştır ne de Edirne... İkisi de memnun değildir.

*

ÜÇ: İmralı da Edirne de Erdoğan’ın aslında ne demek istediğini gayet doğru şekilde anlamıştır.