Paylaş
*
- “Bu memleketten bir şey olmaz” diyen umutsuz ülke kadınları.
*
- Sosyal demokrasiye gönül vermelerine rağmen heyecanlarını kaybedenler.
*
- Batılı yaşam tarzını benimseyip referandum günü Batı’ya tatile gitmeyi planlayanlar.
*
- “Oyum sonucu değiştirmez, hep onlar kazanıyor zaten” diye düşünerek yan gelip yatanlar.
*
- Köşe yazarlarına “cesur olun” diye posta koyup sandığa gitmeye üşenenler.
*
- “Bu sandık meşru değildir” diyerek sandığa gitmeyi protesto etmeyi düşünenler.
*
(NOT: Bu maddelerin tümü, METROPOLL’ün son araştırma verilerinden şahsım tarafından çıkarılmıştır)
UYARIYORUM
- HAYIRCILARA UYARI: Sosyal medyada yapılan evet/hayır anketlerine güvenmeyin... Sonunda yaya kalırsınız.
*
- EVETÇİLERE UYARI: Ahalinin hiçbir şeyden çakmadığını, sonuna kadar fanatik olduğunu sanmayın... Sonunda mahcup olursunuz.
*
- ERDOĞAN’A UYARI: “Gücü tek kişide topluyoruz” cümlesi, hangi bağlamda söylenirse söylensin ters tepebilir... Tekrar etmeyin.
HER ŞEYE RAĞMEN ÖLMEYEN GAZETECİLİK
HAYMANA’da bir lise yurdunda erkek öğrencilere cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen okul müdürü, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştı.
Fakat Hürriyet konuyu ısrarla, titizlikle, inatla takip etti, en ince detaylarıyla haberleştirdi.
Ve sonunda o müdür, yeniden tutuklandı.
*
Öyle oturup ağız büzerek...
“Gazetecilik öldü, artık habercilik yapılamıyor, fikri takip falan kalmadı, kimsenin gazetecileri taktığı yok” falan diye ağlaşanlar!
İşte bakın:
İyi gazetecilikle nasıl da sonuç alınabiliyor!
BEŞ GÜZEL YENİ ŞEY
- BİR: Hayvan sevgisinde gözle görülür bir artış kaydedilmesi.
*
- İKİ: İyiliğin bulaşıcı olduğunu düşünenlerin sayısının artması...
*
- ÜÇ: Camide kaba siyaset yapılmasına cemaatin itiraz etmeye başlaması.
*
- DÖRT: Atatürk’e dil uzatanların her şeyden önce millet baskısıyla karşılaşması.
*
- BEŞ: Ağzından çıkanı kulağı duymayanların o mutlu mesut günlerinin bitmesi...
EN BÜYÜK DUAM
DENİZ Seki bacımızın nişanlısı olarak takdim edilen bu kardeşimizin giydiği şu takım elbiseden beni fersah fersah uzaklaştır Allah’ım.
*
Böyle bir ceketten, böyle bir yelekten, hatta böyle kravattan beni muhafaza eyle Yarabbi!
*
Eğer gün gelip de büyük bir yanılsama içinde debelenerek böyle bir kıyafet giymeye kalkarsam sen aklımı başıma getir Allah’ım!
*
Amin! Amin! Amin!
KESİN ‘EVET’ ÇIKARDI
- EĞER gerçekten de Ahmet Necdet Sezer’in borusu hâlâ ötüyor olsaydı.
*
- Eğer gerçekten de ülkede bir iki başlılık sorunu olsaydı.
*
- Eğer gerçekten de Cumhurbaşkanı’nın Başbakan’a anayasa kitapçığı fırlatma ihtimali hâlâ geçerli olsaydı.
*
- Eğer gerçekten de siyah-beyaz günlere dönmek gibi bir ihtimal söz konusu olsaydı.
*
- Eğer gerçekten de hükümetin elini kolunu bağlayan bir vesayet bugün için geçerli olsaydı.
*
- Eğer gerçekten de milletin oylarıyla iktidara getirdikleri bir türlü muktedir olamasaydı.
*
- Eğer gerçekten de Cumhurbaşkanı, sanki cumhurbaşkanlığı sistemi varmış gibi davranıyor olmasaydı...
*
- Eğer gerçekten de Başbakan Binali Yıldırım ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında en küçük bir sorun çıksaydı...
*
- Eğer gerçekten de sistem sorunu, bugünün en yakıcı sorunu olsaydı.
*
Her şey çok farklı olurdu.
Propaganda için söylenen cümlelerin yankısı çok yüksek olurdu.
Ve “Evet” çok ama çok kolay çıkardı.
BU FOTOĞRAFLARI BİR AÇIĞI KAPATMAK İÇİN YAYINLIYORUM
İKİ FETÖ’cü eski savcı ve bir hâkim yakalandı.
Kudretli günlerinde...
- Savcılardan biri MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağırmıştı.
- Diğeri ise Selam/Tevhit kumpasına imza atmıştı.
- Hâkim de kumpaslara katılıp yasadışı dinlemeler yapmıştı.
*
Bütün gazetelere baktım:
Hepsinde yakalandıkları andaki fotoğrafları vardı.
*
Oysa haberlerde ibret olsun diye kudretli günlerindeki fotoğrafları ile yakalandıkları andaki fotoğrafları aynı anda yayınlanmalıydı.
*
Bu fotoğrafları yayınlayarak işte bu açığı kapatıyorum.
YAPALIM, GÜZELLEŞELİM
- AYŞE Hatun Önal’ın “Selam Dengesiz” adlı eserini dinleyelim... Dengesizleşelim.
- Recep İvedik 5’e gidelim... Deliler ırmağından bir tas su da biz içelim.
*
- Seda, Esra, Zuhal falan izleyelim... Kafamızı hiçbir şeye takmayalım.
Paylaş