Paylaş
Ağır bir eleştiri değildi ha!
İmbat rüzgârı gibi hafif bir eleştiriydi.
*
Hatta eleştiri bile sayılmazdı yazdıklarım.
Minnacık bir yadırgama denilip geçilecek cinstendi.
*
Öyle bir tepki aldım ki...
Kıyamet gibi.
“Sen kimsin ki Ahmet Necdet Sezer ağamıza laf ediyorsun” tonunda tepkiler bile geldi.
*
Tepkileri görünce...
Aklıma “Millet ittifakının olası cumhurbaşkanı adayları” listesi geldi.
*
O listede...
Abdullah Gül var, Ali Babacan var, Ekrem İmamoğlu var, İlhan Kesici var, Mansur Yavaş var, Muharrem İnce var.
*
Peki ama niye Ahmet Necdet Sezer yok?
*
Madem Ahmet Necdet Sezer...
Bu denli seviliyor, bu denli takdir ediliyor, bu denli benimseniyor, bu denli korunuyor...
Niye millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı olarak adı bile geçmiyor?
*
Denilebilir ki...
“Ahmet Necdet Sezer’in böyle bir arzusu, emeli, hedefi yok. O nedenle adı geçmiyor”.
*
Sezer’in böyle bir kararı varsa...
Tabii ki saygı duyulur.
*
Ama hiç değilse kapısı çalınamaz mı? “Bahtı kara mader” olayına girerek ikna edilmeye çaba gösterilemez mi? Hiç değilse denenemez mi?
ARAMIZDA VAR MI?
- Erken seçim tartışmalarından derin bir haz duyan var mı aramızda?
*
- Kredi çekip son model cep telefonu alacak var mı aramızda?
*
- Etil alkol ile metil alkol arasındaki farka kafa yoran var mı aramızda?
*
- Trump kaybederse... Çok üzülecek var mı aramızda?
*
- “Cesur Yeni Dünya” kitabını okuyan var mı aramızda?
KAVUK DA KAVUK
KAVUK kelimesinin geçmediği bir günümüz yok.
Bu iş neredeyse ta Ferhan Şensoy’dan beri böyle...
*
Son dalgalanma ise Rasim Öztekin yüzünden meydana geldi.
Ondan sonra da önüne gelen kavuk NAVTEX’i ilan ediyor.
*
Ali Poyrazoğlu, tartışmaya var gücüyle dalmış mesela. Zafer Algöz, “Kavuk Cem Yılmaz’ın hakkıydı” demiş mesela...
*
Pencereyi açıp haykırmak istiyorum:
Yeter! Yeteeerrrr! Yeterrrrrr!
SEKTER’İN ARTIK DİJİTAL KÜNYESİ VAR
SEKTER, bazen kayboluyor. Arıyoruz yok, tarıyoruz yok. En sonunda evin en ücra, en olmayacak bir yerinden çıkıveriyor. Sokağa da acayip meraklı kerata. Kapıyı açık bulduğunda “Dışarıda bir âlem var” diyerek atıyor kendisini apartmanın merdivenlerine... Zor ikna ediyoruz kendisini içeri girmeye.
*
Evcil hayvanların iyi kalpli annesi Senem Selimi, işte bu kayıpların yürekleri ağızlara getirmemesi için bir çözüm üretmiş: Evcil hayvanlara dijital kimlik...
*
Sistem şöyle işliyor:
*
Kedinizin, köpeğinizin boynuna dijital künyeyi asıyorsunuz. Minnacık bir şey. Üzerinde barkod var. Cep telefonuyla okunabilen bir barkod. Kediniz, köpeğiniz kaybolduğunda bulan kişi, künyeyi cep telefonuyla okutuyor. Ve şak diye evcil hayvanın o anki lokasyonunu bildiren bir mesaj, sizin cep telefonunuza geliyor.
NOT: Bu sistemi hayata geçirmek için başvurulması gereken site: www.patitracker.com
MISIR POLİSİNİN BU HALİNİ GÖRÜNCE MIRILDANDIKLARIM
SİSİ’nin önünde gösteri yapan Mısır polisinin bu fotoğrafını görünce şunları mırıldandım:
*
- Ne oluyor yahu? Kabataş’a mı düştük?
*
- Dosta da düşmana da pek güven vermemek böyle bir şey olsa gerek.
*
- Adamlar gym’e gitmekten polislik yapmaya nasıl vakit buldular acaba?
*
- Pantolonlar da kispet gibi...
*
- Arada göbeğini içeri çeken var mıdır acaba?
*
- Mavi İstiridye Barı dedi bir arkadaşım. Ne demek istediğini anlamadım.
NE ZAMAN
- Ne zaman bir sokak röportajında halktan birinin siyasi görüşlerini izlesem... Memleketi terk edesim geliyor.
*
- Ne zaman yakın bir Avrupa ülkesine gitmeye niyetlensem... Pandemi azdıkça azıyor.
*
- Ne zaman kendinden geçmiş, asla zapt olmayan bir trafik magandası görsem... Şiddete meylim artıyor.
*
- Ne zaman iyi niyetli bir çıkış yapsam... Yanlış anlaşılıyorum.
*
- Ne zaman film izlemeye niyet etsem... Mutlaka daha önce izlediğim bir filmi izliyorum.
Paylaş