Paylaş
*
Hükümetin, iki canlı bombanın üzerine bombalı yelekleri asıp, “Hadi koçlar, istikamet Ankara Tren Garı!” dediğine ikna olmak için aklın peynir-ekmekle yenmiş olması gerekir.
*
Ama iş burada bitmiyor.
Bu işin bir de ama’sı var.
İşte o “ama”yı atlayamayız.
*
Evet, saldırıyı hükümet düzenlemedi ama...
Hükümet...
Özellikle son üç yıldır uyguladığı dış politikayla ortada “dost” denilecek bir tane bile ülke bırakmadığı gibi en az sekiz ülkeyle savaşın eşiğine geldi. Böylece Türkiye, terör örgütlerinin antrenman sahası haline geldi. Bu açıdan seyrek bıyıklarından suçludur hükümet.
*
Evet, saldırıyı hükümet düzenlemedi ama...
Hükümet...
Son beş yıldır içeride uyguladığı “cepheleştir, düşmanlaştır, oyları konsolide et, yüzde bilmem kaçı elinde tut” politikasıyla bu ülkeyi birbirinden nefret edenler ülkesi haline getirdi. Böylece Türkiye, her türlü provokasyon için enfes bir uygulama alanı olup çıktı. Bu açıdan dökülmüş saçlarından suçludur hükümet.
*
Evet, saldırıyı hükümet düzenlemedi ama...
Hükümet...
Derin istihbarat zaafıyla, alamadığı güvenlik önlemleriyle, vatandaşının güvenlik içinde toplanma özgürlüğünü sağlamamasıyla, önleyemediği katliamlarla... Kısacası açık başarısızlığıyla onlarca yurttaşının Ankara’nın göbeğinde katledilmesinin seyircisi oldu. Bu açıdan boyalı saçlarından suçludur hükümet.
Sorarlar bir gün sorarlar
1 Mayıs 1977 Taksim Katliamı için Ruhi Su’nun yaktığı türküyü, 10 Ekim 2015 Ankara Katliamı’na uyarlamaya çalıştım.
Yeni bir ağıt yakılana kadar ağıdımız bu olabilir:
*
Ankara Garı’nda üç kız/Biri Dicle, biri Şebnem/Katledildiler güpegündüz/Sabahın bir sahibi var/Sorarlar bir gün sorarlar/Biter bu dertler, acılar/Sararlar bir gün sararlar.
*
Amaç barış kardeşlikti/Akmasın kan deniyordu/Halaylara duruluyordu/Sabahın bir sahibi var/Sorarlar bir gün sorarlar/Biter bu dertler, acılar/Sararlar bir gün sararlar.
*
Binlerce kardeş vardık/Ankara Garı’nda toplandık/Böyle bir Ankara gördük/Sabahın bir sahibi var/Sorarlar bir gün sorarlar/Biter bu dertler, acılar/Sararlar bir gün sararlar.
Ortadoğuluymuş
MEHMET Barlas, “Ortadoğu’da bu işler böyledir, bomba patlar, insanlar ölür, biz de Ortadoğu ülkesiyiz” diyerek...
Olur böyle şeyler demeye getirmiş.
*
Türkiye bir Ortadoğu ülkesi olabilir ama Mehmet Barlas maşallah hiç de Ortadoğu ülkesinin gazetecisi gibi değil.
Villalar, güvenlikler, viskiler, küresel takılmalar, Batılı yaramazlıklar, cukkalar falan...
Safımız belli olsun: Digiturk’ü söküp attım
HZ. İbrahim’i ateşe atmışlar.
Minik bir serçe, gagasında taşıdığı suyu ateşe atıyormuş.
Demişler ki:
“Senin attığın sudan ne olur ki?”
Serçe cevap vermiş:
“Hiç değilse safımız belli olsun.”
*
Ben de işte o serçe gibi...
Sırf safımız belli olsun diye...
Söküp attım evimden “Digiturk” denilen zımbırtıyı.
Kemik yetmedi
ADAM AK Parti’nin milletvekili... Erdoğan’ın eski metin yazarı... Ama sosyal medyada tam bir trol...
“Doğan Grubu” diyor, ardından da alçakça suçlamalarda bulunup hedef gösteriyor.
*
Kemiklerimiz kırıldı, yetmedi.
Galiba katledilmemizi istiyorlar.
HER GÜN SORACAĞIM (2)
Niye ifadesi alınmıyor
SAVCILARA soruyorum:
Hakkımda...
“İstesek seni sinek gibi ezeriz” diye yazabilen...
“Merhamet ediyoruz da hayattasın” diyebilen...
Bir tetikçi bozuntusunun bugüne kadar neden ifadesi alınmadı, alınmıyor?
*
Kendisine neden...
“Sinek gibi ezeriz” derken... Ne demek istedin?
“Merhametimizle hayattasın” derken... Ne demek istedin?
“Biz” derken kimleri kastediyorsun?
Bir illegal çetenin üyesi misin?
Diye sorulmadı, sorulmuyor?
Adaletin bu mu dünya
GAZETECİNİN kemiklerini ve burnunu kırmak üzere örgüt oluşturup plan yapanların alayı serbest yargılanacak...
*
Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği öne sürülen gazeteci ise cezaevinde tutuklu yargılanacak...
*
Kalkınma var mı, yok mu bilmiyorum ama adaletin olmadığı kesin.
Keşke bizim de bir Gannuşi’miz olsaydı
KEŞKE bizim de...
Tunus’un Raşid Gannuşi’si gibi...
Her daim bilgeliğiyle öne çıkan...
Rasyonel davranmaktan asla vazgeçmeyen...
Ülkesini Suriye ya da Mısır’a dönüştürmeyecek kadar öngörülü...
Uzlaşmayı bilen...
Gerektiğinde el uzatabilen...
“Aliya” gibi entelektüel...
İslam ile demokrasi arasında sarsılmaz bağlar kuran...
“Tunus Modeli” diye Nobel’lik bir modelin doğmasına en büyük katkıyı sunan...
Bir liderimiz olsaydı.
Zavallı istifa
ARTIK şu kesinlikle anlaşılmıştır ki...
Türkiye’nin... En talihsiz, en gariban, en yüzüne bakılmaz, en bahtı kara, en kadersiz müessesi, istifa müessesidir.
Paylaş