Paylaş
Dediği şu:
*
“Saadet Partisi’nin 30 Ekim’de büyük kongresi var. Bu kongrede karşı liste çıkacak. Karşı liste çıkaranların kongreyi alma ihtimali var. Bu ihtimal gerçekleşirse Saadet, ‘Altılı Masa’dan kalkacak.”
*
Sonra gazeteleri okumaya başladım.
Sözcü’nün ardından Yeni Şafak’a baktım.
*
Ersin Çelik, tam da bu konuyu enine boyuna işleyen bir yazı yazmış.
Yazıyı baştan sona okudum.
Ersin Çelik de aynı noktaya işaret ediyor ve Saadet’in kongresinde bir değişim olabileceğini belirtiyordu.
*
Eğer bu tahminler gerçekleşirse...
“Altılı Masa” yerine “Beşli Masa” demek durumunda kalabiliriz.
MEYDAN OKUMALAR ANALİZİ
ERDOĞAN, meydan okuyor:
*
“Çık karşıma. Aday ol.”
*
Kılıçdaroğlu, bu meydan okumaya şöyle bir meydan okumayla karşılık veriyor:
*
“Çık karşıma. Televizyonda tartışalım.”
*
Şundan adım gibi eminim:
*
Kemal Kılıçdaroğlu, çok istiyordur Erdoğan’ın meydan okumasına “Tamam. Çıkıyorum karşına. Adayım” diye karşılık vermeyi.
*
Ama veremiyor bu karşılığı ne yazık ki.
Çünkü “Altılı Masa” kurgusu, buna izin vermiyor.
*
O da ne yapsın?
Eski meydan okumalarından birini çıkarıyor çıkınından:
*
“Çık karşıma. Televizyonda tartışalım.”
*
“Altılı Masa” kurgusunun Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini kolunu bağladığı nokta tam da burasıdır.
Bunun farkında olan Erdoğan da bu noktaya vuruyor da vuruyor.
PRENSİP OLARAK DOĞRU
EŞREF Fakıbaba, AK Parti’den istifa etti.
Yetinmedi.
Milletvekilliğinden de istifa etti.
*
Fakıbaba, çok tuttuğum bir siyasetçi değildir. İstikrarsızlığı dillere destandır. Parti içi kişisel çekişmelerini, siyasi çizgi değişiminin nirengi noktasında tutar.
Falan filan...
*
Ama yine de...
Milletvekilliğinden istifası, prensip olarak doğrudur.
*
Seçime çok az bir süre kala milletvekilliğinden de istifa etmenin çok da fedakârca bir davranış olmadığını bildiğim halde doğru buluyorum tavrını.
HAMBURGER
SİYASİ gündeme hangi yiyecek gelse...
Hemen onu canımız çekiyor.
*
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi bağlamında o kadar çok “hamburger” lafı edildi ki...
Benim hemen en zararlısından ABD usulü bir hamburger yemem şart oldu.
*
Bunun bütün suçu, hamburgeri siyasetin gündemine taşıyanlarda ve gündemde tutmaya devam ettirenlerdedir.
OLAN TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’NE OLUYOR
TÜRK Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Fincancı Korur, PKK’nın televizyon kanalına çıkıp Türk ordusunun kimyasal silah kullandığını söyledi.
*
Açıklamasını dinledim.
“İddia” falan da demiyor.
“Görüntüyü izledim, zehirli gazlar kullanıldı” diyor.
*
“İzledim” dediği görüntüyü ben de izledim.
O görüntüye bakarak hiçbir hekim böyle bir teşhiste bulunamaz.
*
O görüntüyü oluşturan PKK... İddianın dolaşıma girmesini isteyen PKK... Ne zaman başı sıkışsa bu iddiayı dolaşıma sokarak uluslararası kamuoyunu etkilemeye çalışan PKK...
*
PKK’nın bir numaralı tanığı ise Şebnem Fincancı Korur.
*
Türk Tabipleri Birliği, çok önemli bir kurum.
Hekimlerin hakkını hukukunu korumak, bu kurumun bir numaralı amacı.
*
Şebnem Fincancı Korur, PKK’nın kanalına çıkıp PKK iftirasına omuz verirken bireysel takılmıyor.
“Türk Tabipleri Birliği Başkanı” sıfatını kullanarak yapıyor bunu.
*
(Bu arada bir not: PKK kanalında, “Tabipler Birliği” diyorlar, “Türk” kelimesini kullanmıyorlar.
Şebnem Fincancı Korur, tabii ki bundan hiç mi hiç rahatsız olmuyor).
*
Türk tabiplerinin kurumsal yapılarını korumak adına bu gidişe bir dur demeleri gerekiyor.
Yoksa meslek örgütleri, başkanlarının muzır faaliyetleri yüzünden “terör örgütünün güdümünde” görüntü vermeye devam edecek.
*
Bir tabip ayaklanması lazım.
Şebnem Fincancı Korur’a...
“Bizim adımıza konuşamazsın, meslek örgütümüzü bu tür muzır faaliyetlerine alet edemezsin” diyen bir ayaklanma.
*
Yoksa olan Türk Tabipleri Birliği’ne oluyor, olacak.
Paylaş