Paylaş
Olay şöyle cereyan etmiş:
Ümit Özdağ, Meral Akşener’e demiş ki: “Buğra Kavuncu FETÖ’cüdür.”
*
Meral Akşener, Ümit Özdağ’a şu karşılığı vermiş:
“Konuyu araştıracağım.”
*
Bir süre sonra...
Meral Akşener, Ümit Özdağ’a şöyle demiş:
“Devlete sordum, Buğra Kavuncu FETÖ’cü değil.”
*
Devlete nasıl soruluyor acaba? Kime soruluyor? Nasıl soruluyor? Dilekçeyle mi soruluyor? El altından mı soruluyor? Resmi olarak mı soruluyor? Telefon mu ediliyor?
*
Eğer telefon ediliyorsa...
Şöyle mi başlıyor görüşme:
“Alooo! Ben Meral Akşener. Bizim Buğra arkadaşımız var. Kavuncu soyadı. Buğra FETÖ’cü mü?”
*
Size bir şey söyleyeyim mi?
Ümit Özdağ’ın Tarafsız Bölge’ye çıkmasının ardından zihnimi en çok kurcalayan soru şu:
“Gerçekten devlete soruldu ve gerçekten devlet de FETÖ’cü değil dedi mi? İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz’ın iddia ettiği gibi Hulusi Akar ve Hakan Fidan’la bu konu görüşüldü mü?”
*
Bu sorunun yanıtı nasıl ortaya çıkar? Tam olarak bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var: Ben tam bir haftadır şu soru bir yanıt bulsun diye bekliyorum.
İYİ Kİ EKREM BAŞKAN KATILMAMIŞ O TOPLANTIYA
BİR korona toplantısı yapılmıştı İstanbul’da. Geniş kapsamlı. Bakan Koca’nın da katıldığı... Ekrem İmamoğlu, o toplantıya davet edilmemişti... Ve kıyamet kopmuştu.
*
Ben de yazdım:
Nasıl davet edilmez diye...
*
İmamoğlu’nun korona olduğu ortaya çıkınca...
İster misiniz İstanbul Valisi, “İyi ki çağırmamışız kendisini, yoksa hepimiz korona olacaktık” diye bir demeç versin.
*
Şaka bir yana... Çok geçmiş olsun diyorum İmamoğlu’na...
FRANSIZ MALLARINI BOYKOT MU DEDİNİZ?
BİR ülkeye kızıldığında akla ilk ve son gelenin o ülkenin mallarının boykot edilmesi olması ne hazin.
Niye daha yaratıcı, daha etkileyici, daha zekâ dolu, daha akılcı, daha sonuç alıcı, daha şaşırtıcı yollar akla gelmiyor, anlamış değilim.
*
Mesela Fransız toplumuna Macron’un yapıp ettiklerinin sıradan bir Müslüman’da nasıl bir etki uyandırdığını anlatmayı deneyebilirsin... Mesela Fransız toplumundan kendi haklı duruşuna destekçiler bulmaya çalışabilirsin... Mesela Macron’un oluşturduğu İslam karşıtı havayı, vicdani bir yaklaşımla Fransa içinde dağıtacak çıkışlar yapabilirsin...
*
“Fransız mallarını boykot ediyoruz” demek... Hem işin kolayına kaçmaktır, hem de Macron’u zerre kadar ırgalamaz.
Onun yerine Macron’u afallatacak daha akılcı yollar denenmeli.
SİZE BİR SIR VEREYİM Mİ?
“MİLLET ittifakının adayı kim olacak” diye kadim bir konumuz var.
*
Konu ne zaman açılsa...
Hemen herkes bir çırpıda Gül, Babacan, İmamoğlu, Yavaş, İnce, Akşener, Kesici gibi isimleri sıralayıveriyor.
*
İşittiğime göre...
Millet ittifakının adayı, bütün bu isimlerin dışında bir isim olabilirmiş.
*
Kimseye söylemeyin ve benden duymuş olmayın ama o isim...
HAŞİM KILIÇ imiş.
*
Sağda solda sürekli bu isim fısıldanmaya başlanmış durumda.
*
İsim fısıldandıktan sonra da şunlar söyleniyor:
Adı üzerinde ittifakın tüm parçaları anlaşabilirler, “geçiş dönemi cumhurbaşkanı” olabilir, siyasi angajmanının olmaması avantaj, Sezer gibi AYM’den gelmesi önemli...
*
Sonunda top dönüp dolaşıp Haşim Kılıç’a gelirse...
İlk sen yazmıştın dersiniz artık.
CHP’NİN KİTABININ TOPLATILMASINA DAİR
CHP, bir kitap hazırlamış.
“21 soruda FETÖ’nün siyasi ayağı” diye bir kitap.
Mahkeme, bu kitabın toplatılmasına karar vermiş.
*
Bu konuyla ilgili iki şey söyleyeceğim:
*
- BİR: Kitap toplatmak kadar sevimsiz başka bir eylem yoktur şu yeryüzünde. Ne diye böyle şeyler yapılır, anlamıyorum. Üstelik bu karar, net biçimde CHP’nin yararına, AK Parti’nin de zararına bir karar.
*
- İKİ: Başka bir mücadele yöntemi yok mu yani? E sen de çık, “21 soruda FETÖ’nün siyasi ayağı” diye bir kitap yaz... Kendi bakış açınla olayı analiz et. Bu konuda CHP’ye yönelik eleştirilerini sırala...
ÜNLÜLER ÇOCUKLARINA HANGİ İSİMLERİ KOYUYOR
SAVAŞ Özbey’in Kelebek’teki köşesinden öğrendiğime göre...
Ünlülerimizin son dönemde çocuklarına verdikleri isimler şunlarmış:
*
Kayla/Maya/Sasha Mia/Lila/Elya/Ares/Arya/Lalin.
*
Çok uğraşılmış, çok düşünülmüş, çok mesai harcanmış isimler bunlar. Tınıları güzel, melodileri hoş, telaffuzları tatlı.
*
Fakat şöyle bir sorun var:
*
Bu yavrucaklarımız, büyüyünce memleketimizin çeşitli resmi ya da gayriresmi mekânlarında “Adınız?” sorusuna muhatap olacaklar.
*
Ve kaçınılmaz olarak şuna maruz kalacaklar:
*
- Soru: Adınız nedir?
- Cevap: Lalin.
- Soru: Nalin mi?
- Cevap: Hayır, Lalin.
- Soru: Anlamadım, nasıl yani?
- Cevap: Lüleburgaz’ın L’si...
*
Hafazanallah! Hafazanallah!
Paylaş