Alçak katile dair sekiz saptama
BİR: Haşhaş çekmişlere özgü bir donukluğu, körü körüne inanmışlara özgü bir özgüveni, arkadan vuranlara özgü bir sinsiliği var.
İKİ: Halep konusunda kafası bozulmuş bir radikal İslamcıdan ziyade... Halep konusunda kafası bozulmuş bir radikal İslamcı taklidi yapıyor gibi.
ÜÇ: Kullandığı terminolojiyi kesinlikle içselleştirmemiş: Ne Allahu ekber deyişi bir şeye benziyor ne de Arapça telaffuzu...
DÖRT: Her taşın altında FETÖ’cü arayanlara ben de fena halde kıl oluyorum ama bu sefer bu taşın altında gerçekten bir FETÖ’cü var gibi...
BEŞ: Ağababaları tarafından “Öyle bir davran ki herkes seni radikal İslamcı sansın” diye tembihlenmiş gibi... O derece rolcü ve pozcu.
ALTI: Türk polis teşkilatında görev almış herhangi bir polisi, intihar eylemine göndermeye motive edebilecek tek örgütün mensubu olduğuna inancım tam.
YEDİ: Öldürülmeseydi ve konuşturulsaydı... Kesinlikle “Ben bir radikal İslamcıyım, Halep’teki katliamın intikamını aldım” diyecekti.
SEKİZ: İnsanın aklına “Çevik Kuvvet’te bundan kaç tane daha var acaba” şeklinde çok uğursuz bir soruyu getirmektedir.
GERİLİM FİLMİ AFİŞİ GİBİ
FOTOĞRAFI çeken AP’den Burhan Özbilici... 
Deklanşöre basarken henüz neyi resmettiğinin farkında değil.
Büyükelçi... Hayatın olağan akışına kendini bırakmış durumda, az sonra olacaklardan habersiz.
Katil... Kurbanına arkadan sinsice yaklaşmış, elleriyle az sonra işleyeceği alçak cinayetin temrinlerini yapmakta.
BUNDAN BÖYLE
BUNDAN böyle...
Herhangi bir İslamcı grup, Rusya Büyükelçiliği’nin önünde toplanıp “Katil Putin! Suriye’den defol” diye slogan atamaz.
Bundan böyle...
Putin’in Suriye’deki atraksiyonlarına karşı Türkiye’den resmi tek bir itirazın bile yükselmesi pek mümkün olamaz.
Bundan böyle...
Rusya’nın borusu daha fazla öter, Putin’in eli daha da güçlenir, Türkiye ise daha da alttan alır.
İTİRAZIM VAR
KORUMASIZ bir büyükelçinin, hain bir polis tarafından vurulmasına “çok planlı ve profesyonel bir eylem” denmesine itirazım var.
“Cihat” gibi kutsal bir kavramın barbarlar tarafından istismar edilmesinden yola çıkılarak “cihatçı” tanımının geliştirilmesine itirazım var.
Büyükelçinin ölüp ölmediği henüz belli değilken katilin sağ yakalanmasının mümkün olduğunu düşünenlere itirazım var.
Polis içinde “Nusra tipi” anlayış geliştirilmesinin, FETÖ’cülüğe benzer bir tehlike doğurduğunu görmeyenlere itirazım var.
Başkentin göbeğinde bir polis memurunun Rusya Büyükelçisi’ni öldürmesinin ardından bir tek yetkilinin bile en azından özeleştiri yapmamasına itirazım var.
FETÖ’nün kıyısından geçenin yanından geçenin bile işten atıldığı bir ortamda FETÖ’cülerin polis içinde varlığını koruyabilmelerine itirazım var.
BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ?
MEMLEKETTE her gün onlarca “Böyle bir şey olabilir mi” denilecek olay olduğu halde...
Kemal Kılıçdaroğlu, çok büyük bir hayret ve şaşkınlıkla...
“Böyle bir şey olabilir mi?” diye soruyor ya...
Ben işte o zaman bir tuhaf oluyorum.
HDP'Lİ ZİYA PİR'E GECİKMİŞ BİR CEVAP: İSPATLAMAZSAN ALÇAKSIN!
BANA bir cevap vermişsin Ziya Pir.
Diyorsun ki...
Sen Tahir Elçi’ye bir çağrıda bulundun.
Tahir Elçi de senin o çağrın sonucu öldürüldü.
Seni sözlerini ispata çağırıyorum Ziya Pir.
Ben Tahir Elçi’ye nerede ve ne zaman ne tür bir çağrıda bulundum?
Çık ve açıkla.
Bunu çıkıp da açıklayamazsan...
Alçaksın.
En az sosyal medyadaki PKK’lı troller kadar alçaksın.
BÜYÜK RESMİ EN İYİ GÖREN BEŞ İSİM
BİR: Melih Gökçek...
İKİ: Eski Milli Görüş sevdalılarından terzi Recai amca.
ÜÇ: Burhan Kuzu Hoca...
DÖRT: Ak trollerden Süheyl...
BEŞ: Ve tabii ki ille de Yiğit Bulut.
2017'DEN BEKLENTİLERİM
KONU bulamamaktan şikâyetçi olacağımız bir yıl olsun.
Herhangi bir gündem konusunu aylarca tartıştığımız bir yıl olsun.
Aksiyonsuzluktan bezeceğimiz bir yıl olsun.
Ülkemiz için “Adeta Norveç, o derece sakin” diyeceğimiz bir yıl olsun.
Konusuzluktan tartışma programlarının süresinin kısaltıldığı bir yıl olsun.
Hiçbiri olmuyorsa en azından 2016’yı aratmayan bir yıl olsun.
