Al sen yap bacım!

RAKİP televizyon kanalında bir “sunucu” var.

Haberin Devamı

Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun yapacakları tartışmanın kendi programında gerçekleşmesi için...

Resmen ve alenen...

Ayılıyor, bayılıyor, ölüyor, bitiyor.

*

Öyle delice istiyor ki bunu...

Ekrem Bey’e ayrı yalvarıyor, Binali Bey’e ayrı yalvarıyor.

*

Bununla da yetinmiyor.

Böyle bir tartışmayı yönetme ihtimali olan kişilere de fırsatını bulunca bel altı, bel üstü falan dinlemeden...

Sallıyor babam sallıyor.

*

Bu kapsamda...

Bana da sallamış bu “sunucu”...

*

Konuk ettiği başkan adayına dönüp...

Beni kastederek...

Aşağı yukarı şuna benzer bir laf etmiş:

“O mahalleden bu mahalleye sürüklenen bir adamın böyle bir tartışmayı yönetmesini istemezsiniz değil mi başkanım?”

*

Gözü öyle dönmüş ki...

- Ne “Bu kadar istekli görünmem biraz ayıp kaçabilir” diye zerre tereddüdü var.

Haberin Devamı

- Ne de “Rakibimi karalamak bana yakışmaz” diye kendine bir telkini var.

*

Buradan kendisine sesleniyorum:

*

Yahu bacım!

Madem üç kuruşluk reyting için bu kadar çirkinleşeceksin...

Al senin olsun!

Aha da sana söz:

Top yanlışlıkla bana gelirse... Vallahi de billahi de...

“Ben istemem, o yapsın” diyeceğim.

 

HÂKİME BAK HÂKİME!

HÂKİMİN teki...

Al sen yap bacım

- Kadın avukatın etek boyuna kafayı takıyor.

- Yetmiyor. Etek boyu ölçüsünü zapta geçirmek istiyor.

Yetmiyor. Kadın avukatın eteğinin kısalığını kanıtlamak için fotoğrafını çektirmek istiyor.

- Yetmiyor. Fotoğrafı baroya göndermek istiyor.

Falan.

*

Lafı uzatmaya hiç gerek yok!

Böyle bir hâkimin...

Bırakın yargılama ehliyetini...

Cezai ehliyeti bile olamaz!

 

ÖNCEKİ İMAMOĞLU İLE SONRAKİ İMAMOĞLU

31 Mart’tan önceki Ekrem İmamoğlu şöyleydi:

*

Sokaklarda, pazarlarda, dükkânlarda...

Kendisine gösterilen en şapşal, en haksız, en anlayışsız, en önyargılı, en antipatik tepkileri bile...

Kendi lehine çevirebilecek bir tavırla geçiştirebilme maharetini sergileyebiliyordu.

*

31 Mart’tan sonraki Ekrem İmamoğlu ise şöyle oldu:

*

Haberin Devamı

Sokaklarda, pazarlarda, dükkânlarda...

Kolaylıkla geçiştirilebilecek, ustaca savuşturulabilecek, samimiyetle alt edilebilecek, anlayışla karşılanabilecek tepkileri bile...

Kendi kalesine gol olarak yazdırmaya başladı.

 

NE DEMEK İSTİYORLAR?

EKREM İmamoğlu’nun söylemediğini söylemiş gibi yansıtmaya kalkışanlar aslında ne demek istiyorlar?

*

Şunu demek istiyorlar:

*

“Biz Ekrem İmamoğlu’nun söylediği şeylerden bir şey çıkaramıyoruz, bu yüzden böyle bir yola başvuruyoruz.”

 

YEMİŞİM SİZİN KURGUNUZU

HERİFİN teki “Zümrüt Apartmanı” adı altında içinde “çocuk” geçen müstekreh mi müstekreh bir roman yazmış.

*

“Kurgudur” falan diye savunanlar var.

*

Meşhur romancı kadın da “Mahrem” adı altında yine içinde çocuk geçen müstekreh ama birazcık daha usturuplu bir roman yazmış.

*

Haberin Devamı

Onu da “Kurgudur” falan diye savunanlar var.

*

İçinde çocuk geçen her türlü iğrençliğe sıfır tolerans gösteren her birey gibi ben de...

“Yemişim sizin kurgunuzu” diyorum, başka bir şey demiyorum.

 

ÖNÜMÜZE GELEN BİLGİYE NASIL YAKLAŞMALIYIZ?

EĞER önümüze gelen bir bilgi...

- Gerçeği...

- Araya yalan katmadan sadece gerçeği...

- Bir kısmını gizlemeden bütün gerçeği...

Yansıtıyorsa...

Bağrımıza basalım.

*

Eğer önümüze gelen bir bilgi...

- Gerçek olmayanı...

- Araya yalan katılmış gerçeği...

- Bir kısmını karartarak gerçeği...

Yansıtıyorsa...

Tekmeyi basalım.

 

NE BİR HARAM YEDİ NE CANA KIYDI

Al sen yap bacım

DENETİMLİ olarak serbest kalacağı baştan belli olan gazeteci Kadri Gürsel’in, tamamen formalite olarak cezaevine girip çıkması gerekiyordu.

Haberin Devamı

- Cezayı hak edip etmediği meselesini...

- Anayasa Mahkemesi’nin verdiği “Kadri Gürsel’in hakları ihlal edilmiştir” kararını...

- Birkaç saat sonra mahkeme kararıyla denetimli serbest bırakılmasını...

Falan bir tarafa bıraksak bile...

Sadece formalite olarak cezaevine girip çıkacak olan bir gazetecinin bileklerine kelepçe geçirmek de neyin nesi Allah aşkına?

Ne yaptı bu adam? Haram mı yedi? Bir cana mı kıydı?

 

Yazarın Tüm Yazıları