Ahlaksızlık karşısında alınan tutuma bravo
İktidarda AK Parti var.
O AK Parti ki...
- HDP’yi PKK ile kol kola girmiş bir yapı olarak görmekte.
- Selahattin Demirtaş’ı Kobani olaylarının başlatıcısı olarak görmekte.
*
Böyle bir ortamda...
Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’la ilgili olarak şeref yoksunu bir adam, sosyal medyada ahlaksızca, müptezelce, alçakça bir paylaşım yaptı.
*
Hükümette AK Parti var.
Ve bakın, bu ahlaksızlık karşısında neler yapıldı:
*
- Paylaşımı yapan ahlaksız, derhal bulunup gözaltına alındı.
- Adalet Bakanı, konuyla ilgili olarak en üst düzeyden duyarlılığını ortaya koydu.
*
Kısacası hükümet, bu ahlaksızlık karşısında ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı.
Hem de derhal.
Hem de ödünsüz.
Hem de kararlı.
*
Bu türden ahlaksızlıklara asla geçit verilmemeli!
Bu yüzden bravo hükümete!
ŞEREFSİZLİĞİN PARTİSİ OLMAZ
SELAHATTİN Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a şerefsizce küfür eden şahsın hangi partiye mensup olduğunu zerre kadar merak etmiyorum.
Şerefsizin partisi olmaz çünkü.
*
Ben şuna bakarım:
Devlet, böyle bir şahıs karşısında nasıl tutum alıyor?
Bakılması gereken tek yön burasıdır.
*
Şerefsiz birini görünce parmakların koskoca bir partiye çevrilmesini, başka türlü bir ahlaksızlık olarak görürüm.
*
Mesela İzmir’de CHP yöneticisi bir şahsın, Cumhurbaşkanı’nın vefat etmiş annesine küfürler etmesi karşısında da parmakların CHP’ye çevrilmesine şiddetle itiraz etmiştim.
*
Sadece şerefsizliğe karşı topyekûn mücadele adına CHP’den tek bir talebim olmuştu:
*
“Şu şahısla temasınızı kesin. Ahlaksızların ve küfürbazların bizim içimizde yeri yok deyin” demiştim.
Gerçi bir türlü demediler ama neyse artık.
TÜRKİYE’NİN TADINI ÇIKARMAK İÇİN YAPMAN GEREKENLER
- Yaz aylarında İstanbul’dan dışarıya çıkmayacaksın.
*
- Yolunu sık sık Beşiktaş Çarşısı’na düşüreceksin.
*
- Tahin ile pekmezi karıştırmayı asla ihmal etmeyeceksin.
*
- Yeme-içme sektöründe Türkiye’nin eşsiz olduğunun farkına varacaksın.
*
- Kendini Türkiye’nin doktorlarına gözü kapalı emanet edeceksin.
*
- İç politik çekişmelere fazla kafayı takmayacaksın.
*
- Hafta içi Belgrad Ormanları’nda yürüyüş yapacaksın.
*
- Türkiye’nin ince mizahının derinliklerine sokulacaksın.
VAKA SAYISI ARTARKEN
- Yeniden evlere kapanacağız diye...
- “Entübe” kelimesi yeniden gündeme gelecek diye...
- “14 gün karantina” diye bir söz işiteceğim diye...
- Günlük vaka tablosunu bekleyeceğim diye...
- “Hocam da hocam” diye sorular sormak zorunda kalacağım diye...
- Mehmet Ceyhan Hoca “Ben size dememiş miydim” diyecek diye...
- “Rakamları gizliyorlar” geyiği yeniden başlayacak diye...
- Tabipler Odası yeniden felaket senaryoları çizecek diye...
- Mahallenin kafeleri yeniden kapanacak diye...
- Koca sıvı sabunu üç günde bir tüketeceğim diye...
Çok korkuyorum çok.
KENDİLERİNDEN MEMNUN OLDUĞUM TEKNOLOJİK ALETLER
- Kapsüllü kahve makinesi... İcat edene iki cihan saadeti dilerim.
*
- Klima... İcat edenden Allah bin kere razı olsun.
*
- Elektrikli diş fırçası... İcat edenin ayağına taş çarpmasın.
*
- Cep telefonu ayaklığı... İcat edene binlerce teşekkür.
*
- Elektronik adım sayma makinesi... İcat edenin tuttuğu altın olsun.
KORKMA SÖYLE
- Cemal Enginyurt’un sempatik bir tarafı var... Korkma söyle!
*
- Muhalif olup da iticilikte zirve yapmış çok kişi var... Korkma söyle!
*
- Pandeminin en başında kafanda oluşturduğun felaket senaryolarının hiçbiri gerçekleşmedi... Korkma söyle!
*
- Ermeni Patriği’nin Ayasofya önerisi senin de hoşuna gitti... Korkma söyle!
*
- Esenler Otogarı’nın son hali çok ama çok güzel oldu... Korkma söyle!
SİYASİ GERİLİMDEN NASIL UZAKLAŞILIR?
- “Tayyip Erdoğan düşmanlığı” diye bir hastalık var ya... İşte o hastalığın çaresine bakmak şart.
*
- İmamoğlu iyi bir şey yaptığında... “İyi yaptı” demekten çekinmemek şart.
*
- İster muhalif olsun, ister iktidar yanlısı... Ruhsuz, ölçüsüz, mankafa bir propaganda makinesine dönüşenlerden uzak durmak şart...
*
- Twitter’ı gereğinden fazla ciddiye almamak, Instagram’ı ise gereğinden fazla ciddiye almak şart.
