Paylaş
Dedi ki:
“Polisin içinde 3-4 ayrı grup var. Tarikat yanlısı grup da var, tarikat karşıtı grup da var. Bülent Arınç’a suikast iddiası, tarikat karşıtı olan grubun komplosudur.”
Dedi ki:
“Polis içinde çeteler var. Tuzak kuruyorlar. Amaçları hükümet ile Genelkurmay’ı kavga ettirmek.”
Müthiş iddialardı bunlar.
Hele iddia sahibinin, “AK Partili Milletvekili” olması, iddianın ihtişamını daha da arttırmıştı...
* * *
Gelin görün ki, Fevzi İşbaşaran’ın bu bomba iddiaları dile getirmesinin ardından tuhaf bir şey oldu:
Fevzi İşbaşaran’ın bir trafik çevirmesinde polislerle yaptığı tatsız ve çirkin bir tartışmanın görüntüleri ortaya çıktı ya da çıkarıldı.
Zaman Grubu’na bağlı Cihan Haber Ajansı’nın çektiği görüntülerde şunlar var:
Fevzi İşbaşaran, görevini yapan polis müdüründen kimlik istiyor...
Oysa polis müdürünün, “polis” olduğu her halinden belli...
Emrindeki üniformalı polisler ortada...
Elinde telsizi var... Silahı var... Başkentin göbeğinde trafik kontrolü yapıyor...
Ayrıca sicil numarasını da veriyor...
Gerçi her şeye rağmen polis müdürü de kimliğini çıkarmayarak tartışmanın büyümesine yol açıyor ama yine de görüntülerde en fazla Fevzi İşbaşaran’ın agresif tavrı dikkat çekiyor.
İşbaşaran’ın alkolün etkisinde olduğu görülüyor.
Ve ortaya...
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” görüntüleri çıkıyor.
* * *
Görüntüler servis mi edilmiştir?
İşbaşaran’a komplo mu kurulmuştur?
İşbaşaran, “Polisin içinde çeteler var” iddiasının ceremesini mi çekmiştir?
Bunların hiçbir önemi yok...
Yok, çünkü...
“Polisin içinde çeteler var, polis tuzak kuruyor” şeklinde bomba bir iddiayı dile getiren bir milletvekilinin, herkesten ama herkesten çok daha dikkatli davranması gerekirdi.
En küçük bir komploya meydan vermemesi gerekirdi.
Oysa görüntülerden anlıyoruz ki İşbaşaran, malzemenin en hasını vermiş...
Yani kendi etmiş, kendi bulmuş...
Bu saatten sonra iddialarının ciddiye alınma ihtimali pek kalmadı...
Kısacası Fevzi İşbaşaran, hem kendine, hem de o muhteşem iddialarına yazık etmiş oldu...
Baydemir yerine bir MHP’li küfretseydi
AHMET Altan’dan, Mehmet Altan’dan...
Oral Çalışlar’dan, Etyen Mahçupyan’dan...
Eser Karakaş’tan, Hüseyin Gülerce’den...
Kısacası “açılım”a tam destek veren liberal aydınlarımızdan beklerdim ki:
Basın açıklamasında alenen galiz küfreden Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e bir çift laf etsinler...
En azından ya da en hafifinden “Osman, çok ayıp ediyorsun... Böyle konuşulur mu? Aile var...” falan desinler...
Ve kendilerine şunu sorsunlar:
“Acaba benzer bir küfrü herhangi bir MHP’li belediye başkanı etseydi... Biz neler yazardık?”
Evet, isterdim ki bu soruyu sorsunlar ve verecekleri cevaptan biraz olsun etkilensinler...
Yeni yıl kararları-2
YAPACAKLARIM
1- Türkiye’nin en neşeli kadını Nilgün Belgün’le samimiyet arttırılacak...
2- Önderimiz, liderimiz Refik Halid’in kitaplarına yeniden dadanılacak.
3- En az üç tiyatro oyunu seyredilip bu sanat dalıyla barışmanın yolları ve imkânları aranacak...
4- Nutella tüketimine limit konacak.
5- Sinan Çetin’in sahip olduğu siyah tişört sayısı yakalanacak.
6- Aşk kitaplarıyla dalga geçen bir aşk kitabı yazılacak.
7- Ayda bir kez Erol Günaydın, Teşvikiye’deki evinde ziyaret edilecek.
8- Ruhi Su albümleri yeniden ortalığa çıkarılacak.
* * *
YAPMAYACAKLARIM
1- Haklarında olumlu düşünülmeyenlere karşı rol yapılmayacak.
2- Daha az siyaset... Kesinlikle daha az...
3- Hıncal Uluç’un öğütlerine kulak verilip, “değerli bulunanlar” dışındakilere cevap verilmeyecek.
4- Daha az polemik... Kesinlikle daha az...
5- Zorunlu olmadıkça Nişantaşı’ndan dışarıya adım atılmayacak.
6- İmalı eleştirilerden kaçınılacak.
7- Yeni yılda herhangi bir Mahsun filmine kayıtsız kalınacak.
8- Akşam yemeği geç yenmeyecek.
Paylaş