Paylaş
ABD’si, Almanya’sı, Fransa’sı, İngiltere’si nasıl bu alanı düzenlemek amacıyla yasalar çıkardıysa...
Tabii ki Türkiye de çıkarmalıydı.
*
Toptancı bir ret tavrı içinde değilim ben.
“Bu alan başıbozuk kalsın” demiyorum yani.
*
Fakat bizde çıkan yasanın özellikle 29. maddesi, çok sorunlu bir madde.
*
Madde aynen şöyle diyor:
*
“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”
*
Ne kadar da yoruma açık bir madde bu.
*
“Halk arasında endişe, korku veya panik yaratma” amacı, nasıl saptanacak? Meçhul.
*
Bir bilginin “gerçeğe aykırı bilgi” olduğuna nasıl hükmedilecek? Belirsiz.
*
Hangi paylaşımın “kamu barışını bozmaya elverişli” olduğu nasıl belirlenecek? Belli değil.
*
Bir hâkim ya da savcı, “Ben bunu böyle yorumladım” diyerek gayet masumane bir paylaşıma ceza verebilir.
İleride bu tür kararlar ortaya çıktığında bu maddenin sakıncaları daha da anlaşılacaktır.
*
Tekrar ediyorum:
*
Sosyal medya alanı, başıboş bırakılamaz.
Yasal düzenleme tabii ki yapılmalıdır.
Hatta kamu barışı, milli güvenlik, korku ve panik yaratma gibi konular bile bu yasa çerçevesinde ele alınmalıdır.
*
Ancak suçun somutlaştırılması, yorumlara açık bırakılmaması şarttır.
MUHALEFET BÖYLE DE YAPILABİLİR BAYLAR
MEMLEKET Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, aynen şöyle demiş:
*
“Biz Tayyip Erdoğan’ın ekonomi, eğitim, tarım, mülteci politikalarını beğenmiyoruz. Yerden yere vuruyoruz. Ama Ukrayna/Rusya krizindeki tutumunu doğru buluyoruz.”
*
İşte benim öteden beri anlatmak istediğim muhalefet tavrı tam da budur.
*
Yanlışına yanlış dediğiniz kadar doğrusuna doğru da diyeceksiniz baylar ve de bayanlar.
BU EVRENSEL FOTOĞRAFIN ODAĞINDA KONYA BELEDİYE BAŞKANI VAR
FOTOĞRAFI bizim Âdem Metan gönderdi bana.
Konya Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Dünya Belediyeler Birliği Başkanı seçilmiş.
Güney Kore’de düzenlenen kongrede yapılan seçimin ardından da odağında Konya Belediye Başkanı’nın bulunduğu işte bu evrensel fotoğraf çıkmış ortaya.
*
Türkiye, diplomasi alanında son dönemde gerçekten atakta. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomatik atakları, iç politikayı bile etkileyecek cinsten ataklar olarak kabul ediliyor.
*
Böyle bir ortamda dünyanın birçok şehrinin desteğini alarak Dünya Belediyeler Birliği’nin başkanlığına seçilmek, Türkiye’nin yıldızını parlatır.
Kutluyoruz Başkan Uğur İbrahim Altay’ı.
İYİ Kİ BİTTİ SEYAHAT
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD seyahati bitmiş.
*
Sanırım en çok ben rahatladım.
*
Çünkü “Kılıçdaroğlu’nun kayıp sekiz saati”, “Falancadan randevu istedi, alamadı”, “Turken’de çektiği videonun kalitesinde sorun vardı” türü tevatürlerden feci sıkılmıştım.
GİYİNMENİN EN ZOR OLDUĞU MEVSİM
HAVALAR bir acayip.
- İnce bir mont bazen kesmiyor, üşüyorsun.
- Kaz tüyü montun zamanı tam gelmemiş, boğuluyorsun.
- Kazak için henüz erken, havasına girmemişsin.
- Çoraplı mı çorapsız mı, karar veremiyorsun.
*
Kısacası “bir tişört bir pantolon giy ve çık dışarı” rahatlığı, artık son bulmuş durumda.
*
Neyse... Tek derdimiz bu olsun.
İKİ SAĞLAM DİZİ ÖNERİSİ
“BÜTÜN dizileri izledim. Dizisizlik sendromu içindeyim” diye yazınca... Bir okurumdan iki sağlam dizi önerisi aldım:
*
Biri “The Killing” adlı dedektif ve seri katil dizisi. Yağmurlu, karanlık ve soğuk Seattle sokaklarında geçen bir dizi. Tam benlik yani. Diğeri ise “White Collar”. Henüz başlamadım. “Gizem dizisi” nitelendirmesini görünce biraz soğudum kendisinden ama yine de izleyeceğim.
*
Öneride bulunan okuruma “Allah her izlediğini Godfather kıvamına getirsin” diye hayır duası ediyorum.
GERÇEK İKLİM AKTİVİSTLİĞİ BU DEĞİLDİR
KENDİLERİNİ “İklim aktivisti” diye nitelendiren iki dangalak, Londra’daki Ulusal Galeri’ye gitmişler.
Orada sergilenen Van Gogh’un ünlü “Ayçiçekleri” tablosunun üzerine domates çorbası dökmüşler.
Bununla da yetinmeyip bir de kendilerini duvara yapıştırarak olay yerinden ayrılmayı reddetmişler.
*
Bir sanat eserini tahrip etmeye kalkışarak davalarına dikkat çekenlerin davalarından da kuşku duyarım ben.
*
Gerçek iklim aktivistliği bu değil dememin nedeni bu.
Paylaş