Paylaş
Şöyle bir baktım ve gördüm ki...
O meşhur “Türkiye’de İslamcılığın yükselişi, 12 Eylül sayesinde gerçekleşti” balonu yine havalandırılıyor.
*
Gelin, bu balona iğne batırmayı deneyelim:
*
Evet, doğrudur.
12 Eylül, “biraz Müslümanlık” istemiştir.
*
Ama nasıl bir Müslümanlık?
12 Eylül’ün istediği Müslümanlık, aşağı yukarı şöyle bir Müslümanlıktır:
*
İdeolojisi Türk / İslam sentezi olacak... Kandil geceleri televizyonda mevlit okunmasına fit olacak... Üniversitelerde başörtüsünün yasak olmasına itiraz etmeyecek... Anti-emperyalizm içermeyecek... İrtica tehlikesinin sürekli diri tutulmasına ses etmeyecek... Anti-komünizmin bayraktarlığını yapacak... Siyaseti belirlemeye kalkışmayacak... İslam’ı da fazla abartmayacak...
*
Yani 12 Eylül, kontrollü bir Müslümanlık istedi ve bunu denedi.
Peki sonuçta ne oldu?
Ortaya 12 Eylül’ün hiç de amaçlamadığı türden bir Müslümanlık çıktı.
*
Eğer bugün iktidarda olanların Müslümanlığına “İslamcılık” deniyorsa...
Bu İslamcılık, 12 Eylülcülerin hiç ama hiç hazzetmedikleri türden bir şeydir.
HÜRRİYET’İN BİR BEKÇİ MURTEZA’SI VAR
Hürriyet’in Faruk Bildirici adlı bir Bekçi Murteza’sı var. Adam kafayı takmış Hürriyet’e... Bir türlü çıkamıyor eski gazetesi Hürriyet’in etkisinden.
*
Simitçi kovalamayı marifet bilen inzibat çavuşu edasıyla hemen her gün bizim gazetede çıkan haberlerle ilgili ipe sapa gelmez raconlar kesiyor.
Alıyor eline gazeteyi, kaldırıyor kaşını, sürekli açık arıyor. Bulamayınca da saptırıp çarpıtıyor.
*
En son dünkü Hürriyet’te yer alan aşı karşıtlarının düzenledikleri mitingle ilgili haberi diline dolamış.
Güya biz aşı karşıtlarının mitinginde dile getirilen safsatalara “ilginç” diyerek mitinge payanda olmuşuz.
*
Peki biz ne yapmışız?
- “Bill Gates bize çip takma’ eylemi” diye başlık atarak mitingle matrak geçmişiz.
- “Aşı karşıtları korona olma pahasına toplandı” diyerek safımızı belli etmişiz.
- “Ölürüz de robot olmayız” mesajını öne çıkararak mitingle kafamızı bulmuşuz.
- “Pes dedirttiler” diye başlık atıp mitinge yönelik yaklaşımımızı ortaya koymuşuz.
Bütün bu ve buna benzer apaçık vurgulara rağmen...
Hürriyet’in Bekçi Murteza’sı haberi beğenmiyor, olmazlanıyor, mızmızlanıyor.
*
Hürriyet’in Bekçi Murteza’sının bir karın ağrısı var ama nedir bilmiyorum.
Kafayı takmış Hürriyet’e. Kompleks yapmış Hürriyet’i.
Bitsin, tükensin istiyor Hürriyet. Bitmeyince, tükenmeyince de... “Dur, ben bir açık bulayım” diye alıyor eline gazeteyi... Bulamayınca da işi hakkaniyetten uzak çarpıtmalara vardırıyor.
*
Bir anti-kahraman olarak Orhan Kemal’in Bekçi Murteza’sı her şeye rağmen bir tarafıyla sevimli bir adamcağızdı. Oysa bizim Bekçi Murteza’mız her tarafıyla son derece sevimsiz, itici ve nobran biri...
Neyse... “Bizim payımıza da bu düştü” diye katlanalım bari.
RESUL TOSUN “YANDIM ALLAH” DİYEREK KAÇAR
Resul Tosun, “Laiklik Anayasa’dan çıkabilir” demiş.
*
Laiklik Anayasa’dan çıksa...
Herhangi bir din yorumu, toplumu esir alsa...
O din yorumundan gayrısına hayat hakkı tanınmasa...
“Yandım Allah” diye kaçacak ilk isim Resul Tosun olur.
*
Sonraki karede ise Resul Tosun’u “Türkiye laik olmalıdır ve laik kalmalıdır” diye slogan atarken görebiliriz.
MEHMET ÖZHASEKİ BAŞI AÇIKLARA BAKMIYOR MU?
Cumhuriyet gazetesinde bir haber başlığı:
“Mehmet Özhaseki: Açık birini gördüğüm zaman bakmıyorum”.
*
Başlığı okuyunca ne anlıyorsunuz?
*
Şunu anlıyorsunuz:
Özhaseki, başı açık kadınlardan o kadar nefret ediyor ki bakmıyor.
*
Ya da şunu:
Özhaseki, başı açık kadınlara bakmanın bile günah olduğunu düşünüyor.
*
Peki ya gerçek?
İkisi de değil! Mehmet Özhaseki’nin söylemek istediğinin başlıkta ifade edilenle uzaktan yakından alakası yok.
*
Cümleleri tam olarak şöyle Özhaseki’nin:
“Başörtülü olarak siz çıktığınızda size de yan yan bakmasınlar, ben de açık birini gördüğümde ona (yan yan) bakmayayım. Zaten bakmıyorum.”
*
Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim: Haber diye size sunulan her cümlenin üstüne hemen atlamayın! Basında artık saptırma, çarpıtma, cımbızlama milli spor olmuş durumda maalesef.
ERKEK YAPINCA... KADIN YAPINCA...
İrem Sak’ın yaşı, sevgilisinin yaşından büyükmüş. Bunu yazıyorlar, çiziyorlar, mesele yapıyorlar.
*
“Erkek yapınca / Kadın yapınca” meselesi vardır ya...
Bu meseledeki en büyük haksızlık kalemlerinin en başında işte bu vardır.
İLAHİ FİKRİ SAĞLAR
Fikri Sağlar, Millet İttifakı’nın adayının özelliklerini 7 maddede özetlemiş:
*
BİR: Genç, dinamik olmalı. İKİ: Yeniyi temsil etmeli. ÜÇ: Değişim heyecanı yaratmalı. DÖRT: Herkesten oy alabilmeli. BEŞ: Dürüst, cesur olmalı. ALTI: Demokrasi, barış istemeli. YEDİ: Kibirli, öfkeli olmamalı.
*
Şöyle bir durum değerlendirmesi yaptım. Elde ettiğim sonuç şudur:
*
Yeniyi temsil eden genç değil. Dürüst olan değişim heyecanı yaratmıyor. Demokrasi ve barış isteyen kibirli mi kibirli. Herkesten oy alabilen cesur değil. Dinamik olan acayip öfkeli.
*
Kısacası Fikri Sağlar’ın maddelerini okuduğumdan beri... Doluya koyuyorum almıyor, boşa koyuyorum dolmuyor.
Yaktınız beni Fikri Bey!
Paylaş