Köşelerde yazılınca ben de alıp okudum Yaşar Okuyan’ın “O Yıllar” adlı anı kitabını?
Fakat vahim bir hata saptadım, değinmeden geçmeyelim. 12 Eylül öncesi ülkücü hareketin etkin ismi, Alparslan Türkeş’in sağ koluydu Yaşar Okuyan. “Akıncı-Ülkücü kavgası”nı anlatırken İstanbul Fatih Akıncılar Derneği Başkanı Metin Yüksel’in öldürülmesi olayına da değiniyor. Ve şöyle diyor: “1971’den sonra Milli Türk Talebe Birliği, Akıncılar’ın karargahı haline geldi. O sırada da bazı çatışmalar oldu. Metin Yüksel isimli Akıncı bir genç, Fatih Kredi Yurtlar Kurumu Yurdu’nda çıkan çatışmada bıçaklanarak öldürüldü. Ülkücüler ile Akıncılar arasındaki ayırım bu olaydan sonra daha da netleşti ve derinleşti?” Yaşar Okuyan’ın bu aktardıklarında yanlış çok. Metin Yüksel, “Akıncı bir genç” denilip geçilecek biri değil, Fatih’te Akıncılar’ın etkinliğini sağlayan liderdi. Bir öğrenci yurdunda çıkan çatışmada bıçaklanarak öldürülmedi. Fatih Camii’nde cuma namazından çıkışta kurşunlanarak öldürüldü. Öldürenlerin ülkücü olduğu ortaya çıktı.
Mahallenin “ölmeden önce yapılması gerekenler” listesi
BİR: İstanbul’dan Ankara’ya giderken Bolu Dağı’ndaki İsmail’in Yeri’nde öğleden sonra yemeği? İKİ: Bir pazar günü Edirne Selimiye Camii’nde namaz kılıp ciğer yemek? ÜÇ: Adıyaman Menzil’deki “tarikat köy”de bir gecelik misafir olmak? DÖRT: İstanbul Laleli’deki “Kitapçılar Çarşısı”nda bir Cuma öğleden sonra geçirmek? BEŞ: Ayasofya’nın bir bölümünde gizlice namaz kılmak? ALTI: Mehmet Şevket Eygi ile adı sanı duyulmamış şahane camiler gezisi yapmak? YEDİ: Ankara’da “bizimkilerin iktidarı” konulu bir gezi: Bakanlıklar, Meclis, Çankaya Köşkü falan? SEKİZ: Yeni dönemde vizeyi kaldıran ülkelere sırayla gezi düzenlemek? DOKUZ: Tövbe edip kazaya bırakılan namazları kılmak?
Bizi etkileyen dizeler
MEHMET AKİF’TEN: “Müslümanlık nerede bizden geçmiş insanlık bile / Alem aldatmaksa marifet, aldanan yok, nafile!”. NECİP FAZIL’DAN: “Yol O’nun, varlık O’nun, gerisi hep angarya / Yüzüstü çok süründün ayağa kalk Sakarya”. (“Sakarya Türküsü” adlı şiirden). SEZAİ KARAKOÇ’TAN: “Sevgili, ey sevgili, en sevgili / Uzatma dünya sürgünümü benim”. İSMET ÖZEL’DEN: “İnsanlar / Hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır”. (“İçimden Şu Zalim Şüpheyi Kaldır Ya Kendin Gel Ya Beni Oraya Aldır” adlı şiirden?) ATTİLA İLHAN’DAN: “Olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması”. (“Karantinalı Despina” adlı şiirden...) CEMAL SÜREYA: “Ne demiş uçurumda açan çiçek / Yurdumsun ey uçurum”. (“Uçurumda Açan” adlı şiirden...) ECE AYHAN’DAN: “Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim”. (“Yalınayak Şiirdir” adlı şiirden).
Allah kabul etsin
Nadire İçkale’nin açtığı çığırdan devam edenlerin sayısı git gide artıyor. “Sosyetik kadınlar”dan sonra şimdi de sanat dünyası umreye ilgi göstermeye başladı. Son günlerde umreye giden sanatçılar kervanına eklenen isimler şunlar: Seda Sayan? Kibariye... Safiye Soyman? Her üçüne de Allah kabul etsin diyorum.