Ben başkaları gibi değilim: İçinden çıktığım mahalleme hep sevgiyle, şefkatle, gülümseyerek yaklaşırım.
Zaaflarını bildiğim halde severim mahallelileri.
İhtiraslarından haberdar olduğum halde tutkuyla bağlıyımdır mahalle ahalisine.
Fitneye yatkınlıklarının farkında olduğum halde hoşgörüyle yaklaşırım mahallemin insanlarına.
İşte en son, gördüm ki, içlerinden çok kolay yalan söyleyenler de çıkıyormuş.
Olsun varsın.
Ben yine de küsmem mahalleme...
*
Evet... Evet...
Yalan söylediler, yalan söylüyorlar.
Okurun imanını yalanlarla çalıyorlar.
"Ben tanığım, Ahmet Arsan falanca kişidir" diye hiç utanmadan, sıkılmadan yalancı tanıklık yapıyorlar.
Halbuki benim Gerçek Hayat dergisinde yazdığımı bilen tek kişi vardır: Levent Gültekin.
Levent, Gerçek Hayat dergisinin kurucusu, satıştan önceki sahibi ve yayın yönetmenidir. Gerçek Hayat dergisindeki başarının arkasındaki isimdir.
Şu anda da Star gazetesinin ve Kanal 24’ün "ikinci adamı" konumundadır.
Bir tek o bilir benim kim olduğumu.
Ancak o çıkıp da, "Ben Ahmet Arsan’ı tanıyorum, Ahmet Arsan şu kişidir" diye açıklama yaparsa inanın.
Onun dışında kim ifşaatta bulunuyorsa bilin ki sallıyordur.
*
Hem bu kadar önemli mi canım benim kim olduğum?
Söyleyene değil söylenene bakmak bu kadar mı zor?
Tutun ki bir kamu kuruluşunda çalışıyorum.
Farz edin ki Hilal / Başak Konutları’nda oturuyorum.
Varsayın ki cesur biri değilim.
Mahallemden kovulmayı göze alamamış biriyim.
Olamaz mı?
İslamcı erkeğin Lacoste tutkusu
Fehmi Koru’nun "Adım kolonya kokuluya çıkacak, en iyisi bir parfüm şişesiyle şunlara yanıt vereyim" diyerek, "Joop" marka parfümle fotoğraf vermesi, beni İslamcı erkeğin giyimdeki zevkleri konusunda malumat vermeye itti.
*
Bir ara İslami televizyon kanallarının koridorlarında "Burberry" marka parfümün kokusu yükselirdi.
Sonra başka markalar keşfedildi.
Fehmi Koru da parfümde tercihinin "şeytanın giydiği marka"dan yana, yani "Prada"dan yana olduğunu açıkladığına göre, bu konuda hayli aşama kaydedilmiş demektir.
Gardırobunda "Lacoste" marka bir ürünün yer almadığı İslamcı erkeğe kız verilmez.
Bu markanın kısa kollu gömlekleri ve tercihen çizgili tişörtleri İslamcı erkekler arasında her dönem revaçtadır.
*
"Sarar Giyim" de her daim popülerdir, her daim gözdedir.
Bir ara "Ermenegildo Zegna"da epey bir duraklandı.
Ama çok geçmeden "Armani"ye geçiş yapıldı.
Beş sene önce "Armani / Ne mani" falan diye kafa bulan İslamcı elit erkekler, artık "Armani" markasını gururla ve kolaylıkla telaffuz eder oldular.
Ha bu arada bir de "Pierre Cardin meselesi" var.
İslami kesimin elinde neredeyse "çakma bir marka" haline gelen "zavallı Pierre Cardin", eskiden hálá heyheyli dönemlerini yaşıyormuş gibi değerlendirilir ve yeryüzünün en trend markası sanılırdı.
Ama artık yüzüne bile bakan yok.
*
Kısacası İslami kesimin erkekleri, marka dünyasına öyle bir dalmış durumdalar ki aklınız şaşar.
10 sene önce "Sarar’dan başka marka tanımam" diyenlerin, 10 sene sonra birden "Armani"ye zıplamaları nasıl açıklanabilir ki?
Kim ne derse desin, İslami kesimdeki değişim hızı çok ama çok hızlı.
HAFTANIN DEDİKODUSU
Artık öpüşerek tokalaşmak moda
Bir ara İslami kesime yabancı kadınlar, İslamcı bir erkekle karşılaştıklarında hemen tokalaşmak için ellerini uzatırlardı.
Amaçları sınama yapmaktı.
Karşılarındakinin "sofuluk" ya da "radikallik" oranını öğrenmek için yaparlardı bu sınamayı.
Eğer karşılarındaki erkek elini uzatmazsa, "Şekerim adam tam bir yobaz. Elini bile uzatmadı. Elim öylece havada kaldı. Bunu hiç unutmayacağım" diyerek hem not verirler, hem de olayı köpürtürlerdi.
*
Geçen gün İslamcı gazetecilerin yoğunlukla katıldığı bir resepsiyondaydım.
Aman Allah’ım! Bir de ne göreyim?
Daha düne kadar "tokalaşmak için ellerini uzatıp uzatmayacakları" konusunda mavra yapılan İslami kesimin önde gelen isimleri, kadınlarla tokalaşmakla kalmayıp bir de öpüşmüyorlar mı?
Gerçi hiçbir şey olmamış gibi yaptım ama içimde fırtınalar kopuyordu.
İslami çakmalar tablosu
ÇAKMA İZZET ÇAPA Dünün Ziya Şark Sofrası’nın ortağı, bugünün Ramazan Bingöl Et Lokantası’nın sahibi RAMAZAN BİNGÖL...
ÇAKMA CEM HAKKO Üç eşli olduğu ortaya çıktıktan sonra pek ortalığa çıkamayan Tekbir Giyim’in sahibi MUSTAFA KARADUMAN...
ÇAKMA MURAT BARDAKÇI Patenti Mustafa Müftüoğlu’na ait "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" ekolünün bugünkü sürdürücüsü MUSTAFA ARMAĞAN...
ÇAKMA ORHAN PAMUK Divan Edebiyatı’na hakimiyetten aşk romanlarının unutulmaz yazarlığına geçiş yapan İslami çok satanların kralı İSKENDER PALA (üstte)...
ÇAKMA DOĞU PERİNÇEK Televizyonda tartıştığı adama "puşt" diyen Doğu Perinçek’in İslami versiyonu Vakit’in Ankara Temsilcisi SERDAR ARSEVEN...
Mahallenin babalarını çoktan aşmış oğulları
YALÇINTAŞ’LAR "Baba" Nevzat Yalçıntaş, her zaman "sağ kesimin önde gelen fikir adamı" olarak selamlandı, saygı gördü. Ancak gelin görün ki "oğul" Murat Yalçıntaş’ın İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı gibi çok önemli bir görevi layıkıyla yerine getirmesi ve her kesimden büyük övgü alması, "kulağı geçen boynuz" hikayesini anımsatıyor.
ALBAYRAK’LAR Sadık Albayrak, İslami kesimin üretken bir yazarıydı. Onun yakın tarihle hesaplaşma kitaplaşmaları, birkaç kuşağın elinden düşmezdi. Fakat işte İslami kesimin Sadık Abi’sinin iki oğlu büyüdü. Biri hem ülkenin büyük bir medya kuruluşunun başına geçti, hem de Başbakan’a damat oldu. Diğeri ise holding yöneticisi... Sadık Abi ise alemden elini eteğini çekmiş oğullarıyla gurur duyarak vakit geçiriyor.
AKSU’LAR Her dönemin içişleri bakanı Abdülkadir Aksu, son dönemde bakanlık koltuğundan oldu ama yine de partideki önemini hissettirmeye devam ediyor. Oğlu Murat Aksu ise her kesimden kurduğu yakın ilişkiler ile "tek başına sivil toplum örgütü" gibi çalışıyor. Gerçi bir ara babasının başını ağrıtmıştı ama şimdi uslandı.
ARSLAN’LAR Başbakan’ın evladı gibi sevdiği ve her daim yanında olan Mücahit Arslan, alçakgönüllülüğü, sadakati, düşük profil durmaya gösterdiği özeniyle herkes tarafından sevilir, sayılır... Mücahit Arslan’ın babası İhsan Arslan, AKP’nin etkili bir milletvekili olsa da, Mücahit’in gizeminin gerisindedir. Yani burada da tipik bir "babayı aşan oğul" olgusu söz konusudur.