Kolonya vakası

Bir kere yazdı.
Bir daha yazdı. Yazdı, yazdı.
Genelde bu türden polemiklerde pek topa girmeye Fehmi Koru, önce durdu...
Durdu, durdu...
Ve ardından “pat” diye topa girdi.
Akşam Gazetesi’ne mülakat verirken bir parfüm şişesiyle birlikte poz verdi.
Lisan-ı hal ile “Ben kolonya kokmam, parfüm kokarım” demeye getiriyordu. Fakat...
Gelin görün ki, bu lisan-ı hal ile verilen cevap, olayı daha da büyüttü.
Bilmeyenler de öğrendiler Fehmi Koru’ya “kolonya kokulu” dendiğini...
* * *
İş bu raddeye varınca...
Fehmi Koru da topa girdi.
Ağır yazılar yazdı kendisine “kolonya kokulu” diyenler için.
Ama dediğim gibi...
İş işten geçmişti.
İş o kadar işten geçmişti ki, olay neredeyse Fehmi Koru’yu aşmış ve bizim mahalle toptan “kolonya kokulu” olarak görülmeye kadar varmıştı.
İşte tam bu sırada tuhaf bir şey oldu.
Akif Beki’nin idareciliğinde yayın yapan Kanal 24 adlı televizyon kanalında görev yapan haber spikeri Bahar Feyzan, bir yayın organına verdiği röportajda bu kolonya kokusu meselesini gündeme getirdi.
Bahar Feyzan şöyle diyordu:
“Beni en çok limon kolonyası kullanan konuklar zorlar. Dayanamıyorum, burnumun direği sızlıyor, konudan da yayından da kopuyorum”.
Bu açıklamayı gören Akif Beki’nin aklına hemen “kolonya kokulu Fehmi Koru” vurgusu geldi.
Ve Bahar Feyzan’ın aslında bu vurguya gönderme yaptığını sanarak ertesi gün Bahar Feyzan’ın işine son verdi...
Yani kolonya vakası bir televizyon çalışanını işinden etti...
Oysa zavallı Bahar Feyzan’ın “kolonya polemiği”nden haberi bile yoktu.
* * *
Benim açımdan ise bu vakanın anlaşılır bir tarafı yok.
Çocukluğumda yapılan en büyük tartışma şuydu:
“Kolonyada alkol olduğu için kullanılması caiz midir değil midir?”
Bazı sofular, sırf bu yüzden kolonyaya ellerini sürmezler, hacıyağından şaşmazlardı.
Buna mukabil...
Bazı dindarlar “mekruh” der, bazıları ise kullanılmasında beis yoktur hükmünü verirlerdi.
Nereden nereye geldik yahu...
70’lerde hiç de muteber bir nesne olmayan kolonya, 2009’da bizim mahallenin “sembol kokusu” oldu...
Neden?
Neden olacak...
Fehmi Koru ve Akif Beki gibi “kriz yönetme becerileri” sıfır olan zatlar yüzünden...

Şair Adem Turan’dan mükemmel bir çalışma

Kitabın adı: “Şairlerin Gazzesi”... Alt başlık: “Geride Kalanların Türküsü”...
Şair Adem Turan, Gazze’de geçen yıl yaşanan insanlık dramını şairlerin bakışıyla ortaya koyan bir kitap hazırlamış.
Ve ortaya titiz bir çabanın ürünü olduğu belli olan bir kitap çıkmış.
Kitap bir tür antoloji...
Şairlerin Gazze ile ilgili yazdıkları bir metin ve hemen ardından şiirleri geliyor.
Şairler arasında ayrımcılık yapılmamış: İslamcı şairler de var kitapta solcu şairler de...
Mehmet Ragıp Karcı, Haydar Ergülen, Metin Önal Mengüşoğlu, Yaşar Bedri, Arif Ay, Abdülkadir Budak, Hakan Albayrak, Cahit Koytak, Nurettin Durman, Onur Caymaz, Esra Elönü, Alper Gencer, Selahattin Yusuf, A. Vahap Akbaş, Ferman Karaçam, Mevlüt Ceylan, Şaban Abak, İbrahim Tenekeci, Recep Garip, Mehmet Can Doğan, Mürsel Sönmez, Rıdvan Canım kitaba yazı ve şiirleriyle katkı sunan şairlerden bazıları...
Kitapta ayrıca Filistinli çocukların Gazze dramını anlattıkları resimler de yer alıyor.
Eline, emeğine sağlık Adem Turan diyorum ve İlke Yayınları’ndan çıkan “Şairlerin Gazzesi” adlı bu kitabı, Gazze dramının yıldönümünde yeniden Gazze’yi düşünmek için tavsiye ediyorum.

Ali Şeriati  kurbanı anlatıyor

“Sen de İbrahim gibi kendi İsmail’ini getirmelisin Mina’ya.
Senin İsmail’in kim?
Ancak sen bilebilirsin, başkası değil.
Belki eşin, işin, yeteneğin, gücün, cinsiyetin, statün vs.
Ne olduğunu bilmiyorum ama İbrahim’in İsmail’i sevdiği kadar sevdiğin bir şey olmalı. Senin özgürlüğünden çalan, görevlerini yerine getirmeni engelleyen, seni eğlendiren, hakikati duymaktan ve bilmekten alıkoyan, sorumluluk kabul etmektense meşrulaştırıcı sebepler ürettiren ve seni sadece gelecekte senden gelecek yardım için destekleyen ne varsa; işte bunlar onun işaretlerindendir.
Onu arayıp bulmalısın.
Eğer Allah’a yaklaşmak istiyorsan, İsmail’i Mina’da kurban etmen gerek.
İsmail’in yerine geçecek koçu (fidye) sen tespit etme, bırak Allah sana yardım etsin ve bir hediye olarak göndersin.
O, koçu ancak bu şekilde kurban olarak kabul eder.
Koç ancak İsmail’in bedeli olduğunda kurbandır; yalnızca kurban olsun diye koç boğazlamak ise kasaplıktır”.

Ekran tartışmalarında bizimkilerin yanlışları

Televizyon tartışmalarına bakıyorum:
“Bizimkiler” diye nitelendirebileceğimiz konumda olan gazeteciler, tam bir “sözcü” gibi davranıyorlar.
Başbakan Erdoğan’dan korktukları, çekindikleri için bunu yaptıklarını söyleyemem...
Çünkü...
Bazı AK Partili milletvekilleri bile televizyon tartışmalarında onlardan daha objektif davranabiliyorlar.
Gerektiğinde “Haklısınız” diyorlar, gerektiğinde özeleştiri yapıyorlar, gerektiğinde hiç olmazsa susuyorlar.
Ama “bizim gazeteciler” öyle değil.
AK Partili milletvekilinden bile daha ödünsüzler.
Her konuda bir temize çıkarma gayreti, her konuda bir cevap verme hassasiyeti, her konuda bir savunma cevvaliyeti...
Halbuki zaten biraz sorunlu bir mevkideler.
Bu bakımdan...
Hiç olmazsa “Biraz inandırıcı olayım” falan diyerek hareket etmeliler.
Hiç olmazsa bazı küçük numaralar yapmalılar.
Mesela iki savunuyorsalar, bir tanecik de fiske vurmalılar.
Ya da hiçbir şey yapamıyorsalar, bazen küçük bir eleştiriyi de boş geçmeli, cevap vermeliler...
Tekrar söylüyorum:
Ben işin içinde bir “Tayyip Erdoğan korkusu” olmadığından eminim.
“O halde neden böyle oluyor?” diye soracak olursanız, ona da cevabım hazır:
Beceriksizlik.

İslamcı gençler Twitter’da

Duydum ki:
Bizim “İHL Sözlük”ün gözde yazarları “Müsaadeetmez”, “Haritacı70” ve “Aczvefakr”, Twitter’e girmişler ve Twitter’da Ahmet Hakan’la bir tür kanka olmuşlar.
Ahmet Hakan, “eski mahallesi”nden bu üç ismi takdir ettiğini yazmış.
Bunun üzerine Ahmet Hakan’ın takipçilerinden bazıları da “Müsaadeetmez”, “Haritacı70” ve “Aczvefakir”i takip etmeye başlamışlar.
Bu arada AK Parti İstanbul Milletvekili Hüseyin Besli’nin oğlu Ömer Faruk Besli de Twitter âleminde ekibe dahil oluvermiş.
Bazen en ihlaslısından tebliğ faaliyeti, bazen de en fırlamasından kafa bulma temrinleri yapan Twitter’ın bu yeni ekibi, ortama epey bir canlılık getirmişler.

Bu siteye bakmadan anlaşılmaz

*  Bizim mahallede olup bitenleri...
*  Kültür sanat olaylarını...
*  Sivil toplum hareketlerini...
*  Süreli yayınları...
*  Derinlikli polemikleri...
*  Şairleri, yazarları...
*  Eskileri, yenileri...
Kısacası...
Mahallenin nabzını tutmak mı istiyorsunuz?
O halde “Dunyabizim.com”a mutlaka dalmalısınız.
*  Her şey ama her şey orada var.

Erman Tuncer’i tanıyalım

Bizim mahallede kibarlığı, centilmenliği, nezaketi ve jantiliğiyle dikkat çeken isimlerin başında Prof. Dr. Erman Tuncer gelir.
İskenderpaşa’ya yakınlığıyla bilinen Erman Hoca, Refah Partisi döneminde Bakırköy’den belediye başkan adayı olmuştu.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü gibi zor bir görevi üstlenen Erman Hoca, şu sıralar daha çok vakıf işleriyle ilgileniyor.
Bizim mahallenin dertleriyle dertlenen Erman Tuncer, sorunları diyalog yoluyla çözmenin en güzel örneklerini veriyor.
Kendi çapında “iki dünya” arasında köprüler kuran Erman Hoca, güzel üslubu, nezih yaklaşımıyla herkesden tarafından sevilen isimlerin başında geliyor.

Kim neyi seviyor

TAYYİP ERDOĞAN:

Çoğu zaman okurken fena halde sinirlense de güne Milli Gazete okuyarak başlamayı...

FEHMİ KORU:

Çankaya Köşkü’nün bahçesinde tıpkı Bayan Obama gibi ekip biçme işi yapmayı...

RASİM ÖZDENÖREN:

Evde DVD’den ağır akan sanat filmleri seyretmeyi...

EMİNE ERDOĞAN:

Eski dostlarıyla buluşup muhabbet etmeyi...

SÜLEYMAN GÜNDÜZ:

Nargile içip şiir okumayı...

ATİLLA KOÇ:

Kitap okumayı...

FETHULLAH GÜLEN:

Maklube adı verilen yemekten yemeyi...

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

*  Bazıları “İyi bayramlar” diyor.
*  Bazıları “Bayramınız kutlu olsun” diyor.
*  Benim tercihim ise geleneksel olandan yana...
*  Ben de “Bayramınız mübarek olsun” diyorum...

İslami kesimde Modalar Demodeler

DEMODE Türbanlı Seda Sayan...
MODA Türbanlı Esra Ceyhan...

DEMODE Genç Siviller...
MODA Başına buyruk İslamcı gençler...

DEMODE Rabia Kazan...
MODA Ece Vahapoğlu...

DEMODE Kaddafi’nin çadırında Erbakan...
MODA Kaddafi’nin çadırında Erdoğan...

DEMODE Haşmet Babaoğlu...
MODA Mutlu Tönbekici...

DEMODE Hüseyin Gülerce...
MODA Ahmet Turan Alkan...