İLK yarıda Engin’in kart gördüğü pozisyonda hakeme olan tepkisini ve kendisini yerden yere atışını izleyenler, sadece bu pozisyonu izlemiş olsalardı iki takım arasında kora kor, dişe diş bir mücadele oynanıyor diye bir yanılgının içine düşebilirlerdi.
Ancak ilk yarıda sahada öyle bir Trabzonspor vardı ki, ne ayağa tek bir top yapabildi, ne de rakip ceza sahası içerisinde tehlikeli sayılabilecek tek bir pozisyonu bile yoktu. Orta saha üstünlüğünü rakibine kaptırmış, isteksiz, heyecansız bir Trabzonspor... Kaleci Onur ve Egemen’in gayretleri olmasa Ankaragücü’nün ilk yarıda farkı açması işten bile değildi. İkinci yarıda yapılan Sezer-Gabriç ve Colman-Alanzinho değişiklikleri Trabzonspor’un orta saha üstünlüğünü ele geçirip oyunu rakip alana yıkmasına ve Ankaragücü kalesinde net 3-4 pozisyon bulmasına neden oldu. Her şeye rağmen, ikinci yarının belirli bölümlerinde oyunu daha pozitif oynayan bir Trabzonspor vardı sahada. Lakin, Teofilo bu yarıda da etkisiz kalınca Trabzonspor’un beklediği gol de bir başka bahara kaldı. Takım, son 2 haftadır tek bir gol bile atamadan çarşamba günü Şanlıurfa’ya kupa finaline gidiyor. Umalım ki, bütün bunlar Daum’un aklını karıştırmak için hazırlanan oyunun bir parçası olsun.