Zeytin ve ötesinin hayali

ZEYTİNLİKLER birer birer yok olurken, zeytinyağına gönül vermiş insanların olması ne güzel!

İşte, Ekin Yılmaz da onlardan biri.
Onun da hikayesi birçok küçük üreticiyle benzerlik gösteriyor.
Ekin Hanım ve eşinin zeytine aşkı, bir yandan uzun yıllar finans sektöründe yöneticilik yapmanın yorgunluğu atmak, diğer yandan da oğullarına bir dikili ağaç bırakmak düşüncesiyle başlıyor.
Yer aşamasında, “Toprağı, havası, denizi ve sakinliğiyle özellikle yaz aylarında hep kurtarıcımız oldu” denilerek, Ayvalık’ta karar kılınıyor.
Sonra, 2007’de ufak ufak araziler satın alınarak fidanlar dikiliyor.
Tüm hesaplar, “Oğlumuz üniversiteye başladığında biz de emekliliğin keyfini zeytinlerimizle çıkarırız” üzerine yapılıyor.
Zamanla zeytin daha fazla kanlarına giriyor.
Yetişmiş ağaçları olan bahçeler de eklenince bu kez planlanandan önce mahsul elde etmeye başlanıyor.
Ayvalık’ta bir zeytin ağacının altında, zeytin ve ötesinin hayalini kurarak başlayan, fidanlar dikildikten sonra arkası çorap söküğü gibi gelen hikayeyi Ekin Yılmaz şöyle anlatıyor:

ÖĞRENİRKEN SÜRPRİZLERİ DE GÖĞÜSLEDİK

“Bir yandan uzun bir araştırma ve öğrenme dönemi geçirdik, bir yandan da tabiat ananın sürprizlerini göğüsledik.
Önce zeytin ağaçlarımıza, sonra zeytin ve zeytinyağımıza kavuştuk.
Başlangıçta zeytinlerimizi sıktırıp, Türkiye’nin önde gelen firmalarına toptan satışla yağımızı değerlendirdik.
Son dönemde benim de kurumsal çalışma hayatımı sonlandırmamla birlikte perakende satışa yönelik çalışmalara da başladık.
Kurumsal kimliğimizi, iş planımızı ve e-ticaret sitemizi oluşturduk.
Uzun soluklu yol arkadaşlarımızı belirledik.
Sıkımdan ambalaj malzemelerine kadar içimize en çok sinen, hijyen ve kalite koşulları en yüksek, gerekli denetimlerden geçmiş ve sertifikasyonları tam olan firmalarla el sıkıştık.
Arazilerimiz, zeytinlerimiz için iyi tarım sertifikası aldık.
İnsan sağlığına zararlı hiçbir kimyasalı ağaçlarımıza yanaştırmadık” diyor.

ERKEN HASAT, TAŞ BASKI, SOĞUK SIKIM

Erken hasat yapmayı tercih ettiklerini...
Sırık vurmadan, elle ve hasat makineleriyle hırpalamadan topladıkları zeytinlerini taş baskı ve soğuk sıkım yöntemiyle aynı gün içinde bekletmeden sıktıklarını...
Sonra bunu -biraz safça ve ekonomik gerçeklerden uzak ama içlerine ancak böyle sindiği için- krom tanklarda dinlendirerek tortusunun dibe çökmesini sabırla beklediklerini...
Erken hasat, taş baskı ve soğuk sıkım, üstüne de tanklarda çöktürmenin günümüz ekonomik şartlarında bir arada yapılmasının çoğu üretici tarafından çok tercih edilmemesine rağmen, zeytinyağının besin değerini en yüksek seviyede ortaya çıkaran ve koruyan yöntemler olduğu için taviz vermediklerini sözlerine ekliyor.
Ekin Hanım, Artı Tarımsal Ürünler Yatırım olarak, markayı belirlerken Türkçe karşılığı ‘Zeytin ve Ötesi’ olan ‘Olive and Beyond’u seçme nedenlerini de şöyle özetliyor:

ACELEMİZ YOK YETER Kİ İÇİMİZE SİNSİN

“Zeytinin-zeytinyağının değdiği, girdiği, beslediği maddi-manevi birçok şey olsun istedik.
İngilizce isim de, ‘Belki markayı ihraç ederiz’ düşüncesinden çıktı.
Şimdilik çok büyük hedeflerimiz, acelemiz yok.
Yeter ki, içimize sinsin.
Sağlıklı zeytinyağı üretelim, ürün gamımız yavaş yavaş gelişsin, standartımızı bozmayalım, değerlerimizden ödün vermeyelim yeterli.”
Zeytinyağının ister üretim, ister tüketim hangi tarafında olursak olalım...
Tarımın, yetiştiriciliğin giderek bittiği günümüzde bu ve benzeri düşüncede insanların olması umut veriyor.

***

NOT EDİN

Şimdi Alaçatı’da olmak var

BUGÜN, yarın ve pazar günü kalpler Alaçatı’da atacak.
Bu yıl 8’incisi düzenlenen Alaçatı Ot Festivali yine rengarenk görüntülere sahne olacak.
Otları tanıma ve toplama gezilerinden yemek atölyelerine...
Yabani ot ve bitkilerle beslenme seminerlerinden konserlere...

Akademisyen, aşçı, blogger’ların söyleşilerinden en çok ot toplama ve en güzel ot yemeği yarışmalarına birçok etkinliğe imza atılacak.
Tabii, İzmir ve Ege’nin dışından da (özellikle İstanbul’dan) gelenler olacak.
Doğa hakkında bilinmeyenler öğrenilecek.
Yeni tatlara yeni dostluklar eklenecek.
Korunmuş mimarinin bezediği dar sokaklarda dolaşılacak.
Gülen yüzlü güzel insanlarla güzellikler paylaşılacak.
Hiç tanınmayan, adları bile bilinmeyen kişilerle sohbet edilip ağız dolusu kahkahalar atılacak.

Kısacası, “O anı ben de yaşadım” denilecek.
Kabul etmek gerekir ki, çok ama çok kalabalık olacak.
Ama onun da çaresi var!
Lokal Pazar...
İşletmeciliğini Celal Uysal’ın yaptığı Desing Otel’in geniş avlusunda kurulan Lokal Pazar’da...
Türkiye’nin her yerinden değerli markaların yanı sıra...
Tasarımcı ev ürünleri, takılar, zeytin ağacından ekmek tahtaları, özel tasarım kokulu mumlar, designer ürünler, her yerde bulunmayan otlu gıdalar yer alacak.
Üçüncü dalga kahve tanıtımı ve tadımının yanında imza günleri de yapılacak.
Alaçatı’ya gidip de alternatif arayanlara duyurulur...

***

SONRADAN GO(U)RME

‘Deneyin’ derim

OT Festivali için 3 gün Alaçatı’da olacaklara benden 10 yeme-içme mekan önerisi.
Malum; listem alfabetik, torpilsiz.
Unutmadan, oturmadan fiyat araştırması yapmakta fayda var.
Alancha, Asma Yaprağı, Avrasya, Balıkçı Niyazi, Eflatun, Kapari Bahçe, Kırmızı Ardıç Kuşu, Kuytu, Langaza, Su’dan Restoran...

***

NOKTA

Hasan Bey ne diyorsa o!

KURULUŞUNUN 14’üncü yılını kutlayan İzmir Balçova’daki Agora Alışveriş Merkezi’nin İcra Kurulu Başkanı Hasan Noyan ısrarla diyor ki:
“Bir süredir Agora AVM’nin kapatılacağı, hatta hastane olacağına dair asılsız ve tatsız söylentiler var.
2003’ten beri bizlerin yanında olan ziyaretçilerimizin bunlara itibar etmediğini biliyoruz.
Ancak tekrar belirtmek isterim ki, ilk göz ağrımız ve gönülden bağlı olduğumuz Agora Alışveriş Merkezi ile ilgili asla satış düşüncemiz bulunmuyor.”
Haberini ilk yapan kişi olarak, Agora AVM’yi o günden beri takip ediyorum.
Hasan Noyan’ı da yakından tanıyorum.
Bırakın kapatmayı, 2017’de yeni markalarla güçlerine güç katacaklarını...
İzmir’de çok yakında yeni projeleri hayata geçireceklerini...
Türkiye’nin birçok bölgesinden yatırım teklifi aldıklarını...
Satma düşüncelerinin bulunmadığını, aksine yeni projelerle ilgili satın alma ve yeni yatırımları değerlendirme düşüncelerinin olduğunu biliyorum.