Paylaş
Türkiye’nin önemli limanlarından Kuşadası, ‘Black Watch’ (Bahama), ‘Celestyal Crystal’ (Malta), ‘Koningsdam’ı (Hollanda); Marmaris ise Malta bayraklı ‘Horizon’u ağırladı.
İki ilçemize de yıl sonuna kadar bunların dışında 40 civarında yüzen sarayın daha yaklaşması bekleniyor.
Her gemi binlerce yolcu ve mürettebat demek.
Aynı zamanda içilen bir bardak çaydan yenilen yemeğe, binilen taksiden gezilen ören yerine, boyatılan ayakkabıdan yapılan alışverişe kadar çeşitli sektörlerden onlarca insanın cebine döviz girmesi demek.
İzmir Ticaret Odası’nın girişimiyle kruvaziyer turizmiyle tanışan, 2003’teki ‘5 sefer, 3 bin 271 yolcu’dan 2015’te ‘108 sefer, 241 bin 716 yolcu’ya ulaşan, o tarihten bu yana neredeyse ‘0’ çeken İzmir ise ne yazık ki hala yerinde sayıyor.
Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz bilemem ama eski Başkan Ekrem Demirtaş bu tabloyu tersine çevirmek, -deyim yerindeyse- doğumuna tanıklık edip sonrasında gözü gibi bakıp büyüttüğü kruvaziyer turizminin genç yaşında göçüp gitmemesi adına ne gerekiyorsa yapıyordu.
Ayakbastının ödenmesinden tutun da, römorkör hizmeti alma zorunluluğunun kaldırılmasına, fener ve sahil sıhhiye ücretlerinin alınmamasına, gemilerin yeniden İzmir’e dümen kırmasını sağlamak için fuar fuar gezmesine, imaj çalışmasına kadar verdiği çabaları unutmak mümkün değil.
Akdeniz Kruvaziyer Birliği Başkanı Airam Diaz Pastor’ün de dediği gibi kruvaziyer turizmi dünyada altın çağını yaşıyor.
Şu anda tersanelerde 124 yeni kruvaziyer birden inşa ediliyor.
Bu gemiler suya indiğinde tüm dünyayı dolaşacak.
Dünya bizlere büyük gelebilir ama kruvaziyer turizmi için çok küçük.
Ve burada en şanslı bölge Akdeniz.
Bizim yapmamız gereken ise hep birlikte programlar oluşturmak ve çok çalışmak.
Görünen o ki, Kuşadası ve Marmaris bir konuda bir hayli yol almış.
Peki, İZTO’nun yeni yönetimi bu konuda bir şeyler yapıyor mu?
Yapıyor da bizim mi haberimiz yok!
Dilerim, Demirtaş’ın mirasına sahip çıkar, bu gemilerin yeniden İzmir’e de gelmesini sağlarlar.
Ben bu işi anlamadım
GEÇEN hafta Seferihisar’dan gelen bir haber dikkatimi çekti.
Belediye Başkan Yardımcılığı’na Yelda Celiloğlu’nun atandığını duyuruyordu.
Peki, kimdir Yelda Hanım?
CHP’nin 31 Mart’ta Seferihisar’da belediye başkan adayı gösterdiği ancak kendisinin ‘sağlık sorunları’nı gerekçe göstererek son anda çekildiği kişi.
(Ki, adaylıktan vazgeçmese ilçenin ilk kadın belediye başkanı olarak tarihe geçecekti.)
Yelda Celiloğlu şimdi, yerine aday gösterilip seçilen İsmail Yetişkin’in siyasi işlerden sorumlu yardımcılığını yürütecek.
Fen işleri, kültür ve sosyal işler, basın yayın ve halkla ilişkiler, muhtarlıklar, ruhsat denetleme, insan kaynakları ve eğitim müdürlükleri de ona bağlı olacak.
Gördüğünüz gibi bir koltukta birçok karpuz taşıyacak.
Allah yardımcısı olsun.
Ve Allah şifa versin.
Benim anlamadığım, bu nasıl bir rahatsızlıktır ki, başkanlığa engel ama bunca müdürlüğün bağlandığı başkan yardımcılığına değil!
Ne de olsa İzmir farkı
DUYDUM ki, İzmir’de yıllar önce bir sosyal dayanışma örneği olarak birkaç fırında hayata geçirilen ‘askıda ekmek’ uygulaması Vali Erol Ayyıldız’ın önderliğinde Esnaf Birliği, Fırıncılar Odası, Ticaret Odası ve Sanayi Odası’nın katkısıyla kent geneline yayılmış.
Kampanya sadece ekmek için değil, içinde bulunduğumuz Ramazan ayı nedeniyle pide için de geçerliymiş.
Her gün 600 fırında üretilen ekmek/pidenin en az 10 tanesi ihtiyaç sahiplerine ücretsiz olarak veriliyormuş.
Tabii isteyen fırın bu sayıyı artırabileceği gibi vatandaşların da ekstra katkısı söz konusuymuş.
Dolayısıyla, neresinden baksanız her gün 10 bin civarında ekmek/pide alım gücü düşük vatandaşlarımız için ayrılıyor.
200 gram ekmeğin 1.25, 250 gram ekmeğin 1.50, 300 gram Ramazan pidesinin 2.5 TL’den satıldığı ve azımsanmayacak sayıda insanın karnını kuru ekmekle doyurabildiği günümüzde önemli bir destek.
Projeyi düşünen, güçbirliği yapan, katkı veren herkese teşekkürler.
İzmir’e de bu yakışırdı.
Horozun suçu ne?
ABALI Denizlispor, hafta sonu Karabükspor’u 6-0 yenerek, son hafta öncesinde adını, 2009-2010 sezonunda veda ettiği Süper Lig’e tekrar yazdırdı.
Kutluyor, “Hoşgeldiniz, bu kez kalıcı olsun” diyorum.
Ancak, 9 yıllık hasretin son bulduğu o maçta benim en çok dikkatimi çeken şey bu fotoğraf oldu.
Karenin solunda Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, sağında Denizlispor Başkanı Ali Çetin, ortada ise kentin ve yeşil-siyahlı takımın simgesi ‘Denizli Horozu’ var.
İki başkan, yeniden Süper Lig’e çıkışı, bacaklarından tutup havaya kaldırdıkları hayvancağızı sallayarak kutluyor.
Tribünde değildim duymadım ama eğer öttüyse bu sevinçten değil, olsa olsa can acısındandır.
Her canlıya eziyeti kınıyorum!
Paylaş