Kuruluşunun ve adının temelinde Ata’mızın imzası var

“Mutfağı beğenirlerse işlem tamam” demişti.
“Neden mutfak?” sorumu ise şöyle yanıtlamıştı:
“Çünkü evde yaşayan herkesin kalbine giden her şey mutfaktan çıkıyor.
Sabah sohbetleri, yemek denemeleri, akşam çayları vs...
Özellikle genç ev hanımları aydınlık, ferah ve en az 12 metrekarelik bir mutfak istiyor.
Mutfağında da markalı, kaliteli, kullanımı ve bakımı kolay, kapak ve menteşeleri sağlam, pratik, fonksiyonel ürünler olsun istiyor.”
Geçtiğimiz günlerde Doğanlar Mobilya Grubu’na ait Kelebek Mutfak’ın birkaç üst düzey yöneticisi ve İzmir’deki bayileriyle bir araya geldiğimde aklıma hemen bu anekdot düştü.
O gece öğrendim ki Kelebek Mutfak, Türkiye’nin önde gelen modüler mutfak markalarından biriymiş.
Bu uzun soluklu hikaye, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sanayileşme hamlesi başlatıp ülkemizi yeniden kurarken havacılığa verdiği önemle, ilk uçaklarımızın ihtiyacı olan kanatların kontrplaklarını da yerli kaynaklarımızla üretilmesi hedefiyle Haliç kıyılarında bir fabrika kurulması için imzaladığı kararname ile başlamış.
Bu kararnameyle 1935’te kurulan o tesisin adı, tayyare kanatlarından ilham alınarak Kelebek Kontrplak Fabrikası olmuş.
Sonrasında da evlerin her alanına konfor sunan Kelebek ürünlerine dönüşmüş.
88 yıllık üretim tecrübesine sahip olan Kelebek Mutfak, 50’ye yaklaşan satış noktasında, müşterilerine yalnızca kaliteli ve fonksiyonel mutfaklar değil, aynı zamanda farklı hayat tarzlarına göre planlanmış birer yaşam alanı tasarlıyormuş.
Ege’de halihazırda 9 mağazası bulunan firma, hedeflerine odaklanarak bölgedeki genişlemesini sürdürüyormuş.
Yine aynı buluşmada aktarıldığına göre Kelebek Mutfak, sektörde tüm ürünlerine 5 yıl garanti veriyormuş.
‘İlk’ ve ‘tek’ kelimelerini dikkatli kullanması severim ama kendilerinden o kadar eminler ki garanti konusunda bu iki sözcüğün altını ısrarla çiziyorlar.
Bir de diyorlar ki:
“Malum, Ege’nin büyük bölümü yazlık yörelerden oluşuyor.
Buralarda yüksek nem var.
Ve sezon kısa olduğundan kullanım da kısa süreli.
Bunları göz önünde bulundurarak uygun malzeme kullanıyor, üretim kalitesinden taviz vermiyoruz.
İhtiyaca özel tasarımlar, kişiye özel fonksiyonel çözümler sunuyoruz.
Banyo ürün grubunda da yine kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik özel fonksiyonlar içeren farklı serilere sahibiz.”
2022’de gerçekleştirilen yeni mutfak fabrikası yatırımıyla büyüyen Kelebek Mutfak, 2024’te yurt içindeki etkisini artırmaya ek olarak, ihracatta da ciddi planlamalar yapıyormuş.
Pazar araştırmaları ve yeni pazarlara uygun ürün portföyü ile Amerika, Afrika, Orta Doğu ve Avrupa’dan gelen yoğun talepleri değerlendiren firma, global ölçekte büyümeyi hedefliyormuş.
Bu köşeyi takip edenler biliyorlar, yatırım iştahı olan ve inovasyona önem veren firmalara her zaman pozitif ayrımcılık yaparım.
Görünen o ki Çanakkale Biga’da temelleri atılan Doğanlar Mobilya Grubu’nun 6 markasından biri olan Kelebek Mutfak, yurt içindeki önemli inşaat projeleriyle yurt dışında da referans olmaya devam edecek.
Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, ilk uçaklarımıza kanat olup göklere yükselten, Ata’mızın imzasıyla ‘Kelebek’ olan bu markada emeği bulunan herkesi kutluyorum.
Yolları her daim açık olsun.
Dilerim, bu köşede benzer başka başarı öykülerini de sizlerle paylaşabilirim.

///

Tozdan bıktık usandık

İZMİR’de, gazetemizin de bulunduğu Alsancak Umurbey Mahallesi ve civarında birbiri ardına devasa gökdelenler yükseliyor.
Bir kısmının yapımı hızla devam ederken, bir kısmı için de zemin iyileştirme çalışmaları yapılıyor.
Tabii buralardan çıkan toprak, moloz, çamur vb. atıklar kamyonlarla bertaraf alanlarına taşınıyor.
Bir inşaat varsa bunların hepsi normal.
Normal olmayan ise bu süreçteki özensizlik.
Malum bu kamyonlar güzergah olarak Şehitler Caddesi’ni kullanıyor.
Üzerleri örtülmediği için saça döke ilerlediklerinden ortalık toz duman içinde.
Bir de çoğunlukla ıslak zeminden yükleme yaptıklarından tekerlerinden saçılan çamur her yeri kaplamış durumda.
Belediye ekipleri her sabah -tek yön olan- bu caddenin gidiş istikametinde sadece sol kısmını temizliyor.
Geri dönüp sağ kısmını da süpürüp yıkamadığından ortalık daha da kirleniyor.
Oysa bunun çözümü çok kolay.
Kamyonların çıkış noktalarına birer yıkama havuzu kurmak, fıskiyeli hortumlarla tekerlerini yıkamak.
Hafızam beni yanıltmıyorsa Göztepe Stadı yapılırken de benzer sorun yaşanmış ve bu yönteme başvurulmuştu.
Sorumluluk yüklenici firmalarda mı, yoksa belediyede mi bilmiyorum.
Her gün toz-toprak solumaktan, kıyafetlerimizin-ayakkabılarımızın ve de araçlarımızın kirlenmesinden bıktık!
Bu görüntü ve çevre kirliliği İzmir’e hiç yakışmıyor.
Aynı zamanda Büyükşehir’in ‘Temiz Kent’ vizyonuyla da bağdaşmıyor.

///

Şimdi de Portekiz’de

İZMİR Kemalpaşa’da kurulu Say Yenilenebilir Enerji Ekipmanları Sanayi ve Ticaret A.Ş., yurtdışında yeni anlaşma yapmış.
Portekiz’de faaliyet gösteren A. Vieira Alves Metalomecânica ile 850 bin 188 euro büyüklüğünde satış sözleşmesi imzalamış.
Teslimler, 2024’ün ilk çeyreğinde tamamlanacakmış.
Bu yeni anlaşmayla birlikte SAYAS, Güney Kore, Çin ve Almanya pazarlarına Portekiz’i de eklemiş.

///

İlk franchise Denizli’ye

DUYDUM ki Türkiye’yi ton balığıyla tanıştıran ilk marka olan Dardanel’in fast food restoranı I Love Fish, yeni şubeleriyle büyümesini sürdürüyormuş.
Marka, ilk franchise şubesi ve Türkiye’deki beşinci restoranını Denizli Teraspark’ta açmış.
Dardanel, Türkiye’nin her yerinde I Love Fish franchise’ı açmak isteyen yatırımcılara marka gücü, uzman eğitmenleri ve güçlü dağıtım ağıyla destek veriyormuş.
Franchise talepleri www.ilovefish.com.tr adresi üzerinden yapılabiliyormuş.
Benden duyurması.