Kazdağları’nın yılmaz bekçisi

Haberin Devamı

Dile kolay... Tam çeyrek asırdır, bir dünya kültür mirası olan Kazdağları’nı koruma ve planlı geliştirme mücadelesinin aktif olarak içinde. Kısa adı ‘KAZOD’ olan Kazdağı Otelcileri Derniği’nin başkanlığını yapıyor. “Kazdağları’nda madencilikle turizm bir arada olmaz” düşüncesiyle mücadele yürütüyor. Buradan hareketle geçtiğimiz yıl, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılımıyla “Kazdağları Destinasyon Kongresi” düzenledi. Kazdağları’nı bir turizm destinasyonu olarak tescil ettirdi. Bu anlamda Kazdağları onun hobisi, heyecanı, mücadelesi, işinin ve hayatının vazgeçilmez bir dünyası. O, Mehmet Öngen... Aslında bir avukat. Ancak aynı zamanda, yerlisi olduğu Çanakkale Ayvacık’a bağlı Yeşilyurt’un (Büyük Çetmi) geleneksel dokusunun korunmasında hukukçu ve çevreci kimliğiyle uzun yıllar mücadele ettikten sonra Öngen Country Hotel’i açarak köyü turizmle tanıştıran isim olarak da tanınıyor. Uzaktan bakınca sırta yaslanmış bir Ortaçağ şatosunu andıran, oysa tepesinden girip basamak basamak topuğuna kadar ineceğiniz, tek bir zeytin ağacına kıyılmadan, doğaya ve doğala saygılı bir anlayışla, taş ve kereste gibi yerel malzemeler kullanılarak inşa edilen çölde bir vahayı andıran dağ otelinin sahibi ve işletmecisi. “İnsan iki kanatla uçar: Biri sevgi, diğeri bilgi. Öğrenmenin ve sevmenin yaşamın temel nirengi noktaları olduğuna inananlardanım. Zaten bilginiz ne denli çoğalırsa, o kadar çok seversiniz. Bildikçe ve sevdikçe çevrenize, bu dünyaya karşı duyarlığınız gelişir. Karanlığa kızmak yerine bir mum da siz yakarsınız” diyor.

Haberin Devamı

Kazdağları’nın yılmaz bekçisi

KİMDİR
Adı: Mehmet Öngen
Doğum yeri ve yılı: Çanakkale Ayvacık’a bağlı Büyük Çetmi (şimdiki ismi Yeşilyurt), 1957
Eğitimi: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
İşi: Avukat, turizmci. Kazdağı Otelcileri Derneği Başkanı. Öngen Country Hotel’in sahibi.
Medeni durumu: 27 yıldır moda tasarımı öğretmeni Zuhal Hanım’la evli. Yağız (24) ve Yiğit (19) isimli, kendi deyimiyle ‘Dünyalar tatlısı’ iki oğlu var.

Haberin Devamı

HAYAT FELSEFESİ
Yalnızca bir kez yaşama fırsatını ve şansını bulduğumuz bu hayatta, dosdoğru, şeffaf, üretken, duyarlı ve sevgi dolu bir yaşam sürmek. Etrafımızda yalnızca sorumlu aramak değil, sorumluluk üstlenmek.

OTOMOBİL
Dünyanın en lüks arabasıydı

* İlk arabamı 1985’te aldım. 1975 model gri renkli harika bir Murat 124 idi. O an benim için dünyanın en lüks arabasıydı. Şimdi Land Rover marka otomobilim var. Bir otomobilde aradığım şey, güvenli ve rahat olması, sürüşte beni yormaması. Marka, model, görünüm gibi kaygılarım yok ve hiç de olmadı.

BESLENME
Kuru ve nohuta dayanamam

* Bol çeşitli ve abartılı kahvaltı sofralarını sevmem. Kepek ekmeği, keçi peyniri, kendi yaptığım zeytinler, yumurta, bol yeşillik ve yanına bir de yeşil çay. İşte benim kahvaltı keyfim.
* Öğlenleri otelimde isem mutlaka personel yemeğinden yiyorum. Dışardaysam zeytinyağlı lezzetleri tercih ediyorum.
* Gerek öğlen, gerek akşam yemeklerinde yağlı kırmızı etten uzak duruyorum. Mevsiminde her türlü taze balık, bol sebze yemek zevkimi oluşturuyor. Bir de kurufasulye ile nohuta dayanamıyorum. Haftanın beş günü yiyebilirim.
* Ara öğünlerde meyveyi çok seviyorum.
* Mutfakla aram gayet iyi. Hem otelimde, hem evimde mutlaka giriyorum. Uzmanlık iddiam asla yok ama iskorpit ya da kırlangıç balığı çorbamı, levrek buğulamamı, bademli karidesimi, sebze türlümü, ısırganotlu böreğimi yiyenler iyi yaptığımı söylüyor.

Haberin Devamı

MEKAN
Temiz, içten, samimi olmalı

* Özel tatları olan, temiz, içten ve samimi mekanları seviyorum. İzmir’de Reyhan Pastanesi mutlak uğrak yerlerimden biri. İstanbul Cankurtaran’da Giritli, Florya’da Kaşıbeyaz, Samatya’da küçük balıkçı meyhaneleri, Rumeli Kavağı’nda balıkçı lokantalarını seviyorum. Ankara Çankaya’daki Balıkçı Köy, lezzetlerinden servisine heyecan duyduğum bir mekan.

Kazdağları’nın yılmaz bekçisi

SPOR
Boğaz’da maraton yüzdüm

* Önceki yaşlarımda koşmayı ve yüzmeyi sever, ihmal etmezdim. Şimdi yalnızca yürüyorum. 1991’de Çanakkale Boğazı’nı geçme maratonuna katıldım. Dereceye giremedim ama başardım. Hayalimde yelken sporu yapmak var.

TATİL
Dinlenmeyi hiç beceremedim

Haberin Devamı

* Yılda3-4 kez tatile gidiyorum. Ama süreleri 3-5 günü geçmiyor.
* Tatil benim için keşfetmek ve öğrenmek demek. Yeni coğrafyalar, yeni dünyalar... Değişik mekanlar ve tatlar... Esasen mesleğimin bir parçası aynı zamanda. Tatilde dinlenmeyi hiç beceremedim.
* Yurt içinde her sene mutlaka gittiğim yerler Bozcaada, Ayvalık, Datça Körfezi. Yurt dışında ise Yunan adalarının büyüsü beni çekiyor. İtalya’da Toscana’yı çok seviyorum. Oradaki Ortaçağ köylerinde dolaşmak beni tarihte yolculuğa çıkarıyor.

Kazdağları’nın yılmaz bekçisi

HOBİ
Mizah dergileri biriktiriyorum

* Kazdağları’nda dolaşmak, her defasında yeni bir köşeyi, akarsuyu keşfetmek bana müthiş keyif veriyor.
* İçten, samimi, önyargısız, bilgi dolu dostlarla sohbet bana ayrı bir mutluluk katıyor.
* Sessiz bir ortamda, tarihi bir romanın gizemli sayfalarını çevirmek bambaşka bir huzur. Başarı öykülerini konu olan biyografik ve tarihi romanları çok seviyorum. İlkokuldan beri tarih okurum. Okudukça ne kadar çok bilmediğiniz şeyler olduğunu görüyorsunuz.
* Müziği de çok seviyorum. Klasik önceliğim. Schubert’in Serenad’ı, Bethowen’in Moon Light sonatı ya da bir Adagio beni alır götürür. Aracımda Chopen’in tüm CD’leri mevcut. Uzun yolda bunları dinlemek çok dinlendirici. Çok istememe rağmen maalesef bir enstrüman öğrenemedim.
* Koleksiyon tutkum yok ama 1940’ların karikatür ve Akbaba dergilerinden başlayarak, Gırgır’la devam eden tüm mizah dergilerini biriktiriyorum. Şimdi oğlum bu seriyi devam ettiriyor.

Haberin Devamı

Kazdağları’nın yılmaz bekçisi

KARİYER
O 8 lira hiç bitmeyecek sanmıştım

* İlkokulu köyüm Yeşilyurt’ta okudum. O zamanki ismi Büyük Çetmi idi. Liseyi Çanakkale’de bitirdim. 1974’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdim. 26 yıl büyük bir onur ve mutlulukla avukatlık yaptım. Çanakkale Barosu’nda kaydım duruyor ama artık mesleğimi yapmıyorum. Emekli maaşım, avukatlıktan.
* 15 yıldan bu yana artık turizmciyim. Hem yatırımcı, hem de işletmeci olarak... Çeyrek asırlık hayalim olan, köyümü bir turizm merkezi olarak geliştirmeyi ve bu sürece bir otel yaparak katkı vermeyi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum.
* Küçükken mühendis olmak isterdim. Ama yıllar geçtikçe sosyal bilimlere yatkınlığım ortaya çıktı.
* İlk kazandığım para 13 yaşıma rastlar. Havran’a kiraz toplamaya gitmiştim. Yevmiyem 8 lira idi. Harcaya harcaya bitiremeyeceğimi sandığım müthiş bir paraydı.

GÜNE BAŞLANGIÇ
Güneşi asla üzerime doğdurmam

* Akşam 22.30-23.00 gibi yatarım. Yıllardır güneşi üstüme doğdurduğumu hatırlamıyorum. Gece adamı değilim. Sabah saatlerinin enerjisini çok seviyorum. Spor ve kahvaltıdan sonra işimin durumuna göre evden çıkıyorum.

MODA
Renk uyumunu babamdan öğrendim

* Modayla pek ilişkim olmadı. Yalnızca zevkli giyinmeye çalışıyorum. Renk uyumunu ilkokul çağlarımda rahmetli babam öğretmişti. “Kahverengi pantolonun altına siyah çorap giyilmez oğlum” derdi. Şimdi giysilerimi iki oğlumun yardımıyla seçiyorum. Çok zevkliler ve bundan ben de yararlanıyorum.

SOSYAL MEDYA
Bana korkunç itici geliyor

* Teknolojiyle aram hiç iyi olmadı. Ama insanlığın yarattığı teknoloji beni çok heyecanlandırıyor. Sabahtan akşama kadar uçakların kalkış ve inişlerini hiç sıkılmadan izleyebilirim. Ya da dev bir geminin limana yanaşmasını...
* Facebook ve Twitter’de hesaplarım yok. Yediğin yemeği, gittiğin mekanı resimleyip başkalarıyla paylaşmakla sınırlı bir kullanım bana korkunç itici geliyor.
* İnterneti, bilgiye ulaşmada ve iletişim kurmada kullanıyorum. 30 yıl mekanik daktilo kullanan, mesleğe manyetolu telefonlarla başlayan bizim kuşağın teknolojiyle ilişkisi biraz ironiktir.

Kazdağları’nın yılmaz bekçisi

SEVİMLİ DOSTLAR
‘Reis’ isminde köpeğim var

* İtalyan Mastif cinsi ‘Reis’ isminde 6 yaşında muhteşem bir köpeğim var. Köpekler, kedilere göre daha sadıklar. Ortalıkta gezinen sahipsiz hayvanlara içim burkulur. Bu sorun ne yazık ki kamu yönetimlerinin önceliğini alamadı henüz.

ASTROLOJİ
Aktif, realist, duygusal, hassasım

* İkizlerim. Burcumun tüm özelliklerini taşıyorum. Karşımda aktif, hareketli, hem realist aynı zamanda da duygusal, hassas bir insan gördüğümde aynı burçtan olduğumuzu kestirebiliyorum.

“Soma’da can veren maden emekçilerimiz tüm ulusumuzun yüreğini yaktı. Tanrı geride kalanlara sabır versin. Yaşanan bu korkunç facianın bundan sonra yaşanması muhtemel felaketlere bir ders ve ülkemizin uygar bir toplum olarak yapılanmasına olumlu katkı vermesini diliyorum.”

Yazarın Tüm Yazıları