Paylaş
Huzur ve lezzetin buluştuğu yer
HANİ Mevlana demiş ya, “Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok. Nice elbiseler gördüm içinde insan yok” diye...
İşte, Akın Amca’nın (Kuşcan) da üzerinde öyle şıkır şıkır giysiler yoktu belki, ama o kıyafetlerin içinde kocaman bir yürek, bilge bir adam vardı.
En iyilerini almaya imkanı varken o hep en sadeyi ve gösterişsizi tercih ederdi.
“En büyük ders hayatı öğrenmek” derdi.
“Yaşamayı, insanları, doğayı seviyorum. Sevdikçe de seviliyorum ve mutluluğuma mutluluk katıyorum” diye de eklerdi.
İlerleyen yaşına rağmen çalışmadan duramayan, kıpır kıpır, dürüstlükten asla ödün vermeyen, kalbi temiz, paylaşımcı, inatçı, içmeyi ve muhabbeti çok seven, çocukla çocuk, büyükle büyük olmayı başarabilen bir gönül insanıydı.
Şartları nedeniyle okuyamamış, ancak hayat mektebinden çok ders çıkarmış, neşeli, esprili, her söze şiirle yanıt verebilen babacan bir adamdı.
Alçak gönüllüydü, hırslarından arınmıştı, kanaatkardı, alının terinin dışında bir şey istemeyen, kimseye minnet etmeyen biriydi.
Hayatta yaşadığı ve yaptığı hiçbir şeyden pişmanlığı yoktu.
“Çoğunun doğru olduğuna inanıyorum. Çünkü şu anda dünyanın en mutlu ve huzurlu insanıyım” diyecek kadar da kendinden emindi.
Şekle takılıp kalmayıp, hayatın amacını, insanlığın özünü, katıksız insan olabilmeyi keşfeden ender insanlardandı.
O, ünlüsünden ünsüzüne damak tadına düşkünlerin lezzet adresi Urla Özbek’teki Akın’ın Yeri’ne adını veren ve tırnaklarıyla kazıyarak bugünlere getiren kişiydi.
Ama buranın gizli kahramanı gibiydi, ortalıkta pek görünmezdi.
Adı tabelada vardı, kendi yoktu.
O marka balık restoranının az ilerisinde ilk bakışta kulübeden farksız bağevini andıran mütevazı bir yerde geçirirdi günlerini.
Mutluluğu uzaklarda arayıp tükettikçe tüketenlerin ondan öğreneceği çok şey vardı.
Haziran 2019’da gözünü sonsuzluğa yumdu.
Ama mirası emin ellerde.
Akın’ın Yeri, kurucusunun adına yakışır şekilde yoluna aynı çizgiyle devam ediyor.
KENDİNİZİ EVİNİZDE HİSSEDİYORSUNUZ
Yarım asır önce derme çatma bir barakada başlayan lezzet yolculuğu bugün Avrupa standartlarını aratmıyor desem abartmış olmam sanırım.
Zaten, her dem taze deniz ürünleri ve birbirinden leziz mezeleriyle artık bir marka haline gelmiş olmasının sırrını daha ilk adımınızı attığınızda hissediyorsunuz.
Buram buram aile sıcaklığı, birlik-beraberlik ve sevgi paylaşımı sizi sarıp sarmalıyor.
Sanki lokantaya değil de bir eve gelmiş duygusuna kapılıyorsunuz.
Zira kapıda bir müşteri olarak değil, konuk gibi karşılanıyorsunuz.
Ailenin kadınları mutfakta kendilerine pişirir gibi yemek yaparken, erkekler de arı hızı, karınca titizliğiyle sunumunu üstleniyor.
Sevgi ve paylaşımın sonucu ortaya çıkan lezzetler, “Sanki anne eli değmiş” dedirtiyor.
Zira Akın’ın Yeri sevgi ve saygı temeli üzerine inşa edilmiş tam bir ataerkil işletme.
Yarım asırlık lezzet durağının kökü bu işin mimarı merhum Akın Amca, dalları da güçlerini ondan alan çocukları Mehmet ve Himmet Kuşcan ile gelinleri ve torunları.
HER ŞEY GÜNLÜK, DOĞAL VE TAPTAZE
Kurulduğundan bu yana ‘huzur ve lezzetin buluştuğu yer’ sloganıyla hizmet veren mekan yaz-kış açık.
Burası, Türkiye’nin seçkin gurmeleri ve medya tarafından yapılan organizasyonlarda birçok ödüller kazanmış bir işletme.
Müdavimleri arasında tanınmış iş insanları, siyasetçiler, sanat, magazin ve spor camiasının önde gelen isimleri bulunuyor.
Ama ilk kez gelen de ünlü bir müdavim de aynı ilgiyi görüyor, asla ayrım yapılmıyor.
Biri şömineli, diğeri akvaryumlu kapalı iki salon ve yazlık bahçeden oluşan 350 kişi kapasiteli mekan ne salaş, ne lüks, orta karar bir yer.
Ancak her zaman son derece temiz ve hijyen.
Ege’nin en özel ve taze deniz ürünleri ile otları burada.
Malum, bir balık lokantasının kalitesi her şeyden önce tezgahından belli olur.
Akın’ın Yeri’nin tezgahı her zaman göz kamaştırıyor.
Günlük olarak mezattan alınan balıklar, mavi kuyruklu karidesler, kalamarlar, ahtapotlar, istiridyeler, aquadisler...
Çeşit olabildiğine zengin ve her şey taze.
Mezeler ve ara sıcaklar da çok özel.
Önden gelen yeşillikler ve otlar ise taptaze ve lezzetli.
Özbek zeytini, radika, turp otu, rezene, kuzukulağı, yerelmalı süzme yoğurt, ahtapotlu şevketibostan, kırmızı soğanlı fava, sıcak ot tabağı, Ata meze, Akın meze, cevizli çıtır kabak, sardalya şiş, pazıya sarılmış deniz mahsullü dolma, ahtapot ızgara, kalamar dolma, istiridye, şarap soslu aquadis, fırında sübye, fener kavurma, otlu levrek lokum, çıtır barbun, ızgara granyoz vs...
Tatlı olarak ise katmer, bal badem, kaymaklı ayva tatlısı.
Hani derler ya hepsine şapka çıkartılır.
Dolayısıyla her gidişte farklı lezzetleri tatmakta yarar var.
SIRADIŞI, FARKLI VE YENİLİKÇİ
Şimdi haklı olarak diyeceksiniz ki, “Size afiyet olsun da fiyatlar hangi aralıkta?”
Bundan önceki yazılarımda dikkat ettiyseniz menüleri paylaşıp fiyat aralıklarını aktarmıştım.
Bu kez bunun dışına çıkıyorum.
Çünkü burada bildiğimiz klasik bir menü yok.
Başlangıçları, ara sıcakları, balığı ya kendiniz seçiyorsunuz ya da şefin tercihine bırakıyorsunuz.
Sonuçta kişi başı ödeyeceğiniz tutar 250 ile 400 TL arasında değişiyor.
Ucuz değil ama günümüz ekonomik koşullarında uçuk da değil.
Lezzet-kalite dengesine baktığınızda kabul edilebilir rakamlar.
Sizin de aradığınız sıra dışı, bilinenden farklı, yenilikçi, ezberci olmayan, en iyi malzemelerle çalışıp dur durak bilmeden ortaya başka yerlerde olmayan bileşim ve lezzetler çıkaran bir mekan ise “Mutlaka deneyin” derim.
Lezzet kadar hizmet de sizin için önemliyse sahte kibarlığının yerini burada samimiyet almış.
Bir geçer notu da bunun için hak ediyor.
Benim puanlarım aşağıda, bakalım siz kaç vereceksiniz?
YE, İÇ, KONAKLA
Mehmet ve Himmet Kuşcan kardeşler, müşterilerden gelen istek üzerine lokantanın hemen yanında yine babalarının adıyla önceki yıl bir de butik otel açmışlar. Burası 5 yıldızlı otel standartlarında bir tesis. Tamamı deniz manzaralı 12 odası var. Dekorasyonundan malzeme seçimine kadar her şeyiyle bizzat ilgilenmişler. Kaliteden burada da taviz vermemişler. Küçük ama inanılmaz keyifli bir yer olmuş. “Yıllardır geç saate kalan misafirlerimizin yaşadığı konaklama ihtiyacını karşılarken Özbek turizmine de katkı sunmayı hedefledik” diyorlar.
Kurulduğundan bu yana ‘huzur ve lezzetin buluştuğu yer’ sloganıyla hizmet veren mekanın müdavimleri arasında tanınmış iş insanları, siyasetçiler, sanat, magazin ve spor camiasının önde gelen isimleri bulunuyor. Ama ilk kez gelen de ünlü bir müdavimde aynı ilgiyi görüyor, asla ayrım yapılmıyor.
Malum, bir balık lokantasının kalitesi her şeyden önce tezgahından belli olur. Akın’ın Yeri’nin tezgahı her zaman göz kamaştırıyor. Çeşit olabildiğine zengin ve her şey taze. Mezeler ve ara sıcaklar da çok özel. Önden gelen yeşillikler ve otlar ise taptaze ve lezzetli. Hani derler ya hepsine şapka çıkartılır. Dolayısıyla her gidişte farklı lezzetleri tatmakta yarar var.
LEZZET: Pekiyi
LEZZET: Pekiyi
AMBİYANS: İyi
HİZMET: Pekiyi
KALİTE: Pekiyi
FİYAT: İyi
GENEL PUAN: 9
Paylaş