Paylaş
BU hafta köşemde bir değişiklik yapıp sizi Urla’ya götüreceğim. Antik çağlara uzanan geçmişiyle, tarihi dokusunu korumayı başarmış mahalleleriyle, sakin havasıyla, tertemiz deniziyle, üzüm bağlarıyla, enginar tarlalarıyla, zeytinlikleriyle, Yorgo Seferis’iyle, Tanju Okan’ıyla, son yıllarda gastronomide yaptığı atakla dikkat çeken Urla benim de vazgeçilmezlerim arasında. İzmir’in bu şirin ilçesinde birbiri ardına açılan mekanlardan biri de ‘Urla Sahne’... Ama onu diğerlerinden ayıran birçok özelliği var. Öncelikle burası, bünyesinde dünya mutfaklarının seçkin reçeteleriyle misafirlerine yeni lezzet deneyimi sağlayan ‘The Guru’, Urla Körfezi’nin eşsiz manzarasını sonsuzluk havuzuyla bütünleştiren 7 odasıyla birbirinden farklı deneyimlerin sunulduğu ‘Doors Urla Hotel’, geçtiğimiz haftalarda ilk misafirlerini ağırlayan 10 adet bungalovdan oluşan ‘Doors Urla Bungalows’, günübirlik derslerin yanı sıra tatilde rutin sporunu ihmal etmeyen konuklar için toprak zemine sahip ‘Veledrom Tenis Club’ ve konser-etkinlik-organizasyonlara ev sahipliği yapan 3 bin kişilik ‘Humans Event’ olmak üzere 5 farklı mekanı barındırıyor. Ve tüm bunları birleştiren yürüyüş yolları bulunuyor. Konumu aslında çok kolay. Eski Çeşme yolunun hemen üzerinde, sağda. Ama dışarıdan tam olarak görülmediği için biraz dikkatli olmak gerekiyor. Geniş ve kendine özel otoparka sahip olması da bir başka avantaj.
Sohbetin ve eğlencenin baş tacı olduğu The Guru’da kızarmış enginar kalbi, ahtapot carpaccio, fırınlanmış domates ve karidesle servis edilen roka çorbası gibi lezzetleri denemenizi öneriyorum.
20 DÖNÜM ÜZERİNE KURULU
Yarımada’nın gülen yüzü Urla’da içinde 300’ün üzerinde zeytin ağacının bulunduğu 20 dönümlük yeşil alana kurulu yeni nesil karma proje olan Urla Sahne, mimarisi ve peyzajıyla adeta Avrupa köylerini hatırlatırken farklı konseptiyle de dikkat çekiyor. Ben bugün köşemde, InterContinental İstanbul’un işletmeci firması Kassanov Otel Yönetimi ve Turizm A.Ş. tarafından yönetilen Urla Sahne’nin restoranı The Guru’yu sizlerle tanıştırmak istiyorum. Diğerlerini ise şimdilik bir başka yazıya bırakıyorum. The Guru, içindeki tüm ağaçlar korunarak oluşturulan 20 dönümlük kompleksin bir parçası. Açık ve kapalı olmak üzere iki bölümden oluşuyor. İç kısmı 130, bahçe alanı ise 200 kişilik. Burası yaz-kış açık bir mekan. Haftanın 7 günü servis saat 09.00’da kahvaltıyla başlıyor, öğlen ve akşam yemeğiyle 24.00’e kadar devam ediyor. Çöl sıcaklarının yakıp kavurduğu şu günlerde isterseniz bahçesinde havadar bir alanda, yeşilliklerin arasında kahvaltınızı yapabilir; isterseniz gün boyunca sunulan dünya mutfaklarıyla tadı damağınızda, keyfi kalbinizde keyifli saatler geçirebilirsiniz. Zira; ilhamını Ege’nin güneşli havasından alan mekan, konuklarına zeytin ağaçlarının gölgesinde bütün bir günü doğada konforla geçirtmek üzere kurgulanmış. Masalar o nedenle dip dibe değil. Kimse kimseyi ne konuşmasıyla, ne de sigara dumanıyla rahatsız ediyor. Genelde The Guru’da sohbete eşlik eden ama çok baskılamayan keyifli bir müzik var. Belirli günlerde ise daha yüksek volumle canlı DJ performansları da gerçekleşiyor. Hemen yanındaki Humans Event’te konser olduğunda oturduğunuz yerden kulak misafiri de olabiliyorsunuz.
Sohbetin ve eğlencenin baş tacı olduğu The Guru Restoran’da özel Ege enginarlarından kızarmış enginar kalbi, deniz ürünlerimizden ahtapot Carpaccio, fırınlanmış domates ve karides ile servis edilen roka çorbası gibi lezzetleri denemenizi özellikle öneririm.
YILIN 365 GÜNÜ DE AÇIK
Biraz önce de bahsettiğim gibi The Guru, yılın 365 günü açık bir mekan. Tamamen cam tavanlardan ve duvarlardan oluşan kapalı bölümünde kışın bile doğanın içinde olduğunuzu hissedebiliyorsunuz. Zira, burası yapılırken mekanın içinde kalan iki zeytin ağacı özenle korunmuş. O günden beri misafirlerle birlikte yaşıyor. The Guru’ya eğer kış aylarında da gelirseniz ‘Chalet’ tarzı dekorasyonu ve müthiş şömine çıtırtılarıyla sizi Fransa’nın küçük bir kasabasına doğru yolculuğa çıkardığını hissedeceksiniz. Dekor demişken... Urla Sahne’de ve The Guru özelinde beni en çok etkileyen şeylerden biri de bu! Dekorasyonda da doğadan renkler ve doğal malzemeler kullanmış. Oturma gruplarının tamamı ahşap oyma. Bar, Endonezya’da denizden toplanmış atıl ağaçların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş. Traversler dünyanın çeşitli yerlerindeki tren istasyonlarından getirilmiş. Ateş çukuru, her an karşınıza çıkabilecek birden çok ilginç heykeller... Hele Humans Event’in girişindeki metalden ejderha yazmakla bitmez. Görmek, yaşamak gerek!
YEMEK, SOHBET, EĞLENCE
Urla Sahne İşletme Müdürü ve aynı zamanda InterContinental İstanbul Yiyecek İçecek Müdürü olan İlker Sonuk, The Guru’nun damak tadının önemsendiği bir yaşam alanı olduğunu söylüyor. Gastro deneyimini mistik dekorla bir arada sunduklarını belirten Sonuk, “Ege Bölgesi’ne özgü tatların da yer aldığı özel menümüz gün boyu konuklarımızın deneyimine açık. The Guru’da sabah, öğlen ya da akşam değişen ve dönüşen bir yeme içme tasarımıyla karşılaşabilir, yenilikçi ve tüm günü farklı motivasyonla geçirebileceğiniz restoranımızda şaşırtan lezzetleri tadabilirsiniz. Yemekli toplantılar, grup kahvaltıları, tadı damağında bir sohbet için özel menü seçeneklerimiz doğanın seçenekleri kadar çeşitli. Sohbetin ve eğlencenin baş tacı olduğu The Guru’da seçkin dünya lezzetlerini doğayla iç içe bir atmosferde sunuyoruz ve bir yandan da Akdeniz mutfağına göz kırpıyoruz. İzmir ve çevresi olduğu kadar yurtdışından gelen misafirlerimiz için de gastro odaklı bir toplanma mekanıyız. Ürünlerimizin büyük kısmını kendi bünyemizde yetiştirmekle beraber diğer ürünleri de önceliğimiz Urla ve çevresi olmak üzere yerel tedarikçiler, çiftçiler ve kadın üreticilerden özenle seçiyoruz. ‘Başka?’ dediğiniz her şey için aramanızı bekliyoruz” diyor.
The Guru’nun geniş ve keşfe açık menüsünde Ege otları ve deniz ürünleri başrolde. Et yemekleriyle birlikte mevsimine göre değişen taze ve yöresel ürünlerin Ege mutfağından dünya mutfağına uzandığı bir yolculuk sunuluyor.
KENDİNİZİ ŞIMARTMAYA VAR MISINIZ?
EVET... Özgün bir mutfağa sahip olan The Guru’da güne güzel bir kahvaltıyla başlayabilirsiniz. İster serpme, ister a la carte... Serpme kahvaltıda hani derler ya yok yok! Aynen öyle... Taze ev yapımı ekmekler, simit, sade boyoz, taze kaşar, Ezine peyniri, çeçil peyniri, Bergama tulumu, füme dana antrikot, dana jambon, biberli salam, hindi füme, acuka, yeşillikler, domates, Çengelköy salatalığı, zeytin çeşitleri, reçeller, tahin-pekmez, bal, kaymak, sucuk, hellim, pişi, soslu biber ve patlıcan kızartması ve sahanda yumurta (450 TL). Omletler 100 TL, sucuklu yumurta 130 TL, menemen 110 TL. Tercihiniz a la carte olursa kumru, gevrek, boyoz, pankek, meyve salatası ve fit kahvaltı seçenekleri var (90-250 TL). Peynir&şarküteri de oldukça zengin. Attipasti tabağından pelite, tangazoladan divle obruğa, parmigiano reggianodan bresaolaya, dana kaburga fümeden Kastamonu pastırmasına kadar her şey mevcut (150-380 TL).
KALBİM O ENGİNARDA KALDI
The Guru, başlangıçlarda adeta uçmuş! Tam 14 farklı lezzet sizi bekliyor (200-380 TL). Izgaralanmış sarımsaklı istiridye mantarı, kapya biber, arpacık soğanları ve eritilmiş çedar peynirli istiridye mantarı ile fındık kırıntıları kaplı enginar kalbi, mayonezli avokado sos, maş fasulyesi, yeşil elma, dereotu, yeşil soğan ve parmesan karışımı salata eşliğinde sunulan kızarmış enginar kalbi benim favorilerim arasında ilk iki sırada. Baklava yufkasında taze baharatlarla lezzetlendirilmiş kinoa, isli köy yoğurdu üzerinde hazırlanan kinoa ruloları da en az onlar kadar iştah kabartıyor. Unutmadan, bira ve rakı sevenler için iki özel tabak hazırlanmış. Onlar da efsane! Çorba seviyorsanız roka ya da balık çorbasını denemenizi öneririm (120-140 TL). Salatalarda vegan bowl dahil 6 seçenek sunuluyor (220-360 TL). The Guru, lokum ve asado olmak üzere 3 alternatifli burgerler 380-420 TL aralığında. 8 saat pişmiş dana kaburga eti, üzerinde çıtır pırasa ve eritilmiş çedar peyniri bulunan asado burger inanın insanın ağzını sulandırıyor. Pizzalar 3, makarnalar 2 çeşit (260-390/340-390 TL).
BAŞTAN ÇIKARAN LEZZETLER
Geliyoruz ana yemeklere... Toplam 11 lezzetin yer aldığı ana yemek menüsü ağırlıklı kırmızı etten oluşuyor (340-2 bin TL). Hardalla marine edilmiş, sıcak tabakta tereyağında mühürlenmiş bonfile dilimleri (cızırtılı bonfile) baştan çıkarıcı! Yanında getirilen hafif kızartılmış ince dilim ekmeği suyuna banmayı sakın ihmal etmeyin. Balık sevenlere özel limon soslu levrek, kereviz yaprakları, brokoli, mini kabak ve havuç eşliğinde geliyor. Tavuk tercih edenleri de pancarlı basmati pilav ve kızartılmış Yedikule marulu ile servis edilen kajun soslu tavuk bekliyor. İkisi de denenmeye değer. Creme brulee, soğuk baklava, sebastian cheesecake, çikolatalı sufle ise yemeğin sonunda ağzınızı tatlandırmak için bekliyor (160-220 TL).
Paylaş