Bu mutfağın felsefesi var

Tatlı, ekşi ve acının ‘Yin’in yineleme özellikleri içerdiğine; tuz ve biberin ise ‘Yang’ın ısıtıcı doğasına sahip olduğuna inanıyorlar. Buharda pişirilen ‘Yin’ özellikli yiyeceklerin vücudu soğuttuğu, ızgarada pişirilen ‘Yang’ özellikli yiyeceklerinin de vücudu ısıttığı söyleniyor. Tüm yemeklerde doğal malzemeler, sebzeler kullanılıyor ve çok kısa sürede pişiriliyor. Bu nedenle çok ama çok sağlıklı bir mutfak. Ve her şey tam bir uyum içinde. Çin mutfağında kullanılmayan malzeme hemen hemen yok gibi! Ancak kendine özgün bazı malzemeler de mevcut. Bunlar arasında soya fasulyesi ve soya fasulyesinden türeyen malzemeler (soya sosu, soya sütü, fasulye filizi, tof) özel önem taşıyor. Körpe mısır koçanı, körpe bambu çubukları, Çin lahanası, Çin brokolisi, Çin su kestanesi, su teresi, mantar çeşitleri de dikkat çekiyor. Pirincin, noodle’ın, Pekin ördeğinin, çeşit çeşit sosların ve baharatların da bu mutfağın vazgeçilmezlerinden olduğunu yazmama gerek yok sanırım. Ancak ülkemizde hala kimileri Çin mutfağına önyargılı bakıyor.
Çin mutfağı denildiğinde farklı şeylerin satıldığı bir yer olarak düşünülüyor. Kuşadası’nda 1983’ten bu yana hizmet veren Hong Kong Marina bir yandan bu algıyı yıkarken, bir yandan da bu leziz mutfağı bizim yemek kültürümüzle harmanlayarak ağızları tatlandırıyor.

Deneyimli mutfak ekibinin sanatçı titizliğinde hazırladıkları yemekleri ve insanı bir an için alıp götüren havasıyla Hong Kong Marina size ayrı bir dünyayı yaşatıyor.

Çin yemekleri için 6 bin 637 kilometre gitmenize gerek yok!

KUŞADASI Setur Marina’nın hemen karşısında Atatürk Bulvarı üzerinde bulunun Hong Kong Marina, daha kapıdan içeriye girdiğiniz anda dekorasyonuyla dikkat çekiyor. Kırmızı rengin hakim olduğu mekan baştan aşağıya Çin’den getirilmiş özel objelerle dekore edilmiş. Öyle ki Uzakdoğu kültürünün bir parçası olan, ortasında sipariş ettiğiniz lezzetlerin dizildiği döner tabla bulunan masalar dahi binlerce kilometre uzaklıktan getirilmiş. Tüm bunların yanı sıra arka planda çalan Çin müziği de mekana adım attığınız andan itibaren tüm gün boyunca kendinizi Uzakdoğu’daymış gibi hissetmenize neden oluyor. Hong Kong Marina’da Çin mutfağının en sevilen lezzetlerinden oluşan seçenekleri bulmak mümkün. Menüye bakarken başınız dönebilir, benden uyarması! Tam 134 çeşit var. Ve insan ne yiyeceğine kolay kolay karar veremiyor. Çoğu neredeyse ilk günden beri görev yapan şefler isterseniz size bu konuda da yardımcı oluyor. O yüzden ilk kez deneyimleyecekler için tercihi onlara bırakmak belki de en iyisi...

150’YE YAKIN LEZZET
Çorbalar 8 çeşit (88-198 TL). Başlangıçlar 9 adet (88-245 TL). Sebze yemeklerinde 7 alternatif söz konusu (248-388 TL). Tavuk yemeklerinde sizi 12 farklı tat bekliyor (280-370 TL). Sebzeliden bambu filizli mantarlıya kadar 9 farklı dana yemeği var (398-498). Ördekler 998 ile bin 200 TL aralığında. Şefin özel Çin yemekleri seçiminize göre 498 ile 698 TL. Deniz ürünlerinde 11 çeşit lezzetten tatmak mümkün (698-bin 200 TL). Demir tava yemekleri 6 adet (498-998 TL). 5 alternatifli biftek 498-bin 498 TL. Sade pilav 110, karidesli pilav ise 398 TL. Toplamda 8 çeşit. İsteyene 6 seçenekli Çin eriştesi var (178-398 TL). Birbirinden leziz 6 tatlı 178-248 TL. Unutmadan, çocuklar da unutulmamış. Onlar için 6 üründen oluşan menü oluşturulmuş (165-175 TL). 2 ve 4 kişilik set menüler de var. Standart olanlar bin 590-2 bin 890 TL, lüks olanlar ise bin 990-8 bin 890 TL. Hong Kong Marina her ne kadar Çin restoranı olsa da Hintli konuklar ve bu mutfaktan hoşlananlar/denemek isteyenler için de bu ülke lezzetlerinden oluşan ayrı bir menü var. Fiyatlar 125-898 TL arasında değişiyor.
Mekanda oldukça zengin içki kavı da var. Pirinç ve tahıl tozundan yapılan Çin’e özgü ‘sake’ de türüne göre sıcak ya da soğuk servis ediliyor. Menüde benim öncelikli çorba tercihim acılı ekşili ya da mısırlı tavuk. Ara sıcak olarak buharda pişirilmiş Çin mantısı ve yeşil soya fasulyesinden yapılan Edamame çok keyifli. Sebzeli Çin eriştesi mutlaka denenmeli. Portakal soslu Pekin ördeği bir efsane. Çin çayı eşliğinde kızarmış ballı muz ve ceviz ise finalin olmazsa olmazları. Benim çok tercihim değil ama tadanlar sushi, sashimi ve nigirinin de mükemmel olduğu konusunda hemfikir.

TAMAMI YÜZDE 100 YERLİ
Hong Kong Marina’nın mutfağında kullanılan ürünlerin tamamı özellikle pandemiden sonra Türkiye’den tedarik ediliyor. Örneğin, Pekin ördeği yıllardır Balıkesir’deki bir çiftlikten geliyor. Tavuk eti, dana eti, balık ürünleri, baharatlar da yine aynı şekilde yerli. Sebze-meyveler ise yöredeki pazarlardan en doğal ve taze haliyle alınıyor. Burada eğer konukların özel tercihi yoksa aslında Çin usulü Türk yemeği sunuluyor. Yani reçeteler Türk damağına göre uygulanıyor. Aslında sadece wok’taki (ortası çukur tava) pişirme süresi fark ediyor. Malzemeler deep fry olarak bilinen bol ve kızgın yağda kavrulduğundan yüksek sıcaktaki yağ sebzelerin içindeki şekerlerin karamelleşmesine yol açarak lezzeti artırıyor. (Ne yazık ki özü sağlık olan Çin lezzetlerinde zeytinyağı kullanılmıyor. Bunun yerine susam ya da ayçiçeği yağı tercih ediliyor.) Ancak kavrulan sebzelerin tamamıyla yumuşamasına izin verilmiyor. Dışı kızarmış sebzelerin iç kısmı genellikle diri ve sulu bırakılıyor. Böylece, hazırlanan yemeklerin vitamin ve diğer besleyici maddeler açısından daha zengin olduğuna inanılıyor. Çin mutfağında kullanılan diğer bir yaygın yöntem ise buğulama. Bu teknik ise özellikle sebze, balık eti ve Çin mantısının hazırlanmasında kullanılıyor.

15 personelin çalıştığı 120 kişilik mekanın işletmecisi Coşkun Işık... İzmir ve Bodrum’da şubeleri bulunan Red Dragon’da bulaşıkçılıktan başlayıp 35 yılda sektörün her kademesinde görev alan Işık, son 8 senedir Hong Kong Marina’nın başında. Coşkun Işık, mekanın en çok sevilen 5 lezzetini şöyle sıralıyor: Portakal solu Pekin ördeği, buharda Çin mantısı, acılı ekşili çorba, bademli sebzeli tavuk ve California sushi rol.

SHENG OLDU OĞUZ KAĞAN
Hong Kong Marina’nın mutfağındaki tüm operasyon Oğuz Kağan tarafından büyük bir titizlikle yönetiliyor. Oğuz şef aslında Çinli, Zhejianglı. Asıl adı, Sheng Xing He. Türk vatandaşı olmuş. O artık bizden biri. Bizi en az bizim kadar tanıyor. Damak lezzetimizi biliyor ve ona uygun tabaklar hazırlıyor. Sushi, sashimi ve nigiri de yine onun imzasını taşıyor. Ne söylerseniz söyleyin şundan emin olun ki hepsi zengin bir besin kaynağı ve vitamin dolu. İçindeki lezzetler eşit oranda. Yani ne kadar tatlı varsa acı da ekşi de aynı miktarda. Bunun yanı sıra renk, aroma, görünüm ve servis de son derece özenli. Tıpkı bir sanatçı titizliğinde. Eğer siz de alışılagelmiş tatların dışına çıkıp farklı lezzetleri tatmak isterseniz derim ki mutlaka deneyin, asla pişman olmayacaksınız. Ve inanıyorum ki ilk fırsatta yeniden geleceksiniz. Çinlilerin dediği gibi bu yemek size sağlık, şans ve zenginlik getirsin. Şimdiden afiyet olsun.