Paylaş
TEİAŞ, İzmir Bayraklı’da 24.5 metre yüksekliğinde bir trafo yapmak istemişti.
Tam da son depremde yıkılan apartmanların yanı başında...
Mahalleli isyan etmiş, bölgedeki tek yeşil alanın bu şekilde değerlendirilmesine karşı çıkmıştı.
Sivil inisiyatif sesini öyle güçlü duyurmuştu ki, iktidar ve muhalefet milletvekilleri devreye girmek durumunda kalmıştı.
Sonuçta TEİAŞ başka bir yer verilmesi karşılığında tesisin yapımından vazgeçeceğini açıklamıştı.
Doğrusu ya, o gün bu gündür tek çivi de çakmadı.
Ancak, alelacele yapılan ve cezaevini andıran, üstü dikenli tel örgülerle çevrili Çin Seddi görünümlü devasa koruma duvarları ise hala duruyor.
Hem ucubeden farksız, hem de görüntü kirliliği yaratıyor.
Psikolojik olarak insan ruhunu nasıl daralttığı da cabası.
Söz konusu yerde oturduğum için buranın akıbetine dair sormadığım kimse kalmadı ama net bir yanıt hala alamadım.
Adalet Mahallesi 1593/3 Sokak sakinleri adına bir de buradan soruyorum:
* Gelinen son durum nedir?
* TEİAŞ’a becayiş için istediği yer bulundu mu?
* Takas gerçekleşti mi?
* Bu duvar ne zaman yıkılacak?
* “Sorumluluk alanımızda olmasa da vatandaşlarımızı dinledik. Belediyemize ait bir arsayı TEİAŞ’la takas etmeyi öneriyoruz. Kabul edilirse mahalleye yeşil alan ve park kazandıracağız” diye tweet atan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sözünü ne zaman yerine getirecek?
Bu basit 5 soruya yanıt verecek bir Allah’ın kulu yok mu?
Doğru dürüst yapın
İZMİR Büyükşehir Belediyesi, kent genelinde engellilerin yönlerini kolaylıkla bulabilmeleri için bir yandan yeni sarı çizgiler yaptırıyor, bir yandan da mevcutları yeniliyor.
Baktığınızda muhteşem bir hizmet ama madalyonun başka bir yüzü daha var.
Birçok şeyde olduğu gibi bu işte de denetim olmadığı ya da üstünkörü yapıldığı için o sarı çizgilerin yapımında kullanılan plastik aksam çalışmalar daha bitmeden ya yerlerinden çıkıyor ya da eğilip bükülüyor.
Hal böyle olunca bırakın engellilerimizi, hepimiz için takılıp bir yerimizi yaralama riski barındırıyor.
Sanılmasın ki bu durum İzmir’e özel.
Ege’nin neresine giderseniz gidin üç aşağı beş yukarı manzara aynı.
Lütfen kaş yapalım derken göz çıkarmayalım.
İhaleyi alanlar işi kuralına uygun yerine getirsin, yerel yönetimler de onları her aşamasında denetlesin.
Şovu bırakın artık
KİMSE kusura bakmasın ama bizim her şeyimiz göstermelik.
Hayvanseverliğimiz bile...
İşin şov kısmında fotoğraf karesine girmekte en öndeyiz ama şu kavuran yaz sıcağında evlerimizin önüne bir kap su, bir lokma yiyecek bile koymuyoruz.
Belediyelerimiz de farklı değil.
Park ve bahçelerin çoğunda su kabı da, mama kabı da yok.
Olanların hem içi boş, hem de pislik içinde.
Hele sahil beldelerinde durum çok daha vahim.
Geçtiğimiz günlerde tatile gittiğimiz Marmaris Hisarönü’nde bir damlasını dahi bulamadığı için denizden su içmeye çalışan köpekler, tavuklara verildiği için kendilerinden esirgenen bir lokma yiyecek yüzünden balık yakalamaya çalışan kediler gördük.
Evet, uzun zamandır beklenen Hayvanları Koruma Kanunu nihayet Meclis’ten çıktı ama önce vicdan...
Şovu, sözde hayvanseverliği bir yana bırakalım da can dostlarımızın önce susuzluklarını giderip aç karınlarını doyuralım.
Felix’e yuva aranıyor
BU sevimli kedimizin adı Felix. Henüz 3 aylık. Erkek. Onu çok sevecek bir aile arıyor. Tel: 0535 616 28 68
Paylaş