Paylaş
Yanında köpeği ‘Dila’ da vardır. İlk girdiği otele, “Evcil hayvan kabul ediyor musunuz?” diye sorar. “Tabii ki” yanıtı alınca Alaçatı onun gözünde dünyanın en muhteşem tatil yeri haline gelir. 15 gün kalır. Ama o kadar sever ki, yerleşme kararı alır. 1 yıl sonra da hayalini gerçekleştirip İstanbul’dan Alaçatı’ya göçer. İstanbul’daki kimya üzerine olan şirketini uzaktan idare ederken boş durmamak için arayışa geçer. Küçüklükten beri aklında hep dekorasyon yapma fikri vardır. Hacımemiş’te virane küçücük bir dükkan bulur. Burayı adeta baştan yaratır ve ‘Kuş Kafesi’ adını verir. Eski objeler, mobilyalar, dekorasyon malzemeleri toplayıp satmaya başlar. Sonra eski mobilyalara yeni kumaşlar kaplatır. El boyamalarıyla özgün eserler yapar. Dükkanındaki her şey tektir, bir ikincisi yoktur (ki, hala öyle).
Ürünleri o kadar çok beğenilir, o kadar fazla talep olur ki, “Bizim evimizin veya otelimizin de dekorasyonunu yapar mısınız?” diye kapısını çalanlar olur. “Neden olmasın” der ve o işi de yapmaya başlar. Sonra... Bir de otel açma fikrine kapılır. 1900’lü yılların başında yapılmış, 75 metrekarelik zemin üzerine 2 katlı taş bir bina bulur. Adını da sahibi olduğu antikacı dükkanı gibi yine ‘Kuş Kafesi’ koyar. Burası yatak odası, çalışma odası ve banyodan oluşan tek odalı bir otel. İçindeki pirinç yatak, Çarlık Rusyası’ndan kalma kahve takımları, sedef kakmalı aynalar, takunyalar, yatak takımları, örtüler, 1913 yapımı gardırop vs Muzna Hanım’a ailesinden miras. Dolayısıyla saray odası, müze gibi! İngilizce ve Fransızca bilen uşak bile var. Adının anlamı ‘açık havada küçük bulutlardan yağan ilk yağmur damlası’ olan Muzna Abdülhamit, soyadından da anlaşılacağı gibi II. Abdülhamid’in akrabası. Babası Abdülhamid’in kardeşinin torunu Suphi Bey, annesi ise İskenderunlu Muyine Hanım. Ancak o bunu pek dillendirmek istemiyor, konu her açıldığında olabildiğince kısa geçiştiriyor. İnanılmaz mütevazı. Sevecen. Yardımsever. Güler yüzlü. Pozitifin üzerinde enerjisi, derin görgüsü ve tevazusuyla da Alaçatı’nın en sevilen, sayılanlarından.
HAYAT FELSEFESİ
İlk doğduğumuzda olduğumuz gibi insan, hayvan, doğa sevgisiyle yaşamak. Saygı göstermek. Huzur...
OTOMOBİL
Görüntüsü farklı olmalı
* İlk arabam 1974 model eski kasa yeşil renkte Ford Taunus’tu. Üstü açılabiliyordu, sahane bir otomobildi. Şimdilerde iki arabam var. Biri, Mitsubishi L 200 kamyonet. Kırmızı renkte. Ona ‘Red Sonja’ adını verdim. Bir de beyaz Mercedes c180 var. (Gülerek) Onu çok sevmediğimden isim vermedim. Direksiyonda olmayı seviyorum, o nedenle otomobilimi hep kendim kullanırım. Bir arabadan beklentim görüntüsünün değişik olması, performansı, kullanışlılığı. Trafikte seri, saygılı ve sabırlı bir sürücü olduğumu düşünüyorum.
BESLENME
Dere otuyla aram yok
* Kahvaltıyı atlamam. Genelde klasik kahvaltıyı tercih ederim. Ama arada değişiklik de isterim. Sofram göz zevkime göre sofra olmalı. Tabağımda bol peynir ve zeytin çeşidi olmasına özen gösteririm. Öğlenleri çok hafif ve mümkünse sağlıklı gıdalar tüketirim. Örneğin, salata gibi bir seçenekle geçiştirmeyi tercih ederim. Bazen sadece meyveyle de bu öğünü atlattığım olur. Akşam ağırlıklı olarak dışarıda yerim. Önceliğim deniz ürünleri ve sebze yemekleri olur. Ara öğünüm yok. Ancak çok acıkırsam ve geç akşam yemeği yemem gerekiyorsa müsli atıştırırım. Deniz mahsullü risotto ve spagetti en sevdiğim lezzetler. Tavuk, kuzu eti ve dere otlu hiçbir şey yemem. Çok zevkle yemek pişiririm. Arkadaşlarım elimin iyi olduğunu söyler.
MEKAN
İnteraktif yemek seçebilmeliyim
* Servisi mükemmel, ambiyansı değişik, konusuna hakim servis elemanları ile interaktif yemek seçebileceğim işletmeleri tercih ederim. İtalyan mutfağının iyisini ve İskandinav mutfağını zevkle takip ederim. Gittiğim mekanda en çok ortama, lezzete ve servis hızına dikkat ederim.
SPOR
Pilates, yürüyüş ve koşu
* Düzenli olarak reformer pilates, yürüyüş ve koşu yapıyorum. Galatasaray taraftarıyım.
TATİL
Tatil benim için keşif demek
* Yılda en az 10 kez tatile çıkarım. Ortalama 5-6’şar gün olur. Yurt içinde iş seyahatlerim çok oluyor. Bu nedenle görmediğim yer yok gibi! Yurt dışında İtalya, Amerika ve İngiltere en yoğun gittiğim yerler. Ama her sene daha önce hiç görmediğim bir ülkeye giderim. 35’in üzerinde ülke gezdim. En etkileyenler Madagaskar ve Mauritus oldu. Herkesin normal şartlarda turistik seyahate gittiği değil de Kuzey Çin köyleri gibi, pek uğranılmayan, değişik, kendine özel yerleri tercih ederim hep. Tatil benim için dinlenmek, sokakları dolaşmak, yerel halkla sohbet etmek, nerede olursam olayım onların gittiği yerlere gitmek, güzel yemek yapan yerleri keşfetmek demek.
HOBİ
Aslında hobi olmaktan çıktı
* Şu anda eğitimini aldığım mesleği değil de en büyük hobim olan ev&otel dekorasyonu yapıyorum. Aslında hobi olmaktan çıkalı çok oldu ama ben hala çok çok mutlulukla yapıyorum. (Gülerek) Aldığım her yeni iş benim için hobi derecesinde zevk veriyor ve bitince de koleksiyonuma katmış oluyorum. Her fırsatta, ama en çok uyumadan önce mutlaka kitap okurum. Aynı anda elimde 5 kitap birden olur ve hepsini peş peşe aynı zaman diliminde bitirim. Araştırma, teknik, kurgu, analiz, tarih kitaplarını severim. Bitirdiğimde küçük de olsa bir bilgi katan eserler hoşuma gidiyor. Eskiden roman okurdum, artık okumuyorum. Kafemde hep sevdiğim müzikleri çalmaya çalışıyorum. Rock, caz, klasik müzik severim. Popüler müzik pek dinlemem. Piyano severim. İstanbul’da yaşarken konsere de, sinemaya da, tiyatroya da çok giderdim. Ne yazık ki İzmir’de sinema haricinde kültür-sanata zaman ayıramıyorum. Konser ve tiyatroya gitme alışkanlığım gelişmedi. Ama bunu değiştirmem lazım.
KARİYER
Kimya mühendisliği okudum
* Hacette Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. Mezun olur olmaz yabancı bir şirkette işe başladım. F16 uçak fabrikasının kaplamasını yaptım. Uzun süre üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra kendi şirketimi kurdum. O günden beri kendi firmamdayım. Şu an Alaçatı’da başka şeylerle uğraşsam da kimyayı bırakmadım, bırakmam da... Uzaktan idare ediyorum. Çocukken kimya mühendisi olmak isterdim.
TEKNOLOJİ
Günde ortalama 30 dakika
* Teknolojiyle aram oldukça iyi. Sosyal medyada Facebook hesabımı şimdilik dondurdum. Ama Twitter’ı sürekli takip ederim, bilgi kaynağı olarak kullanırım. Zamanım olmadığı için çok bir şey paylaşmıyorum. Günde ortalama 30 dakika ayırırım.
MODA
Anısı olan kıyafetler almaya bayılırım
* Modayı takip ederim ama uygulamam. Kendime yakıştırdığım kıyafetleri nereden olursa alırım. Renk tercihim yok. Ama genelde renkli giyinirim. Giysilerimi kendim hazır alırım. Diktirsem bile modellerini kendim çizerim. Yurt dışında özellikle ara sokaklardaki wintige mağazaları dolaşıp tek olan eski ya da önemli modacıların kullanılmış, hikayesi-anısı olan kıyafet, ayakkabı, obje almaya bayılırım. O yaşanmış olma hikayesi beni çok etkiliyor. Anlamsız dolaşıp anlamsız alışveriş yapmak bana terapi gibi geliyor. Çok eğleniyorum.
SEVİMLİ DOSTLAR
2 köpeğim, 1 kedim var
* Dişi golden retrieverım ‘Dila’ 12, sokaktan bulduğum çoban kangal kırması ‘Dodo’ ise 10 yaşında. Yine sokakta bebekken bulup aldığım kedim ‘Lucky’ şimdi 1 yaşında.
KİMDİR?
Adı ve soyadı: Muzna Abdülhamit
Doğum yeri ve yılı: İstanbul, 1965
Eğitimi: Hacette Üniversitesi Kimya Mühendisliği
İşi: Alaçatı’daki Kuş Kafesi Antika Dükkanı’nın ve otelinin sahibi
Burcu: Akrep
Medeni durumu: Bekar
Paylaş