Paylaş
MHP İzmir 2. Bölge birinci sıra milletvekili adayı Ahmet Kenan Tanrıkulu, seçime en hazırlıklı parti olduklarını, iddia edilenin aksine ‘baraj’ sorunları olmadığını söyledi. İzmir’de her iki bölgede de oylarını en az 2.5 kat artıracaklarını ve altışar vekil çıkaracaklarını düşünerek yola çıktıklarını dile getiren Tanrıkulu, “Bu rakamlara ulaşmamız hayal değil. Teşkilatlarımızın çok büyük hırsı, gücü var. Bu seçime geçmiştekilerden daha fazla bilenmiş, yetişmiş olarak hazırlanmış durumdalar. İzmir’de 2007’nin üstünde çok ciddi oy alacağız. Ben hesap adamıyım, yıllarca bürokraside ve bakanlık yaptığım yerlerde hep ayağımı yere basarak konuştum. “İzmir’de 2007’nin üstünde oy alacağız” diyorsam, bir bildiğim var, ona göre söylüyorum demektir” dedi. İzmir özeline bakıldığında bu kentin şimdiye kadar hep kendine layık olanı yaptığını, farkını gösterdiğini ifade eden Ahmet Kenan Tanrıkulu, “İzmir zaman zaman Türkiye genelinden aykırı da kaldı. Aykırılıklar her yerde sevilmez ama İzmir’e ayrı bir güzellik ve anlam katıyor, yakışıyor da... Bu seçimde inanıyorum ki, İzmir’den başlayan temeldeki aykırılık Türkiye geneline yansıyacak ve Ankara’da 13 Haziran’da yepyeni bir güneş doğacak, yepyeni bir Türkiye’yle uyanma imkanı olacak” diye konuştu.
İki temel sorun işsizlik ve koordinasyonsuzluk
Ülke genelinde ve İzmir’de acil çözüm bekleyen sorunlar neler? Gözlemlerinizi, seçim çalışmaları sırasında görüştüğünüz vatandaşların size ilettiklerini aktarabilir misiniz?
- Vatandaşın birinci söylediği, “Bizi bunlardan kurtarın” oluyor. Artık canına tak etmiş, son raddeye gelmiş. “Bunun arkasında ne var” derseniz, şöyle sıralamak mümkün:
- Türkiye’deki en önemli mesele işsizlik. Aynı şey İzmir’de de geçerli. Metropolde de durum böyle, taşrada da böyle. Nereye gidersek gidelim, “Çoluğuma çocuğuma iş bulun” diyen insanlarla karşılaşıyoruz.
- TÜİK rakamlarını yağlayıp yıkayabilirsiniz, değiştirebilirsiniz. İstatistikçilerin deyimiyle sabunlayabilirsiniz. Bir rakamı değiştirerek, gönlünüze göre sonuç da alabilirsiniz. Ama sonuçta hayatın gerçeğini değiştiremezsiniz.
- İzmir’de ayrıca koordinasyonsuzluk var. Yeni tabirle eşgüdüm yok. İzmir, merkezi hükümetle yerel yönetim arasında sıkışmış bir kent görünümü veriyor.
- Ankara buraya baskı, resmen şantaj yapıyor, seçmenin iradesine ipotek koyuyor. Bazı yerel yönetimler de İzmir’de festival belediyeciliği yapıyor.
- İki tarafın birbirine şantaj yaparak sıkıştırdığı İzmirli nefes alamıyor, boğuluyor. İzmir bunlara layık değil. Vatandaş mührü bize verdiği zaman bu her iki yönetim tarzının baskısından da tüm İzmirlileri kurtaracağız.
En hazırlıklı parti biziz baraj sorunumuz yok
12 Haziran sonrası için tüm tahminler, MHP’nin barajı geçip geçemeyeceği üzerine yapılıyor. Kaset skandallarından sonra bu kaygı daha çok dile getirilmeye başlandı. Sizin cephenizden nasıl bir tablo gözüküyor?
- Aslında şöyle bir durum var: Referandum sürecinde MHP üzerinde çok büyük oyunlar oynandı. Bundan sonra da baraj problemi özellikle Başbakan tarafından dile getirildi.
- Ancak, geçilen süreçte görüldü ki biz Ekim 2010’dan itibaren bu seçimlere start verip çalışmaya başladık.
- En erken (28 Ocak) seçim beyannamesini biz açıkladık. Dolayısıyla bu seçime en hazırlıklı partiyiz.
- MHP’nin baraj problemi olduğunu söyleyenler, kendileriyle, kendi iktidarlarıyla ilgili plan ve hesap yapan siyaset terzileridir.
- Bizim onlarla hiçbir işimiz yok. Bizim onlara cevabımız sandıkta verilecek. Bu cevabı veren de Türk milletinin kendisi olacak.
- Özellikle İzmirli seçmenin, bunu söyleyenlere, Türk milletinin geleceğiyle ilgili hesap yapanlara çok güzel bir şamar vuracağını düşünüyorum. 13 Haziran’da da hep birlikte bunu görme imkanımız olacak.
İzmir’den başlayan aykırılık Türkiye geneline yansıyacak
“Ses ver Türkiye, ses ver İzmir”, “Sesime kulak ve Türkiye, sesime kulak ver İzmir” diyorsunuz. Seçime artık sayılı gün kaldı. Seçmenin bu mesaja tepkisi ne durumda?
- Ciddi yankı buldu. Slogan olmaktan çıktı, benimsendi. İnşallah, sandığa da yansıyacak.
- İzmir özeline baktığımızda, bu kent şimdiye kadar hep kendine layık olanı yaptı, farkını gösterdi.
- Zaman zaman Türkiye genelinden aykırı da kaldı.
- Aykırılıklar her yerde sevilmez ama İzmir’e ayrı bir güzellik ve anlam katıyor, yakışıyor da...
- Bu seçimde şöyle düşünüyorum: İzmir’den başlayan temeldeki aykırılık Türkiye geneline yansıyacak ve Ankara’da 13 Haziran’da yepyeni bir güneş doğacak, yepyeni bir Türkiye’yle uyanma imkanı olacak.
Bu kentin kendisi marka daha da güçlendireceğiz
MHP’nin İzmir’e yönelik projeleri neler? Malum, AK Parti ve CHP, İzmir için adeta proje yarışında. Sizin de sürprizleriniz var mı?
- Öncelikle biz ne iktidarda ne de muhalefete hiç çıldırmadık. Akıl tutulmasıyla hiç karşı karşıya kalmadık.
- ‘Markamız İzmir, Farkımız İzmir’ anlayışıyla çalışacağız. Bu amaçla “Yükselen Şehir İzmir Projesi” geliştirdik, vizyonumuzu ortaya koyduk, kamuoyuyla paylaştık ve buna uyacağımıza söz verdik.
- Biz birileri gibi İzmir’i marka yapma peşinde değiliz. İzmir’in kendisinin marka olduğunu düşünüyoruz. Bu marka değerini koruyamayanlar utanmalı.
- İzmir markasını güçlendireceğiz. Ortaya koyduğumuz projelerle genç beyinleri yetiştireceğiz ve İzmir’de tutacağız.
- İzmir’i ekonomi, kültür, sanat, eğitim, spor gibi alanlarda güçlendireceğiz. Türkiye’ye öncü olması için çalışacağız.
- İzmir hak ettiği yatırımları alamıyor. Bizim dönemimizdeki payı yüzde 2.8 iken şimdi yüzde 1.4’e düştü.
- İzmir, önemli potansiyelleri olmasına rağmen sürekli kan kaybediyor. Sosyo-ekonomik gelişmişlik sırasında üçüncü büyük olarak adlandırılıyor ama eğitiminde, sağlığında, ticaretinde ve sanayisinde gerileme eğilimi başladı.
- İzmir’in kamu yatırımlarından hak ettiği payı alan şehir olması için çalışacağız.
- İzmir’de sektörel cazibe merkezlerini hayata geçireceğiz.
- İlk kez bizim dönemimizde gündeme gelen Teknopark’ın arkasını getireceğiz. İzmir’i teknoloji üssüne dönüştüreceğiz.
- Bilişim Vadisi’ni İzmir’de kuracağız.
- OSB’lerde mesleki eğitime önem vereceğiz. Yarıda kalmış OSB’leri bitireceğiz. İhtisas OSB’ler de kuracağız.
- İzmir’i bir mega sağlık kentine dönüştüreceğiz. Bunun için, EXPO 2015’te verdiğimiz ve Meclis’te bekleyen “Sağlık Üniversitesi” teklifimizi hayata geçireceğiz.
- EXPO konusunda atılacak her adımı destekliyoruz. İktidara gelmemiz halinde bu amaçla kentin üç bölgesini kongre merkezine dönüştürmeyi hedefliyoruz.
- Alsancak’ı yeniden planlayacağız, kruvaziyer turizme entegre edecek çalışma yapacağız. Agora ve Kadifekale’yi cazibe merkezi haline dönüştüreceğiz. Kemeraltı Projesi’nin takipçisi olacağız.
- Metronun bir an önce bitirilmesi ve uzatılması için destek sağlayacağız.
- İzmir’e ikinci bir havaalanı ve liman da kazandıracağız.
- İktidarımızda ikincisini düzenlediğimiz İzmir İktisat Kongresi’ne sahip çıkacağız. Her yıl biri ulusal, diğeri uluslararası olmak üzere yeniden toplayacağız.
Hesap adamıyım, bir bildiğim var ki kesin konuşuyorum
Sizden hem İzmir hem de Ege Bölgesi’nde seçim sonuçlarına yönelik bir tahmin istesem...
- Biz yola, İzmir’de her iki bölgede de oyumuzu en az 2.5 kat artıracağımızı düşünerek çıktık. Bir potansiyelimiz var, bunu ortaya koyduk.
- Potansiyelimiz her iki bölgede altışardan 12 vekile denk geldi. Bu bir hedeftir. Ortaya koyarsınız, ulaşmaya çalışırsınız. Hedefinizi ne kadar yüksek koyarsanız ulaşma hırsınız ve kapasiteniz de o kadar yüksek olur.
- Dolayısıyla, bu rakamlara ulaşmamız hiç de hayal değil.
- Teşkilatlarımızın çok büyük hırsı, gücü var. Bu seçime geçmiştekilerden daha fazla bilenmiş, yetişmiş olarak hazırlanmış durumdalar.
- Özetle, İzmir’de şunu söyleyebilirim: 2007’nin üstünde çok ciddi oy alacağız.
- İzmir ve Ege’de yaşayan insanlar çok bilinçli siyasi tercih yapıyor. İnanıyorum ki, Türkiye’nin geleceğinin ipotek altına alınması noktasında direniş gösterecekler. Bu direnişin adı da ‘Milli Yeniden Kurtuluş Direnişi’ olacak.
- Bu noktada bir başka pencere açmak istiyorum. Sahada birebir görüştüğümüz, bize oy vermeyeceğini söyleyen seçmenin de ikinci tercihiyiz.
- Bu, şunu gösteriyor: Vatandaşımız bizi kendisini yönetmeye ve iktidara layık buluyor. Kendi partisinden vazgeçtiği zaman da bu ülkeyi yönetebilecek, geleceğe taşıyacak bir parti olarak görüyor. Bunu solda olan da söylüyor, sağda olan da... Seçim veya seçmen sosyolojisi açısından ilginç bir tespit.
- Bizim önümüzde bir potansiyel var. Vatandaşımızla ne kadar çok kucaklaşır veya ona ulaşabilirsek bu potansiyelin üzerine çıkacağız diye düşünüyorum.
- Ben hesap adamıyım, yıllarca bürokraside ve bakanlık yaptığım yerlerde hep ayağımı yere basarak konuştum. “İzmir’de 2007’nin üstünde oy alacağız” diyorsam, bir bildiğim var, ona göre söylüyorum demektir.
Paylaş