Paylaş
Dün tarihe tanıklık ettik.
Siyasi hayatında birçok önemli adımına tanık olduğum Erdoğan’ın dün Meclis’te yeminini izledim, Meclise gelişi sırasında elini sıkıp tebrik ettim. Külliyede, ise Başkanlık sistemi döneminin doğuşunu izledim.
Erdoğan’ın yemin etmek için geldiği Meclis’te farklı bir hava vardı. Cumhurbaşkanının eşi, çocukları, gelini, damadı ve torunları ilk kez Meclis’e gelerek yemin törenini izlediler. Erdoğan seçim gecesi de balkona sadece eşiyle birlikte çıkmıştı. Erdoğan yemin etmek üzere Meclis Genel Kurulu’na girdiğinde ilginç tablolar oluştu. AK Parti, MHP ve İYİ Parti milletvekilleri Cumhurbaşkanı’nı ayakta karşıladı, CHP ile HDP milletvekilleri ise ayağa kalkmadı. Yemin töreni başlayınca İYİ Parti milletvekilleri de yerlerine oturdu. Erdoğan yemin metnini okumadan önce de okuduktan sonra da AK Parti’yle birlikte MHP grubuna da dönerek selamlamayı ihmal etmedi. Cumhur İttifakı yemin töreninde de devam etti. Dün Meclis’te bir CHP klasiği yaşandı. Özal seçildiğinde de Meclise girmemişlerdi. Abdullah Gül’ün yemin töreninde de yer almadılar. Ama yemin töreninde protesto ettikleri Abdullah Gül’ü, cumhurbaşkanı adayı yapmak istediler. Bu kadar çelişki ancak CHP’de olur! CHP’liler geçen sefer olduğu gibi bu kez de Erdoğan’a karşı da ayağa kalkmadı. Ha diyeceksiniz ki 26 milyon ayağa kalkmış CHP ayağa kalkmasa ne olur?
KÜLLİYE’DEN İZLENİMLER
Yemin töreninin tamamlanmasının ardından Külliye’ye geçtiğimizde Cumhurbaşkanı Erdoğan henüz gelmemişti.
Eski başbakanlardan Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’ı gördüm. Yıldırım Akbulut, eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek ile yan yana oturuyordu. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e protokolün en önünde yer ayrılmıştı ancak gelip gelmeyeceği henüz netleşmemişti. Gül, tören başlamadan kısa bir süre önce geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, “81 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım” dedi.
Reform ve yenileşme mesajını verdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde törenler devam ederken herkes Bakanlar Kurulu kulisleriyle meşguldü. Bazı isimler sızmaya başlamış, kabinede yer alıyor diye tebrik edilen bazı isimler ise, “Ben kabinede değilim” diye açıklama yapma gereği duyuyordu.
EKONOMİNİN DÜMENİ ALBAYRAK’TA
Cumhurbaşkanı’nın bir yardımcısı olacağı ve eski Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay’ın Cumhurbaşkanı yardımcısı olduğu orada kulağıma fısıldandı. Ancak, “Sen açıklama, Cumhurbaşkanı’nı bekle” şartı düşülerek. İlk büyük sürpriz gelmişti.
“Devletin omurgasını oluşturan 4 bakan siyasilerden oluşacak” sözünden İçişleri ve Dışişleri bakanlarının yerinde kaldığı sonucunu çıkardım. İkinci sürpriz yaşanmıştı. Milli Savunma Bakanı diyecektim ki, “Orada sürpriz var?” denildi. Merakım iyice artmıştı ki, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Milli Savunma Bakanlığı’na getirildiği söylendi. Enerji Bakanı Berat Albayrak ise kabinede kalmış ama ekonomi yönetimini üstlenmişti.
Üçüncü sürprizi ise özel sektörden gelen bakanlar oluşturdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun süredir yakınında olan Başdanışmanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na getirilirken bakan olması beklenen İbrahim Kalın’ın görevine devam etmesi tercih edilmişti.
Bakanlar Kurulu’nun yapısına gelince,
3 Kasım 2002 seçimlerinde Türkiye’nin karşısına yepyeni bir kadroyla çıkan Erdoğan, başkanlık sisteminin ilk kabinesinde de yeni bir kadroyla yola çıktı.
AK Parti’nin ilk kabinesinden iki Cumhurbaşkanı,4 Başbakan çıktı. Birçok isim kendi alanında birer yıldız oldu. Bakalım bu kabineden kimler parlayacak, kimler hangi görevlere gelecek?
Seçim gecesi, “Milletimizin sandıkta verdiği mesajı aldık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni sisteme, yeni isimlerle başlamayı tercih etti. Ekonomi yönetimi tamamen kabine dışı bırakılırken, yeni dönemde ekonominin dümenini Enerji Bakanlığı koltuğunu devreden Berat Albayrak üstlendi. Erdoğan, siyasi kadrolar yerine özel sektörde başarılı olan isimleri kabineye almak suretiyle Başkanlık sistemine Amerikan tarzı bir başlangıç yaptı.
Paylaş