Paylaş
1)Amerikan Kongresi 1814 tarihindeki işgalci İngiliz birliklerinden 207 yıl sonra Trump destekçileri tarafından baskına uğradı.
2) Dünyaya demokrasi ihraç eden Amerika’nın asıl kendisinin demokrasiye ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. Bu aşamadan sonra herhangi bir Afrika ülkesi “ABD’ye demokrasi ihraç edeceğim” diyebilir.
3) Trump seçildiğinde “Bir ülkenin seviyesi devlet başkanına göre ölçülür” denilmişti. Bu sözün hakikat olduğu kongre baskınıyla ortaya çıktı.
4) Trump, Amerika’yı dünyaya rezil eden başkan olarak tarihe geçti. Şimdi onu rahat bir emeklilik değil, yargılanıp hapse girme akıbeti bekliyor.
5) ABD Başkanlığı tescil edilen Biden, Kongre binasının basılması üzerine, “Bu bir protesto değil, kalkışmadır” dedi. Biden, 252 kişinin şehit olduğu 15 Temmuz darbe girişiminden uzun bir süre sonra Türkiye’yi ziyaret etmiş ve “İnternet oyunu zannettik” demişti. Ama biz ABD’deki kalkışma için “İnternet oyunu zannettik” demedik. Bu da onlara ders olsun.
6)15 Temmuz’da ABD’nin desteklediği FETÖ’cü hainler Meclis’i bombalarken, bizim milletvekillerimiz meydan okumuştu, Kongre baskınında ise Temsilciler Meclisi üyeleri tam siper yaptı.
7)Dünyayı kasıp kavuran kanlı darbelerin hâmisi olan ABD, ilk kez darbeyi yakınında hissetti.
8)“ABD’de neden darbe olmaz? Çünkü orada Amerikan büyükelçiliği yok” diye bir ironi yapılır. Amerikan kongresinin basılmasıyla birlikte bu söz tarihi değerini kaybetti. Artık ABD için de her türlü komplo teorisi yapılabilir.
9)ABD bizde hem darbeleri teşvik etti, 27 Mayıs’ı, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü yaptırdı; hem de dönüp bize demokrasi dersi vermeye kalkıştı. 6 Ocak gecesi ABD’de demokrasiye karşı yaşanan kalkışma üzerine Türkiye demokrasi çağrısı yaptı ya, artık ölsem de gam yemem.
ERDOĞAN’IN ASİLTÜRK’Ü ZİYARETİ
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ziyareti, Milli Görüş ve AK Parti tabanında bir heyecan dalgasına yol açtı. Bunu görüşme sonrasında Asiltürk’ün Erdoğan’ı aracına kadar uğurlaması ve o sırada Poyraz Apartmanı’nda yaşayanların camlara çıkarak gösterdikleri ilgiden de anlamak mümkün. Bunun nostaljik bir ziyaret mi, yoksa Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik bir hamle mi olduğu yönünde bir tartışma yaşandı.
Erdoğan, Asiltürk’e hattatların piri olarak kabul edilen Şeyh Hamdullah'ın yaklaşık 500 yıl önce yazdığı ve Türkiye'deki en değerli el yazması Kur'an-ı Kerimler arasında bulunan "Mushaf-ı Şerif"in tıpkıbasımı Kur’an-ı Kerim’i hediye etmiş.
Oğuzhan Asiltürk, Milli Görüş hareketinde Erbakan’dan sonraki en önemli isim. Merhum Erbakan’a karşı itiraz edebilen, onun da üzerinde etkili olan biri olarak bilinir. Yani Milli Görüş’ün ağır toplarından denildi mi, Erbakan hocadan sonra tartışmasız ikinci sıraya Oğuzhan Asiltürk ismi yazılır. Zaten Erbakan hocanın vefatından sonra Milli Görüş’ün manevi liderliğini üstlendi. Dikkat edin, doğal lider demiyorum, manevi önder. Oğuzhan Asiltürk’le Temel Karamollaoğlu arasında muhalefet tarzından dolayı görüş farklılığı yaşanıyormuş. Asiltürk, Temel Karamollaoğlu’nun üslubunu fazla sert buluyormuş. Bir de CHP’ye fazla angaje görebilir.
GÖRÜŞME NE ZAMAN PLANLANDI?
Erdoğan, AK Parti’nin kuruluşundan bu yana Oğuzhan Asiltürk’ü ilk kez ziyaret ediyor. Meclis Başkanı Mustafa Şentop, 7 Haziran 2015 ve 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde Saadet Partisi’yle seçim işbirliği için çaba göstermişti. Ama Karamollaoğlu ittifaka sıcak bakmadı. Yerel seçimler sırasında da Binali Yıldırım, Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaret etmiş. Ama Erdoğan’ın ziyareti çok önemli. Oğuzhan Bey’in yaşlılıktan kaynaklanan ufak tefek problemler dışında bir sorunu yok.
Erdoğan’ın ziyareti bir gün önceden netleşmiş. Görüşme hakkında Temel Karamollaoğlu’na da bilgi verilmiş. Bir saat süren ziyaret, samimi bir sohbet ortamında gerçekleşmiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asiltürk’e Kuran-ı Kerim hediye etmiş. Asiltürk bundan memnun kalmış. Milli Selamet Partisi’nden başlayıp Refah Partisi’nde devam eden bir geçmişe sahip oldukları için daha çok geçmişin hatıraları yâd edilmiş. Ama tamamen nostaljik bir görüşme olmamış. Tam aksine, ülke sorunları ve dünyadaki gelişmelerde değerlendirilmiş. Peki AK Parti ile Saadet Partisi’nin seçimlerde ittifak yapması konuşulmuş mu? O düzeyde bir görüşme olmamış. Ama zaten bu görüşme dahi başlı başına bir mesaj değil mi? Erdoğan, Asiltürk’ü ziyaret ederek zaten Milli Görüş tabanının teveccühünü kazandı. Bunun bir siyasi sonucu olur mu, orasını ben de merak ediyorum ama hani ünlü bir söz vardı ya: “Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu.”
SARIGÜL’ÜN ÖNERİSİ
DAHA önce Türkiye milletvekilliği çıkarılmıştı ama Anayasa Mahkemesi, “Milletvekili, seçildikten sonra Türkiye milletvekilidir” ilkesinden hareket ederek bunu bozmuştu. Sarıgül bunun farkında. Çünkü milletvekili olduğu dönemde Özal’la görüşüp, “Türkiye milletvekilliği” kulisini yapanlardan birisi. Sarıgül bugün de aynı kanaatte. “Başka bir isim bulunabilir ama Türkiye milletvekilliği getirilmeli” diyor.
“Türkiye milletvekilliği hem parlamentonun güçlenmesini sağlar, hem genel merkezlerin elini rahatlatır, hem de partilerin Türkiye’yi yöneteceği birikimli kadroları Meclis’e taşımasının önünü açar” diyor. Sarıgül, “150 milletvekili Türkiye milletvekili olarak belirlensin. Partilerin aldıkları oy oranlarına göre milletvekili çıkarmaları sağlansın. 450 milletvekili ise önseçimle belirlensin” diyor.
Türkiye Değişim Partisi’ni kurarak siyasete hızlı bir dönüş yapan Mustafa Sarıgül, seçim sistemiyle ilgili önerisiyle de dikkat çekmeyi başardı.
Paylaş