PKK’yla mücadelede sıçrayan mürekkep stratejisi

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Irak sınırındaki terörü bu yaz kalıcı olarak çözeceğiz” demişti.

Haberin Devamı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, operasyonun “Alışılmadık, öngörülemez, özgün, süratli ve tempolu” olacağını söylemişti.

Irak’ın kuzeyindeki çemberin tamamlanıp kilidin vurulacağı belirtilmişti.

Hatta harekât planları konuşulmaya başlanmıştı.

‘Yaz geldi, temmuz ayı oldu ama harekât başlamadı’ diye düşünülebilir.

SÜREKLİ OPERASYON EVRESİ

Ama öyle değil. Operasyonlar devam ediyor. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri “Sürekli operasyon evresine” geçti. 378 kilometrelik Türkiye-Irak sınırı boyunca 30-40 kilometre derinliğe inecek şekilde operasyonlar yapılıyor. Yani operasyonlar süreklilik kazandı.

Daha açık bir ifade ile anlatayım. Türk Silahlı Kuvvetleri temmuzun şu tarihinde ya da ağustos ayında kara birlikleriyle Irak’ın kuzeyine girip operasyon yapacak değil. TSK, “Sürekli operasyon evresine” geçti. Geçen hafta aynı anda 17 hedef vuruldu.

Haberin Devamı

YENİ KONSEPTİN ADI

PKK ile mücadelede yeni bir konsept uygulanıyor. Yeni konsepte, “Mürekkep Damlası Stratejisi” deniliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri zaten Irak’ın kuzeyinde var. Geçici ve kalıcı üslerimizde PKK ile mücadele sürüyor. Ancak 22-23 Aralık ve 14 Ocak tarihinde verdiğimiz şehitlerden sonra zorlu kış şartlarına rağmen, ardından gelen bahar ve yaz aylarının verdiği kolaylıkla buradaki üslerimiz takviye edildi. Birçoğu kalıcı üs haline getirildi. Lojistik olarak alt yapıları güçlendirildi. Yollar açıldı. Ama bir yandan da ihtiyaca göre sürekli olarak birlik takviyesi yapılıyor.

MÜREKKEP DAMLASI STRATEJİSİ

Buraya kadar tamam ama bu “Mürekkep Damlası Stratejisi” ne oluyor diyebilirsiniz. Askeri uzmanlar iyi bilir ama ben kamuoyunun anlayacağı şekilde izah etmek istiyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak’ta var. Pençe-Kilit operasyonları devam ediyor. Ancak sadece Pençe-Kilit bölgesinde değil, 378 kilometrelik sınır hattı boyunca sürekli olarak operasyon yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi, Irak sınırındaki terör yuvaları kalıcı olarak temizleniyor.

GENİŞLEYİP YAYILIYOR DERİNE İNİLİYOR

Harekât nasıl icra ediliyor? İçerideki birliklerimiz olduğu yerde genişliyor. Alanı terör örgütünden temizleyerek sürekli olarak genişletiyor. Aynen bir mürekkep damlasının su içinde yayılması gibi. Ama bu sadece bulunduğu alanda genişleme şeklinde olmuyor. Bazı yerlerde derine inerek, bazı yerlerde genişleyerek bu harekât icra ediliyor. Bölgenin şekline ve terör örgütünün varlığına göre yapılıyor bu operasyonlar.

AYNI ANDA

Haberin Devamı

1-Bir yandan TSK’nın kontrolündeki alanlar genişletiliyor, tahkimat yapılıp güvenli mıntıka kalıcı hale getiriliyor.

2-Diğer yandan ise terör örgütünün imhası ve alan temizliği sürüyor.

3-Ama aynı zamanda yeni operasyonların ön hazırlığı olarak yollar açılıyor, mağaralar temizleniyor. 378 kilometrelik sınır hattından içeriye doğru iniliyor.

HAT NEREYE KADAR İNDİ

Peki bu hat nereye kadar ilerlemiş durumda? Amediye-Şeladize hattına kadar inilmiş durumda. Ama burada durulmayacak. Terörist neredeyse oraya kadar inilip bölge PKK’dan temizlenecek.

PKK SIKIŞTI

Bölgedeki gelişmeleri de terör örgütünün yayınlarını da takip ediyorum. Bunu hamaset olsun diye söylemiyorum. PKK, Irak’ın kuzeyinde gerçekten çok sıkışmış durumda. Bölge halkını kışkırtmaya çalıştılar, başarılı olamadılar. Ormanı yaktılar etkili olamadılar. Birliklerimize ateş açtılar, misliyle bedel ödediler. Şimdi Kandil’dekiler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonlarının durdurulması için ABD ve Avrupa’daki ağa babalarına mektup yazıp destek istemeye başladılar. Diğer yandan da mağaralardaki teröristler kaçmaya çalışıyor, imha olmamak için.

Haberin Devamı

AMEDİYE-ŞELADİZE HATTI

Ama Türkiye bu yaz çemberi kapamakta ve Irak sınırımızdan derinlere inerek bölgeyi PKK’dan temizlemekte kararlı. Zaten bu büyük ölçüde başarılmış, Amediye- Şeladize hattına kadar ilerlenmiş durumda.

Mehmetçik, mürekkep damlası stratejisiyle genişleyip derinleşirken, PKK alan kaybetmeye, geri çekilmeye çalışıyor. Ama bir kez karar verildi. Türkiye-Irak sınırından başlayıp Kuzey Irak’ın derinlerine doğru bölge PKK’dan temizleniyor, güvenli bir alan oluşturuluyor.

3. DÜNYA SAVAŞI TEHLİKESİ BÜYÜYOR

NATO bildirisi yayımlanıncaya kadar 3. Dünya Savaşı’yla ilgili iddialara ihtiyatlı yaklaşıyordum. Ama ne zaman ki NATO bildirisini gördüm, ABD’nin niyetinin yeni savaşlar çıkarmak ve 3’üncü Dünya Savaşı’nı başlatmak için planlar yaptığı kanaatine vardım.

Haberin Devamı

NATO’dan Rusya-Ukrayna savaşının sürdürülmesi, yeni hedefin Çin olması gerektiği yönünde bir açıklama geldi.

10 TEMMUZ

Barıştan tek bir kelime bile söz edilmedi. Savaş denildi, daha büyük savaşlar için çağrı yapıldı. 10 Temmuz 2024 tarihinde yayımlanan NATO bildirisi ile tehlikeli bir eşik aşılmış oldu. Dünya artık daha güvenli değil. Amerika dünyayı savaşlar, krizler ve kaoslar üzerinden yöneten bir ülke. 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa topraklarında bir savaş yaşanıyor.

Bu savaşın iki kaybedeni var. Rusya ve Ukrayna. Tek kazananı ise ABD. O nedenle NATO zirvesinden Ukrayna savaşının sürdürülmesi kararı çıktı.

ABD’NİN KAZANIMLARI

Çünkü Ukrayna savaşıyla birlikte ABD, siyasi hedeflerine ulaştı.

Haberin Devamı

1-Beyin ölümü gerçekleşti denilen NATO’yu diriltti. NATO’nun genişlemesini sağladı.

2-Baltık Denizi artık bir NATO denizi oldu.

3-Rusya’ya Baltıklardan başlayıp Yunanistan’a kadar uzanan hatta bir duvar ördü.

4-Rusya korkusuyla Avrupa’yı arka bahçesi haline getirdi.

5-Amerikan savaş sanayisini şaha kaldırdı.

6-Çin tehdidini kullanarak NATO’yu Asya-Pasifik’e yöneltti. Japonya, Güney Kore, Endonezya NATO toplantılarına davet edildi.

NATO SAVAŞI OLURSA

Biden yönetimi Rusya-Ukrayna savaşını NATO-Rusya savaşına dönüştürmek için bir çaba içinde. NATO üyesi Danimarka ve Hollanda’nın verdiği F-16’lar Rus topraklarını bombalarsa, Putin, NATO üyesi ülkelere ait askeri hedefleri vurursa, bir anda kendimizi bir NATO-Rusya savaşının içinde bulabilir miyiz? Böyle bir tehlike her zamankinden daha yakın hale geldi.

ÇİN HEDEFTE

10 Temmuz 2024 tarihli NATO bildirisini unutmayın diyorum. Çünkü ilk kez bu denli güçlü ifadelerle Çin hedef alındı. Sadece Çin değil, Kuzey Kore ve İran da aynı parantezin içine alınmış durumda.

Başından beri Rusya-Ukrayna savaşında asıl hedefin Çin olduğunu iddia ediyorum. Çünkü ABD ekonomik olarak geriletemediği Çin’i, savaşa sokarak yıpratmak istiyor. Çin bir süredir bundan kaçtı. Ama yaklaşan tehlikeyi gördüğü için deniz ve hava kuvvetlerini güçlendirmek için seferberlik halinde çalışıyor. ABD’ye göre Çin, 2027’de Tayvan’a saldıracak.

Çin ise Tayvan’ın bir yem olduğunu görüyor. Putin’in, Ukrayna’da tuzağa düşmesi gibi Tayvan tuzağına düşmemeye çalışıyor. “En büyük zafer, savaşsız elde edilen zaferdir” denilir. Çin bunun farkında. Ama Amerika’nın niyeti kötü.

Şu unutulmamalı ki, Çin’in içinde olduğu bir savaşın adı 3’üncü Dünya Savaşı olur.  

Yazarın Tüm Yazıları