Paylaş
Zaten ben her 23 Nisan, özel oturumu izlemek üzere Meclis’te olurum. Bu yaştan sonra Meclis Başkanı’nın koltuğuna oturmak gibi bir beklentim olduğu için değil, sadece milli iradeye olan saygımdan dolayı.
Meclis Başkanı Mustafa Şentop, 23 Nisan özel oturumunda koronavirüs salgını nedeniyle bir sıkıntı yaşanmaması için bir çaba içinde. Şentop, cuma günü Kılıçdaroğlu’nu arıyor. Meclis’te 23 Nisan özel oturumunun yapılacağını, programın saat 09.00’da Meclis bahçesindeki Atatürk anıtına çelenk konularak başlayacağını, daha sonra Anıtkabir ziyaretinin gerçekleştirileceğini ve 1. Meclis’teki programların yapılacağını anlatıyor. Saat 14.00’te de Genel Kurul’un özel gündemle toplanacağını söylüyor.
ŞENTOP-KILIÇDAROĞLU GÖRÜŞMESİ
Meclis Başkanı Mustafa Şentop’la görüştüm. Kılıçdaroğlu ile görüşmede bir kaygısını paylaştığını ifade etti. “Genel Kurul’la ilgili endişemden bahsettim. Bugüne kadar çok güzel bir şekilde yürüdü bu süreç. Milletvekillerimizle ilgili herhangi olumsuz bir duruma rastlamadık. Bunun için özellikle ‘Sosyal mesafenin korunması ve katılımcı sayısının kontrollü olmasında fayda var’ dedim. ‘Acaba bunun için genel başkanların katılmaması düşünülebilir mi? Çünkü genel başkanlar gelince milletvekilleri daha kalabalık geliyor. Veya katılacak milletvekili sayısına sınırlama düşünülebilir’ dedim.”
Şentop, “Bu bir çağrı da değil, talep de değil, teklif de değil. Yüksek sesle istişare ettik” diyor. Şentop ile Kılıçdaroğlu arasında seviyeli bir diyalog gerçekleşiyor. Kılıçdaroğlu da “Evet, dikkat etmemiz lazım. Tedbirlere uymamız lazım” diyor. Ama katılıp katılmayacağı konusunda bir şey söylemiyor.
MEYDAN OKUMA
Peki tartışma nereden çıkıyor? Meclis Başkanı Şentop, Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya ile konuşmasında da liderlerin katılması durumunda Meclis’te bir yoğunluk yaşanmasından endişe ettiğini belirtiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Meclis’teki oturuma katılmayacağını ifade ediyor.
Burada sorun ne? CHP Sözcüsü Faik Öztrak, kameraların karşısına geçiyor, “Sayın Başkan, siz Meclis Başkanı mısınız? Yoksa Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı mısınız? Bu öneri Gazi Meclisimizin başkanına hiç yakışmamıştır” diyor. Kılıçdaroğlu MYK toplantısında, “23 Nisan özel oturumuna katılmama kimse engel olamaz” diye kükrüyor. “Erdoğan’ın gidip gitmemesi kendi bileceği iş” diye meydan okuyor. Sanki Şentop, Meclis’in etrafına barikat kurmuş, Kemal Bey’in geçmesini engelleyecek. CHP bir kez daha eski kodlarına dönüyor, krize oynuyor.
ERDOĞAN TARTIŞMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılması konusuna gelince, 23 Nisan özel oturumlarına Kenan Evren üç defa katılmış. Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Özal ve Demirel hiç katılmamış. Ahmet Necdet Sezer, 2003’ten itibaren katılmış. Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı süresinin tamamında katılmış. Bu kez koronavirüs önlemleri kapsamında katılmıyor. Meclis Başkanı Şentop, bu kıyaslamayı doğru bulmuyor. “Cumhurbaşkanlarının katılmasıyla, aynı zamanda milletvekili olan genel başkanların katılmasını birbiriyle aynı tutmak mümkün değil. Milletvekili parlamento üyesi, Genel Kurul salonunda bulunuyor, aynı zamanda söz hakkı var. Cumhurbaşkanları ise sadece locada izleyici olarak katılıyorlar. Cumhurbaşkanının konuşma hakkı yok. Söz hakkı yok. Ama senin söz hakkın var” diyor.
Meclis Başkanı, “23 Nisan’da özel oturum yapılmayacak. CHP Genel Başkanı Meclis’e gelemez” demiyor ki? Ne bu meydan okuma? Asıl önemli olan darbeler kapısına kilit vurduğu zaman Meclis’in kapısında olmaktır. 15 Temmuz konusunda CHP’ye haksızlık etmek istemem. Meclis bombalanırken CHP milletvekilleri de oradaydı. Ama aynı şeyi 27 Mayıs için söyleyemem...
İŞTE O AMBULANS
AYDIN Menderes’le Karadeniz gezisine çıkıyorduk. Esenboğa Havaalanı’na doğru yaklaşırken, çağrı cihazlarımız çalmaya başladı. Özal hastaneye kaldırılmış. Yoldan dönüp doğruca Hacettepe Hastanesi’ne gittik. Haberi alan ANAP’lılar hastaneye gelmeye başlıyordu. Özal’ı kurtarmak için müdahale ediliyordu. Ancak içeriden hiç iyi haberler gelmiyordu. Semra Hanım’ın çok kötü olduğu, Özal’ın hayata döndürülemediği söyleniyordu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi, ağlayarak Özal’ın öldüğü açıklamasını yapmıştı.
Bir koleksiyonerin aldığı, Özal’ı hastaneye götüren araçtan bozma ambulans. Bir ambulanstan ziyade cenaze aracına benziyor.
Bunu niye anlattım?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hükümete geldiğimizde bu ülkede doğru dürüst ambulans bile yoktu” sözleri üzerine sosyal medyada kampanya düzenleyenlere hatırlatmak isterim.
Özal, baypas ameliyatı olmuş, kronik kalp rahatsızlığı bulunan biriydi. Çankaya Köşkü’nde kalp krizi geçirdi. Ama eski bir araçtan bozma, tam teşekküllü olmayan bir aracın içine konulduğu için müdahale edilemedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanını hastaneye götüren ambulansta acil müdahale cihazlarının bulunmadığı ortaya çıktı. Özal Hacettepe’ye yetiştirildiğinde, artık çok geç olmuştu.
Elbette ki geçmişte de ambulanslarımız vardı ama bugünle kıyaslanabilir mi? Bugün bırakın ambulansı, koronavirüs salgınında 44 ülkeye yardımda bulunan bir Türkiye var.
Paylaş