Paylaş
Perşembe gününden beri Kılıçdaroğlu’nun ne diyeceğini merak ediyorum. O nedenle çıktığı televizyon programlarını, yaptığı konuşmaları hatta attığı tweet’leri dahi izliyorum.
Peki bu Kılıçdaroğlu merakımın sebebi ne?
Kılıçdaroğlu çarşamba günü, “Bu akşam saat 22.00’de önemli bir konu hakkında size bilgi vereceğim” dedi.
Saat 22.00 oldu. Kılıçdaroğlu Twitter’dan bu kez bir video yayınladı.
KILIÇDAROĞLU’NUN İDDİASI
Önce bu belge de değil, bu da değil diye bir şov yaptı, ardından altında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasının yer aldığı bir evrak gösterdi.
“Peki, bir belgeyi anlatayım... 3 Nisan 2018’de bir açık ihale yapılır. Bu ihaleye 15 firma katılır. İhalenin bedeli 3 milyar 198 milyon 743 bin 127 lira. Ama kazanan firmaya bu ihale verilmez. Neden? Çünkü beşli çeteden değil. Bu nedenle ihale iptal edilir ve aynı iş yeniden ihale edilir. 21 Ağustos 2020’de ihale yeniden açılır. Aynı iş bu kez 3 milyar 200 milyona değil, 9 milyar 449 milyon 995 bin 834 liraya beşli çeteye peşkeş çekilir. Saray’daki şahıs ne için imza atıyor anladınız mı?” diye sordu.
Sorusunun yanıtını da yine kendisi verdi.
“Tek bir imza ile 6 milyar lira” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun elinde salladığı evrakı görünce aslına ulaşıp incelemek istedim.
İLK KUŞKU TARİHLE İLGİLİ
Çünkü ortada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla 6 milyar liralık bir usulsüzlükten söz ediliyordu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından o bölümü bilgisayarda büyütüp dikkatlice inceleyince, önce tarihlerin tutmadığını tespit ettim.
ULAŞTIRMA BAKANI KUŞKULARIMI ARTTIRDI
Kuşkumu arttıran ikinci adım ise Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’ndan geldi. Ulaştırma Bakanı, Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un programında, ”Sayın Cumhurbaşkanı’mız hiçbir zaman hiçbir ihaleye imza atmaz. Bunu devlet tecrübesi olan herkes bilir. Bakanlar da atmazlar. Hiçbir ihaleye ve ödemeye Cumhurbaşkanı imza atmaz. Oradaki kâğıdı göstererek yalan konuştu” dedi.
Ben o andan itibaren Kılıçdaroğlu bu iddiaya nasıl yanıt verecek diye beklemeye başladım.
İHALE İDDİASI
Kılıçdaroğlu’nun büyük yolsuzluğun belgesi gibi salladığı evrakın tarihi konusundaki şüphelerim geçerli olmakla birlikte, ‘İhaleye ilişkin iddiaları doğru mu?’ sorusunun peşine düştüm. Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu anlattı.
İLK İHALE
“2018 yılında yapılmış olan ihale sadece Bursa-Yenişehir-Osmaneli arasında. Bursa-Yenişehir arasındaki kısmında yalnızca üstyapı işleri 56 kilometre ve kalan 50 kilometrelik kısmında hem altyapı hem üstyapı. Toplam 106 kilometre. 2018 yılı maliyet hesaplarıyla 3 milyar 200 milyon liraya çıktı.
İKİNCİ İHALE
İkinci ihalede ise, ihale 106 kilometreden 201 kilometreye kadar çıktı. Bursa’dan Bandırma’ya kadar uzadı. Bursa ile Yenişehir arasında altyapı, üstyapı ve 7 istasyon eklendi. 2020 fiyatlarıyla 9 milyar 449 milyon liraya çıktı.”
FARKLI BELGE
Kılıçdaroğlu, ”Peki, bir belgeyi anlatayım” dediği için benim aklım hâlâ evrakta. O iddianın yanıtını da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söz konusu iddialar üzerine Kılıçdaroğlu’na açtığı 250 milyar liralık tazminat davasında buldum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Doç. Dr. Hüseyin Aydın’ın dilekçesinde, ”Davalının göstermiş olduğu evrak 20.05.2019 tarihli olup Kuzey Marmara Otoyolu’na ilişkin 01.07.2016 tarihinde imzalanmış bulunan Uygulama Sözleşmesi’nin 27/2 maddesi uyarınca yapılması gereken bir işleme dair Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yetki verilmesinden ibarettir” deniliyor.
Hüseyin Aydın, “Kılıçdaroğlu’nun iddia ettiği 03.04.2018 tarihli ihale ise Bursa Hızlı Tren ihalesi olup davalının buna ilişkin beyanları da tamamen gerçek dışıdır” diyor.
KILIÇDAROĞLU’NA SORULAR
Burada Kılıçdaroğlu’nun yanıt vermesi gereken sorular var.
1- Kemal Bey, siz Bursa Hızlı Tren ihalesiyle ilgili iddiayı gündeme getirirken, gösterdiğiniz belge Kuzey Marmara Otoyolu’na ilişkin Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yetki veren belge mi?
2- Sayın Kılıçdaroğlu, farklı bir evrakı kullanmak suretiyle halkı aldatmakla ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a haksız isnatta bulunmakla suçlanıyorsunuz. Bursa Hızlı Tren ihalesine ilişkin belge diye Karayolları’na yetki veren evrakı göstermek suretiyle halkı aldatmaya kalkıştınız mı?
3- Hukukun genel kaidesi gereğince müddei iddiasını ispatla mükelleftir. İddia ettiğiniz gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını taşıyan belge var mı, bunu kamuoyuna açıklayacak mısınız, mahkemeye delil olarak sunacak mısınız?
Kemal Bey, sıra sizde.
İMAMOĞLU, KILIÇDAROĞLU’NA BİLGİ VERDİ Mİ?
İSTANBUL kar yağışı ile boğuşurken Ekrem İmamoğlu’nun, İngiliz Büyükelçi ile balık yemeğinde olması dünyanın her yerinde sorgulanır. Kılıçdaroğlu, ‘İmamoğlu ne yapacaktı, dozerin üstüne mi çıkacaktı?’ diye yarım ağız savunmaya çalışıyor ama o da çok iyi biliyor ki, bu iş bir yerde patlayacaktı. Çünkü İmamoğlu’nun seçildiği günden bu yana Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı hesabını bir kenara bırakıp İstanbul’un sorunlarına odaklanmasını istiyor. İmamoğlu ise beni cumhurbaşkanı seçtirecek olan karla mücadele işi değil, İngilizlerin desteğini almak diye düşünmüş olmalı ki, İngiliz Büyükelçi ile kar yağışı altında balık keyfi yapmayı tercih etmiş.
CHP’YE BİLGİ VERİLDİ Mİ?
Benim asıl merak ettiğim, Ekrem İmamoğlu’nun İngiliz Büyükelçi ile görüşmesi konusunda CHP Genel Merkezi’ni bilgilendirip bilgilendirmediği konusu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, zamanında açıklama yapılsa insanlar zor durumda kalmazdı diye sitem etme gereği duydu. Belli ki önceden de sonradan da haberi yokmuş ama Kılıçdaroğlu’nun haberi var mı konusu da netleşmedi, bu yüzden Kılıçdaroğlu’nun tüm açıklamalarını takip ediyorum.
GÖZLER KILIÇDAROĞLU’NDA
Öyle ki, CHP Genel Merkezi’nin bile Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını benim kadar izlediğini zannetmiyorum.
Kılıçdaroğlu; televizyonların canlı yayınlarına katıldı, partisinin programlarında konuştu, internet üzerinden yayın yapan haber sitelerinin konuğu oldu. Her konuda konuştu ama bir konuda konuşmadı. O da İngiliz Büyükelçi ile görüşme hakkında İmamoğlu’nun kendisine bilgi verip vermediği konusu.
Gözler şimdi Kılıçdaroğlu’nda.
Kemal Bey, İmamoğlu, İngiliz Büyükelçi ile görüşmesi hakkında size bilgi verdi mi?
Paylaş