Paylaş
Binali Yıldırım, 18 Şubat’ta Meclis Başkanlığı’ndan istifa ederse Anayasa’nın 94. maddesine göre 5 gün içinde adaylık müracaatları alınacak, altıncı gün ise Meclis Başkanı seçilecek. Meclis Başkanı’nın kim olacağı konusunda kritik görüşmelerden biri bugün gerçekleşecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya gelecek. Gerçi Bahçeli, “Adalet ve Kalkınma Partisi kimi Meclis Başkanı adayı olarak takdim ederse, MHP o adaya Meclis’te destek verecektir. Bunun A’sı, B’si, kişisi, ötesi yoktur” demişti ama düğüm bugün çözülecek.
İŞ BANKASI’NI TUZAK OLARAK GÖRÜYOR
Şu günlerde siyasetteki dalgalanma, borsadaki iniş-çıkışları geçti. Meclis Başkanlığı kulisini izlerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan İş Bankası’ndaki CHP hisselerine değinince gündem değişti. Gözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrildi. Bir grup gazeteci, Kılıçdaroğlu ile konuştuk. İş Bankası konusuna pek girmek istemedi. “Bu tür tartışmaları sağlıklı bulmuyorum. Gündem sarsmaya yönelik tartışmalar. Biz de o tuzağa düşmemeye özen gösteriyoruz. Mutfaklarda yangın var. O bunları benim dillendirmemi istemiyor. İşsizlik almış başını gidiyor, bunları dillendirmemi istemiyor. Dış politikada büyük tıkanmalar var, bunları dillendirmemi istemiyor. Beni İş Bankası tartışmasıyla kısır bir alana hapsetmek istiyor ama bu tuzağa düşmeyeceğiz” dedi. “Peki yasal olarak mümkün mü?” diye sorduk. “Hayır” karşılığını verdi. 24 Haziran seçimleri öncesinde de gündeme getirildiğini hatırlattık ama Kılıçdaroğlu, “Dediğim gibi, bu tartışmalara girmek istemiyorum” diye kestirip attı.
DSP’YE GİDENLERE NASIL BAKIYOR?
Kılıçdaroğlu’na CHP’den aday gösterilmediği için DSP’ye giden isimleri de sorduk. “Eğer bir kişi CHP’den belediye başkanı seçilmiş ise halkın kendisine verdiği oyun arkasında durması lazım. Ahlak bunu gerektirir” dedi. “Siz aday göstermediğiniz için geçmelerine ne diyorsunuz?” dedik. CHP Lideri, “Adaylık bir kişiye özgü bir kavram değildir. Adaylık insanlara özgü, partilere özgü bir kavramdır. Bir kişi değil, birden fazla kişi aday olur. Dolayısıyla da onların arasında partinin yetkili organları bir kişiyi belediye başkanı adayı olarak belirler. Yani bir kişi ‘Beni aday göstermediniz, ben de gidip başka partiden aday olacağım’ diye bir düşünce içine giriyorsa, etik olarak doğru değildir” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, DSP’ye gidenlerin CHP’nin oylarını bölemeyeceği kanaatinde. “Çünkü vatandaş bilinçli” diyor. 1994 seçimlerinde CHP’den Ali Dinçer ile SHP’den Korel Göymen yarışmış, Melih Gökçek aradan sıyrılarak seçimi kazanmıştı. Kılıçdaroğlu’na bu örneği hatırlatıp, “Aynı durum yaşanır mı?” diye sorunca, “Bugün için öyle bir tablo yok. Şöyle: Siyaset ikiye ayrılır. Demokrasiden yana olanlar ve tek adam rejiminden yana olanlar. 2 ayrı kutup oluştu, dikta yönetimi ve demokrasi diye. 2 ayrı bölge oluştu siyasette. Demokrasiden yana olanlar belli şekilde hareket etmek zorunda” diye karşılık verdi.
DSP İLE İTTİFAK
CHP, İYİ Parti ile ittifak kurarken neden DSP ile ittifak kurma çabasına girmedi? Kılıçdaroğlu’na bunu da sorduk. “Arkadaşlarımız görüştüler. Yani DSP ile” dedi. CHP Lideri, DSP ile görüşüldüğünü ilk kez açıklamış oldu. Ayrıntı vermedi. “Görüşmeyi yapan da zaten DSP’den bize gelen arkadaşlardı” demekle yetindi. Bunun üzerine CHP kulislerine baktım. İttifak görüşmelerinin başında DSP’den Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı var, DSP Genel Merkezi’ni ziyaret etmişler. “Yapabileceğimiz bir şey varsa biz hazırız” demişler. Hatta bir DSP Genel Başkan Yardımcısı iadeiziyarette bulunmuş. Bu kez daha açık bir şekilde, “Bazı bölgelerde birliktelik oluşturabiliriz” teklifinde bulunmuşlar. Ama DSP ittifak kapısını açmamış. Belli ki bugünlerde açacakları başka kapılara hazırlanmışlar. Kılıçdaroğlu’na “DSP’den adaylıklar sizin listeleri gözden geçirmenize neden olacak mı?” diye sorduk. Çok net konuştu. “Hayır. Hayır” dedi.
HDP İLE SEÇİM İŞBİRLİĞİ VAR MI?
Bir eksik kalmıştı. O da HDP ile seçim işbirliği. HDP, aday çıkarmadığı bölgelerde AK Parti-MHP karşısındaki adayları destekleyeceğini açıkladı. Bu durum, “HDP ile CHP’nin seçim işbirliği” değerlendirmelerine sebep oldu. Kılıçdaroğlu’na “HDP ile seçim işbirliği yapacak mısınız?” diye sorduk.
“Hayır. HDP ile bir işbirliğimiz yok. Böyle bir şey de söz konusu değil. Ama biz Kürt vatandaşların da oyuna talibiz. Herkesin oyuna talibiz. Bizim söylediğimiz sandıkta ittifaktır. Demokrasiden yana olandan yanadır. Tamamının sandıkta CHP’ye oy vermelerini isteriz. Demokrasiyi savunuyoruz. Yani tek adam rejimine karşıyız. Dikta yönetimlerine karşıyız. Bugün Türkiye bir dikta yönetimi, dikta tehdidi altında. Demokrasiyi savunan tüm güçlerin bu çerçeveyle bir arada olması lazım. Arzumuz bu” diye karşılık verdi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına rağmen üç konuda da tartışmalar süreceğe benziyor.
Paylaş