Paylaş
Ama önce CHP, Mersin’de miting kararı alıyor, sonra İYİ Parti’ye birlikte yapma teklifi iletiliyor.
Yani iki parti birlikte miting kararı almıyorlar.
İlginç bir rastlantı. 4 Aralık’ta Meral Akşener’in daha önceden belirlenmiş Mersin programı var. Akşener, Mersin’de esnaf ziyareti yapacak. Ancak CHP’nin aynı gün Mersin’de miting kararı alması üzerine Akşener programını değiştiriyor. Akşener, 4 Aralık’ta Amasya’da olacak.
Akşener’le Kılıçdaroğlu yerel seçimlerde Denizli, Balıkesir ve Aydın’da ortak miting yapmışlardı. Peki bu kez CHP’den gelen ortak miting önerisini İYİ Parti niye geri çevirdi?
İYİ PARTİ’NİN KARARI DOĞRU
Bence İYİ Parti kendi duruşu, siyasi kimliği ve politikaları açısından doğru bir karar verdi. CHP’nin gölgesi altına girmedi. Kendisine CHP’nin stepnesi muamelesi yapılmasına engel oldu. Yerel seçimlerde iki parti seçim ittifakı yapmıştı. Ortak miting o nedenle yadırganmazdı ama bu kez resmi olarak ittifak kararı alınmış değil.
Bu tespitlerden sonra İYİ Parti’nin, CHP’den gelen ortak miting teklifini reddettiği toplantıda üzerinde durulan gerekçeleri sıralamak istiyorum.
1- Millet İttifakı bir işbirliği ittifakı. AK Parti ile MHP arasındaki ittifaka benzemiyor. Resmi olarak ittifak kurulmadan önce ortak miting yapılması İYİ Parti’nin kimliğine, duruşuna ve politikalarına zarar verebilir.
2- CHP de İYİ Parti de bundan sonra miting yapacaklar. İlk miting ortak olursa bundan sonra da iki partinin ortak miting yapması zorunlu gibi bir anlayış oluşabilir.
3- İYİ Parti, CHP’nin güdümünde, gölgesinde gibi bir görüntü, İYİ Parti’nin büyümesini, gelişmesini önler. CHP’nin gölgesinde kalır.
HDP ÇEKİNCESİ
4- CHP ile HDP arasında dikkat çekici bir yakınlaşma yaşanıyor. Mersin’de HDP yüzde 16.9 oy oranı ile üçüncü sırada geliyor. HDP, Mersin’de CHP mitingine destek verebilir. Orada CHP ve HDP bayrağı ile İYİ Parti bayrağının yan yana gelmesi doğru olmaz. HDP faktörü nedeniyle, kendi sorumluluğumuzda olmayan Mersin mitinginde hangi pankartların açılacağını, hangi sloganların atılacağını bilemeyiz.
CHP’NİN TAVRINDAN RAHATSIZLIK
Bu noktadan sonra ise İYİ Parti’deki, CHP’nin tutumundan kaynaklanan rahatsızlığa dikkat çekeceğim. Millet İttifakı’nı sürdürmek istiyorsa CHP’nin bu noktalara dikkat etmesinde yarar var. Bu satırlar, CHP ile İYİ Parti arasında yeni bir kriz öncesinde erken uyarı olarak görülebilir. İsterlerse dostça bir hatırlatma olarak görürler, istemezlerse siyasi bir uyarı olarak değerlendirebilirler.
Çünkü bu değerlendirme bana ait değil. İYİ Parti’den yansıttığım satırlar olarak görülebilir.
“CHP, kendini aile büyüğü gibi görmeye başladı. Bir karar alıyor, diğerlerinin ona uymasını istiyor. ‘Bir CHP var bir de diğerleri’ gibi hareket ediyor. Bu yaklaşım doğru değil. Biz diğerleri değiliz. Biz seçimlerden birinci parti olarak çıkmaya çalışan bir partiyiz. CHP’nin bize diğerleri gibi muamele etmesine izin vermemeliyiz.”
CHP’YE ‘DİĞERLERİ’ ELEŞTİRİSİ
CHP’nin tavrıyla ilgili İYİ Parti kulislerinden yansıtacağım eleştiriler bunlarla sınırlı değil.
“CHP, Millet İttifakı adına açıklama yapma ve politika belirleme yetkisini kendinde görüyor. Sanki bir yanda AK Parti var, diğer yanda CHP var. CHP kendi dışındaki muhalefet partilerine diğerleri muamelesi yapıyor. Biz diğerleri değil, İYİ Parti’yiz. Seçimlerden başarılı olarak çıkmayı hedeflemiş bir partiyiz. Kendimize diğerleri muamelesi yapılmasına izin veremeyiz” deniliyor.
Peki bu rahatsızlık büyür mü? İYİ Parti’nin, CHP ile Millet İttifakı kurmasına engel olur mu? Olmaz. CHP ile İYİ Parti birlikte yürümeye devam ederler ama CHP’nin, İYİ Parti’nin hassasiyetlerine dikkat etmesi koşuluyla...
Daha önce de İYİ Parti’nin etkili isimlerinden Cihan Paçacı, Kılıçdaroğlu’na yönelik “Tekli konuşuyor” uyarısında bulunmuştu. Cihan Paçacı’nın uyarısı yerinde olmuş, Kılıçdaroğlu bir süreliğine de olsa tekli konuşmayı bırakmıştı. Böylece Paçacı’nın erken uyarısı ile yol kazası önlenmişti. Yukarıda aktardığım değerlendirmeleri de bir erken uyarı olarak görebilirler.
ERDOĞAN’A ‘SADDAM’LI, KADDAFİ’Lİ’ TEHDİT
EKREM İmamoğlu’nun seçimlerden önce Eyüp Sultan’da Yasin-i Şerif okumasına, Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısı yapmasına aldanmayın. Bunlarda zihniyet değişmemiş. Sadece seçim öncesinde şirinlik muskası takıp, inançlı kesimleri aldatmaya çalışıyorlar, Menderes, “Halk Partisi’nin muhalefeti tahripkârdır” demişti. Menderes’in sözünün ne anlama geldiğini 27 Mayıs’ta görmüştük.
İçişleri Bakanı Namık Gedik’i Harp Okulu’nun penceresinden aşağıya atıp öldürmüşlerdi. İdam edilmeden önce Menderes’e prostat muayenesi yapmışlardı.
Beni bu düşüncelere iten, daha önce “Direne direne kazanıyoruz. Dike dike bunları yollayacağız. Laik, demokratik, sosyal hukuk devletini bir kez daha münasip bir yerlerine sokacağız” gibi seviyesiz paylaşımları olan Barbaros Şansal isimli densiz modacı ile gazeteci Sedef Kabaş’ın YouTube kanalında yaptıkları yayın oldu.
ZİHNİYET DEĞİŞMİYOR
Barbaros Şansal o yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alarak, “Ama Saddam’ın su kuyusundan, Kaddafi’nin de logar, kanalizasyon kuyusundan çıkarılıp recm edildiğini unutarak yaptı bunu” diyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nı Saddam Hüseyin ve Kaddafi’nin sonuyla tehdit ediyor.
15 Temmuz’da başarılı olsalar Erdoğan’a beterini yapacaklardı. Ama asil milletimiz ona izin vermedi.
Bu densizi muhatap almaya değmez ama bir çift laf etmezsem içimde kalır.
TÜRKİYE’NİN CUMHURBAŞKANI
Erdoğan dediğin kişi Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı. Sen benim ülkemin Cumhurbaşkanı’nı nasıl Saddam ve Kaddafi’nin trajik sonuyla tehdit edersin...
Amerika, Irak’ı işgal etmiş, ardından da Saddam Hüseyin’i asmıştı. Türkiye ile nasıl benzetebilirsin? Linç edilerek öldürülen Kaddafi ise Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle ABD ülkemize ambargo uyguladığında, silah depolarını açmış, savaş uçaklarımıza yedek parça ve yakıt ikmali sağlamıştı.
Paylaş