Paylaş
Arkada bir yığın yaşanmışlıkları bırakırsın. Arkana dönüp her defasında baktığında aslında veda ettiğin sensindir. Sevgilerinle, acılarınla, hasretinle, döndüğünde bir daha göreceğinden emin olmadığın sen. Bir kucak hüzün bırakıp gidersin bir daha dönmemek üzere o kapıdan. Bir yığın acı bırakır gidersin bir daha göremeyeceğin gözlere. Yaş olur kirpiklere damla damla dökülür ya, işte onun adıdır veda. Sevdiklerine, sevemediklerine, sevip de sevgisini bulamadıklarına bıraktığın hüznün adıdır o. Her vedada yüreğimden bir şeylerin koptuğunu hissederim. Hele bu ilahi bir vedaysa. Vedaların en zorudur sevgililer sevgilisi olan Peygamberimize veda. Vedaların en hüzün verenidir Kâbe’ye veda. Şimdi Kâbe’ye veda zamanı. Hac ibadetini tamamlayanlar bugünden itibaren Kâbe’ye veda ederek Mekke’den ayrılmaya başlıyor. Sevdiklerine veda etmenin ayrı bir yeri vardır insanda. Ama Kâbe’ye veda etmek farklıdır. Veda tavafını yapıp, Kâbe’nin tam karşısına geçip ellerini açıp gözyaşları içinde veda eden kafileler görüyorum. Dua ediyorlar, yakarıyorlar. Bir daha gelmek, Kâbe’ye yüzünü sürmek için Allah’a dua ediyorlar. Bu veda bir daha dönmemek üzere yapılan bir veda değil. Bu veda en kısa sürede gelmek üzere yapılan bir veda. Mekke’de son günümüz. Her veda bir kavuşmaktır misali. Kâbe’ye veda edip Peygamberimize kavuşacağız. Mekke’den Medine’ye geçeceğiz. Kâbe’ye her veda edişimde ayrı bir hüzün yaşamıştım. Bu kez ayrılık daha zor oldu. Bir de ilk geldiğim zaman yaşamıştım bu duyguyu. Kâbe’nin karşısında ellerimi açtım, boynumu büküp yürekten gelen bir samimiyetle dua ettim. Gözyaşlarımız Kâbe’deki milyonlarca Müslümanın gözyaşlarına kavuştu. “Allah’ım, sana açılan bu elleri boş çevirme” dedik. Bir daha kavuşabilmek umuduyla Kâbe’ye veda ettik. Gözler yaşlı, gönüller hüzünlüydü.
SAVAŞLA HAC İÇ İÇE
Veda tavafını bitirmiş, dua etmek için Kâbe’nin karşısında bir yer ararken heyecanlı bir şekilde dua eden bir grup dikkatimi çekti. “Yemen, Yemen” diyorlar, gözyaşları içinde ülkeleri için dua ediyorlardı. O an onların da Suudi Arabistan’da olduklarını hatırladım. Adeta inlercesine adını andıkları Yemen, şu an bulundukları ülke ile savaş halinde değil mi? Yemen’i vuran savaş uçakları hangi ülkeye ait? Bu ne yaman çelişki böyle... Kâbe’nin bir köşesinde Mısır’dan, Birleşik Arap Emirlikleri’nden hacılar ellerini açmışlar Suudi Arabistan’a dua ediyorlar, diğer köşede ise İranlı hacılar beddua ediyor. Çelişki içinde çelişki ya da İslam dünyasının hali pürmelali... Iraklı Şiilerin El Kaide’ye, Sünnilerin ise Şii gruplara lanet okuması gibi...
İSLAM KONGRESİ
Suudi Arabistan’ın savaş halinde olduğu Yemen vatandaşları hacca gelebiliyorsa yapılması gereken bir şeyler var demektir. Evet, haccın ibadet yönü çok güzel bir şekilde yerine getiriliyor. Ama hac aynı zamanda İslam kongresi demek. Dünya Müslümanlarının yılda bir kez Allah’ın huzurunda Kâbe’de bir araya gelmesi demek. Haccın eksik kalan yönü bu. İslam ülkelerinin temsilcileri bir araya gelip sorunlarını konuşabilmeli. Hadi savaşlarını durdurmalarını beklemiyorum... Ege’de, Akdeniz’de boğulan Aylan bebeklerin sorunlarını da konuşamazlar mı? Hadi Müslüman mültecilerin sorunlarını çözmelerini de beklemiyorum, hac yapılan bölgelerin temizlik sorununu ele alamazlar mı?
DEMOKRASİMİZİN KIYMETİNİ BİLELİM
Bu seferki hacda en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın etkinliğiydi. Farklı tarihlerde geldiğim için kıyaslama yapma imkânım oldu. İlk kez bir veliaht prensin bu denli güçlü olduğunu gördüm. Resmi dairelerde, meydanlarda, panolarda Suudi Arabistan Kralı’nın resimleri olurdu. Veliaht prens bilinmezdi. Şimdi ise kralla birlikte anılmak zorunda. Resmi dairelerde artık tek resim yok. Resmi kuruluşlarda kralla birlikte veliaht prensin fotoğrafının asılması zorunlu. Havaalanlarında, meydanlarda, sokak panolarında hatta elektronik reklam panolarında dahi Kral Selman ile Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın fotoğrafları yan yana. Dikkatimi çeken bir nokta da Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin yakınlığı oldu. Mekke’de birkaç yerde Suudi Kralı Selman, Veliaht Prens ve BAE’den Abdullah Bin Zayid’in fotoğraflarını aynı panoda yan yana gördüm. Evet, bizim eksiklikleri olan bir demokrasimiz var. Zaman zaman eleştiriyoruz. Hani demiş ya, dininin kıymetini bil diye. Aynen öyle, eksiğiyle noksanıyla demokrasimizin kıymetini bilelim. Bir hac görevimde daha yaşasın demokrasi, yaşasın özgürlükler, yaşasın Türkiye dedim.
Paylaş